9 Eylül 2021
Adana’da Suriyeli Ali El Hemdan’ın polis kurşunu ile hayatını kaybetmesine ilişkin davanın beşinci duruşması Adana 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Sanık polisin tutukluluğuna devam kararı verilen duruşma, 25 Kasım saat 11.00’e ertelendi.
18 yaşındaki Ali El Hemdan, Adana’da sokağa çıkma kısıtlanmasının olduğu 27 Nisan 2020 tarihinde polis tarafından göğsünden tek kurşunla vurularak öldürülmüştü. Tutuklu yargılanan polis memuru F.K. hakkında “kasten insan öldürme” suçundan açılan davanın beşinci duruşması bugün Adana 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Duruşmaya Adana Barosu, Çağdaş Hukukçular Derneği, İnsan Hakları Derneği ve Uluslararası Mülteci Hakları Derneği katıldı. Sanık polis F.K., duruşmaya SEGBİS ile bağlandı.
Mahkeme heyeti, Uluslararası Mülteci Hakları Derneği’nin davaya katılma talebini, “suçtan zarar görmedikleri” ve “CMK 237 (kamu davasına katılma) şartlarının oluşmadığı” gerekçesiyle reddetti. Davanın önceki duruşmalarında Adana Barosu, İnsan Hakları Derneği ve Çağdaş Hukukçular Derneği adına davaya katılma talepleri bildirilmiş; ancak mahkeme heyeti onların da katılma taleplerinin reddetmişti.
‘SANIK ÇOK GERGİN VE SİNİRLİ ŞEKİLDE ÜZERİMİ ARADI’
Duruşmada tercüman aracılığıyla konuşan tanık Hasan Hacı Ahmed, Ali El Hemdan’ın arkadaşı olduğunu, olay günü Hemdan ile karşılaştıklarını ve birlikte yürümeye başladıklarını anlattı. Yolda iki polis aracıyla karşılaştıklarını ve F.K.’nın kendilerini eliyle işaret ederek yanına çağırdığını söyleyen Ahmed, kendisinin durduğunu ancak Hemdan’ın kaçmaya başladığını belirtti. Ahmed, şöyle devam etti:
“F.K. çok gergin ve sinirli şekilde üzerimi aradı. Bir suçum olmadığı halde polisin tavırları nedeniyle kendimi suçlu hissettim, korktum. Üzerimi aradıktan sonra kimliğimi istedi. Beni arkadaşlarına teslim ettikten sonra Ali’nin peşinden gitti. Ali’nin kaçmasının üzerinden en fazla 3 dakika süre geçmiştir. Olayı görmedim, silah sesini duyunca o tarafa doğru gittim. Ali’nin yerde olduğunu, F.K.’nin de onun göğsüne tampon yaptığını gördüm. Ali ambulansa bindirilene kadar polis memuru yanındaydı, sedyeye taşınmasına yardım etti. Polisin yüzü sapsarıydı, pişman olduğunu uzaktan hissettim.”
‘SİLAHI HAVAYA KALDIRMAK İSTEDİĞİM SIRADA ATEŞ ALDI’
Hemdan ailesinin avukatı, sanığın yorgun ve epilepsi hastası olduğu iddialarını anımsatarak, “Mesleğinin silah kullanma yetkisi bulunduğundan bu şartlarda kişinin bu görevi yerine getirmemesi gerekir. Ayrıca tanık, F.K.’nın 2-3 dakika sonra Ali’nin peşinden gittiğini söyledi. Görüntü izleme tutanağına göre aralarında 11 metre olduğu anlaşılıyor. Maktul koşarak kaçmış olsaydı bu kadar yakında olmazdı” dedi.
Sanık avukatı da müvekkilinin olay günü oruçlu olduğunu, maske ve eldiven taktığını savundu. Müvekkilinin epilepsi hastası olduğunu, ani kasılmalar nedeniyle silahın ateş alma ihtimalinin tespitini talep ettiklerini belirten avukat, şunları söyledi:
“Maktul sokağa hızlıca girmiş, yüzünü müvekkile dönerek sokağa çekercesine davranmıştır. Müvekkilim havaya ikaz ateşi açmak için elini havaya kaldırdığı sırada silahı ateş almıştır. Müvekkil pişman olmuş, uzaktaki tanık dahi pişmanlığını hissetmiştir. Tahliye talep ediyoruz.”
Sanık polis F.K. de “Silahı havaya kaldırmak istediğim sırada ateş aldı. Tek elle nişan alınmaz, öldürme kastım olsa iki elle tutardım. Pişmanım, ev hapsiyle de olsa tahliyemi istiyorum” dedi.
Mahkeme, sanığın tutukluluk halinin devamına; Niğde Devlet Hastanesi’nde ve Adana Devlet Hastanesi’nde tedavi gördüğüne ve epilepsi hastası olduğuna dair belgelerin istenmesine, cevap geldiğinde sanığın hastaneye sevkine, cezai ehliyetinin bulunup bulunmadığının tespiti konusunda Adana Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne yazı yazılmasına, oruç tutması ve yorgun olmasının epilepsi hastalığını kapsamındaki ani kasılmaları tetikleyip tetiklemeyeceği konusunda ayrıca görüş bildirilmesinin istenmesine karar verdi.
Duruşma, 25 Kasım saat 11.00’e ertelendi.