Esra Kılıç – 10 Eylül 2024
Mahkeme: Cizre 1. Asliye Ceza Mahkemesi
Esas No: 2024/512 E.
16 aylık Mehmet Uytun Cizre’de evlerinin balkonunda annesinin kucağındayken 9 Ekim 2009 günü yaşanan protesto gösterileri sırasında, başına gaz fişeği isabet etmesiyle ağır yaralandı ve kaldırıldığı Diyarbakır Devlet Hastanesinde 10 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra 19 Ekim 2009 günü yaşamını yitirdi. Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 10 Ekim 2009 tarihinde düzenlenen olay yeri inceleme tutanağında; olay yerinde kırmızı renkli gaz fişeği boş kapsülünün bulunduğu, olay yerine gelen jandarma ekibinde bulunan görevlilerdeki tek gaz fişeği atabilen silahın mermilerinin mukayese amaçlı boşaltıldığı ve boş kapsül ile jandarma görevlisinin silahından alınan dolu mermiler mukayese amaçlı birlikte fotoğraflandığı belirtildi. Şırnak Cumhuriyet Savcılığı’nın açtığı soruşturmada, 11 yıl boyunca sanık jandarma uzman çavuş hakkında Cizre Kaymakamlığı tarafından soruşturma izni verilmedi. Dosya 11 yıl boyunca soruşturma izni için sırasıyla Cizre Kaymakamlığı, Diyarbakır Bölge İdare Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi, Cizre cumhuriyet Başsavcılığı, Cizre Kaymakamlığı, Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi arasında sürüncemede kaldı. Ancak 2020 yılında soruşturma izni alınabildi ve iddianame hazırlandı. İddianamede; Uzman Jandarma Hakan Alkan’ın görevi gereği kendisine zimmetlenmiş tamburlu bomba atar ile dikkatsiz ve tedbirsiz şekilde ateş ederek Mehmet Uytun’un ölümüne sebebiyet verdiği nedeniyle cezalandırılması istendi.
Cizre 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davada görevsizlik talepleri reddedildi. İddia makamı esas hakkında mütalaasında sanığın taksirle öldürme suçu gereğince cezalandırılmasını istedi. Mahkeme, Sanık Hakan Alkan’ın üzerine atılı taksirle ölüme neden olma suçundan sabit olan eylemine uyan TCK’nın 85/1 maddesi gereğince, 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hapis cezasının 18.200,00 TL Adli para cezasına çevrilmesine karar verdi. 19 Ekim 2022 tarihinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi, eksik araştırma ve değerlendirme nedeniyle yerel mahkeme kararını bozdu. Cizre 1. Asliye Ceza Mahkemesinde 03 Ocak 2023 tarihinde dava yeniden görülmeye başlandı.
11 Mayıs 2023 günü görülen duruşmada, görevsizlik kararı verildi ve dosyanın Cizre Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verdi. Sanık müdafiinin ve Cizre Cumhuriyet Savcılığı’nın yaptığı itiraza dair Cizre 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi 21 Haziran 2023 tarihinde karar verdi ve yapılan itirazı oy birliğiyle kabul etti. Yargılamanın Cizre 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam etmesine karar verildi. 14 Eylül 2023 günü görülen duruşmada, sanık Hakan Alkan’ı üzerine atılı taksirle bir kişinin ölümüne neden olma suçunu işlediği sabit olduğundan 3 yıl hapis cezasına mahkum etti, ardından sanığın dikkat ve özen göstermesinin gerekli olması ve görevi gereği kendisine zimmetlenmiş tamburlu bomba atar ile dikkatsiz ve tedbirsiz bir şekilde ateş ederek Mehmet Uytun’un ölümüne sebep olması nedeniyle hapis cezası 1/3 oranında arttırılarak 4 yıla çıkarıldı ve son olarak sanığın yargılama sürecindeki olumlu davranışları lehine takdiri indirim sebebi kabul ederek hapis cezası 3 yıl 4 aya indirildi. Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi, 21.02.2024 tarihinde eksik araştırma nedeniyle kararı bozdu ve Cizre 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava yeniden görülmeye başlandı. 10 Eylül 2024 günü bozma sonrası ilk duruşma görüldü.
Duruşma Öncesi
13.30’da görülecek duruşmadan yarım saat önce adliyenin birinci katında bulunan asliye ceza mahkemeinin duruşma salonunun önünde Mehmet Uytun’un annesi ve babası ile avukatları İHD Amed Şube yöneticileri Av. Yakup Güven ve Av. Ali İhsan Demirtaş bekliyorlardı. Mahkemenin mübaşiri henüz hakimin gelmediğini söyledi. Bu sırada Av.Yakup Güven müvekkillerine bilgi veriyordu. Tensip zaptı düzenlenirken Mahkeme’nin Jandarma Genel Müdürlüğü Kriminal Şube’ye bilirkişi raporu almak üzere dosyayı gönderdiğini, bilirkişi raporunun geldiğini ama UYAP sistemine yalnız tek numaralı sayfaların yüklendiğini, bu nedenle okuyamadıklarını, okudukları kadarıyla ise aleyhe olduğunu düşündüğünü belirtti.
Baba Turan Uytun, 2-3 yıl önce kendisine emniyet müdürlüğünden bir zarf geldiğini ama içinde başka birinin ehliyet işlemleri ile ilgili evrak olduğunu, bunun üzerine emniyet müdürlüğüne gittiğini, kendisine 10 gün içinde itiraz edilmez ise davanın düşeceğinin söylendiğini anlattı. Yargılama sürecinin ciddiyetsiz yürütüldüğünü ifade etti. Ayrıca olayın yaşandığı zaman oturdukları evin karşısında Vergi Müdürlüğü’nün bulunduğunu, istenirse kamera kayıtlarının alınabileceğini ve olayın açığa kavuşacağını söyledi. Duruşma salonu önünde beklerken mübaşir tarafları duruşma zaptına kaydetmek için Uytun ailesinin isimlerini aldı.
14.40’ta duruşma salonuna alındık. Duruşma salonuna girerken herhangi bir engel ile karşılaşmadık. Resmi ya da sivil giyimli herhangi bir polis duruşma salonunun önünde ya da içinde bulunmuyordu.
Duruşmaya Dair
Duruşma salonu asliye ceza mahkemelerinin standart ölçülerinde, 8 izleyici sandalyesi bulunan bir salondu. Hakim salona girdiğimizde kürsüde dosyayı inceliyordu. Katılan avukatlarının oturduğu masada büyük bri yazıcı/fotokopi makinesi vardı. Katılan vekilleri Av. Yakup Güven ve Av. Ali İhsan Demirtaş ile Mehmet Uytun’un annesi Kevzer Uytun ve babası Turan Uytun yerlerine geçtiler. Sanık duruşmaya katılmamıştı ve bir mazereti olduğuna dair herhangi bir şey belirtilmedi. Sanık avukatı ise daha önceki duruşmalarda olduğu gibi Ankara’dan SEGBİS ile bağlanmıştı. Duruşmayı Mezopotamya Ajansı’ndan bir muhabir de izliyordu.
Hakim, tutanağı yazdırmaya başladı. Bozma ilamının okunduğunu tutanağa geçirdiyse de okunmadı. Sanık müdafiine dönerek “Tensip ile dosyayı jandarmaya göndermiştik, rapor geldi okudunuz mu?” diye sordu. Sanık müdafii okuduğunu söyledi. Katılan vekilleri ise bilirkişi raporunun UYAP sistemine eksik yüklendiğini bu nedenle okuyamadıklarını söylediler. Hakim dosyayı karıştırdı ve bilirkişi raporundan bir suret bularak katılan vekillerine elden tebliğ etti.
Bu sırada “Rapor aldık sonra yine emniyete yazı yazdık. Yazıları gördünüz mü?” diye sordu. Katılan vekilleri yazıları görmediğini, UYAP’ta bulunmadığın söyledi.
Hakim bilirkişi raporunda net bir şey iletilmediğini, dosya geldikten sonra Kara Kuvvetleri Zırhlı Tugay Komutanlığı’na olayda kullanılan aynı mühimmatın hazır edilerek ve benzer ortam sağlanarak bir tatbikat yapılması için yazı yazdıklarını, Bu tatbikat sırasında silahın bir duvara nişan alınarak ateşlenmesi ile gerekli ölçümlerin yapılmasını, bu sırada bomba imha uzmanlarının bulunarak atış hızı, etkisi gibi konularda görüş bildirmelerinin istendiğini belirtti. Bununla bir sonuca ulaşabileceklerini düşündüğünü fakat henüz cevap gelmediğini ekledi.
Bu özet bilgilerden sonra katılan anne ve babanın yerine tutanağa beyanlarını “şikayetimiz devam ediyor” cümlesi ile yazdırdı ve katılanlardan onay istedi. Baba Turan Uytun kendisi yerine yazdırılan beyanı yeterli bulmayarak ekledi “ Benim oğlum kasten katledilmiş, herkesin gözünün önünde ölmüş. Olay yerinde kapsül vardı, olay meydandadır.”
Hakim “Avukatlarınız biliyor, biz zaten karar verdik, bozuldu.” dedi. Anne Türkçe bilmiyordu, salonda Kürtçe tercüman da bulunmuyordu. Kendisi yerine yazdırılan cümleye ekleme yapmadı.
Devamında katılan avukatlarına söz verdi ve herhangi bir talepleri olup olmadığını sordu. Av. Yakup Güven “Bozma kararının esasa ilişkin olmasını beklerdik.” derken Hakim sözünü kesip gülerek “Avukat bey, ben” dedi. Av. Yakup Güven ise “Şahsınıza dair bir şey söylemiyorum” dedi.
Bu sırada sanık müdafii kendisine ses gelmediğini söyledi. Hakim ise Av. Yakup Güven’in beyanını keserek “Talebinizi alalım, müzekkere cevabı gelsin, yazdığımız yazıyı okuyun, aynı ortam oluşacak” dedi.
Av. Yakup Güven ise “Bilirkişi raporunu inceleyelim” dedi.
Ali. İhsan Demirtaş söz alarak “Keşif gibi yapılacak dendi, tarih bildirilirse hazır olmak istiyoruz, Fiilen bir keşiftir bu. Keşif ortamına katılmak, işlemleri yerinde görmek, denetlemek için orada hazır bulunabiliriz.” dedi.
Hakim, “Cevap gelsin önce. Ben yazı yazdım, hangi birini yapacaklar bakalım.” dedi.
Av. Ali İhsan Demirtaş ekledi “Sanığın tutuklanmasını talep ediyoruz, deliiller toplanmaya devam ediyor, etki etme ihtimali var.” dedi.
Hakim bu kez sanık müdafiine sordu, “Duruşmayı duyuyor musunuz?” dedi.
Sanık müdafii ise “Duydum duydum, ben o yazdığınız yazıyı da okudum, tarih yok, bize de bildirilsin. Tutuklama için de şartlar oluşmamıştır, reddedilsin.” dedi.
Duruşma savcısı ise tutuklama talebinin dosyanın geldiği aşama itibariyle reddedilmesini ve eksikliklerin tamamlanmasını istedi.
Ara Kararlar
Yaklaşık 15 dakika süren duruşmanın sonunda keşif talebi için yazının cevabının beklenmesine, tutuklama talebinin reddine karar verildi.
Sanık avukatı bir sonraki duruşmada da Ankara’dan bağlanacağı için SEGBİS talimatının kapatılmamasını istedi.
Bir sonraki duruşma 24 Aralık 2024 günü, saat 13.30’da görülecek.
Duruşma Sonrası
Duruşmadan sonra Av. Yakup Güven, Uytun ailesine duruşmada yapılan işlemleri ve alınan kararları izah etti. Uygulamalı keşif benzeri bir tatbikat olacağını, gaz fişeğinin yaratacağı etkiyi anlamak için bunun yapıldığını ve kendilerine haber verileceğini belirtti. Baba Turan Uytun ise evlerinin vergi dairesinin karşısında olduğunu, kamera kayıtları alınsa olayın görüleceğini tekrar etti. Olay günü gaz fişeği kapsülünün olay yerinde bulunduğunu, kaybolmasın diye başında beklediklerini, savcının bizzat gelip aldığını, sonra ise memurların delili kaybettiklerini hatırlattı. Av. Ali İhsan Demirtaş ise daha önce ilgili memurlar hakkında suç duyurusunda bulunulmasını mahkemeden talep ettiklerini ama zamanaşımı gibi nedenlerle sonuç alınamadığını belirtti.