Deniz Tekin – 4 Eylül 2023
Mahkeme: Diyarbakır 11. Asliye Ceza Mahkemesi
Esas No: 2020/56
Diyarbakır Merkez Bağlar İlçesi Turgut Özal Bulvarında 27 Aralık 2019 günü akşam saatlerinde kaldırımdan karşıya yaya olarak geçmeye çalışan 33 yaşındaki inşaat mühendisi Cihan Can, çevik kuvvet ekibini taşıyan zırhlı otobüsün kendisine çarpması ile hayatını kaybetti. Olaydan sonra gözaltına alınan zırhlı aracın sürücüsü polis memuru Hakan Avcı, tutuklama talebiyle sevk edildiği Diyarbakır Sulh Ceza Hâkimliği tarafından adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı. Sanık polis memuru Hakan Avcı’nın “Taksirle ölüme neden olma” suçlamasıyla yargılandığı Cihan Can davasının 14. karar duruşması 4 Eylül 2023 tarihinde Diyarbakır 11. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü.
Duruşma Öncesi
Diyarbakır’da 2020 yılının Ekim ayında başlayan ve bugün karar verileceğini öğrendiğimiz Cihan Can davasının karar duruşmasını izlemek için geldiğimiz Diyarbakır Adliyesi önünde, polisin rutin güvenlik önlemleri dışında göze çarpan herhangi bir önlem bulunmuyordu. Adliye girişindeki iki ayrı arama noktasından geçerek GBT sorgusu yapıldıktan sonra adliye binasına girebildik. Adliye binasının ikinci katında bulunan duruşma salonunun karşısındaki banklarda hayatını kaybeden Cihan Can’ın ağabeyleri Neytullah Can ve Veysi Can bekliyordu. Sanık müdafii ise duruşma salonunda oturuyordu. Katılanlarla selamlaştıktan sonra, birlikte duruşmanın başlamasını bekledik. Kısa bir süre sonra mahkeme mübaşiri, duruşmanın başlayacağını söyledi. Bunun üzerine katılanlar, avukatlarının aynı saatte başka mahkemede duruşması olduğu için gecikeceği bilgisini mübaşire verdi. Mübaşir durumu mahkeme hakimine bildirdikten sonra sıradaki diğer duruşmalar öne alındı. Bu duruşmalar bittikten sonra tekrar katılanların yanına gelen mübaşir, hakimin bu dosyayı beklediğini söyleyerek salona gelmelerini istedi. Duruşma salonuna giren katılan Neytullah Can, mahkeme hakimine hazır olduklarını ancak avukatlarını beklediklerini söyledi. Hakim, sanık avukatına yüzünü dönerek “Karar duruşması onun için sorun çıkmasını istemiyorum. Avukatı bekleyelim” diyerek mübaşire “sıradaki dosyayı al” dedi. Sıradaki duruşma devam ettiği sırada katılan avukatı duruşma salonuna geldi.
Duruşmaya Katılım
Saat 09:50’de görülmesi kararlaştırılan duruşma 40 dakikalık gecikmeyle 10:30’da başladı. Duruşmaya, maktul Cihan Can’ın ağabeyleri Neytullah Can ve Veysi Can ile vekilleri Av. Fuat Coşacak, İnsan Hakları Derneği (İHD) Dava Takip Komisyonu üyesi Av. Yakup Güven ile sanık müdafii Av. Faruk Uygun katıldı. Sanık Hakan Avcı ise duruşmaya katılmadı. Sanığın mahkemeye herhangi bir mazeret bildirmediği öğrenildi. Duruşmayı gazetecilerden sadece Deutsche Welle (DW) Türkçe muhabiri izledi. Önceki duruşmalarda olduğu gibi bu duruşmada da duruşma salonunda sivil veya resmi polis bulunmuyordu.
Duruşmanın Seyri
Davanın tarafları salondaki yerlerini aldıktan sonra zabıt katibi, yoklama için duruşmaya katılanların isimlerini sorup tutanağa geçirdi. Hakim, katılanlar adına duruşmaya katıldığını söyleyen Av. Yakup Güven’e dosyada vekaletinin olmadığını söyledi. Av. Güven, dosyaya daha önce yetki belgesiyle katıldıklarını belirterek, isminin katılan avukatı olarak tutanağa geçirilmesini talep etti. Hakim, katılan Neytullah Can ve Veysi Can’dan, Güven’in avukatları olduğuna dair sözlü beyan aldı ve bunu tutanağa geçirdi. Katılan vekili Av. Fuat Çoşacak, esas hakkındaki mütalaaya karşı beyan dilekçesini celse arasında dosyaya gönderdiğini söyledi ve tutanağa geçirildi.
Hakim, Katılan Can’ı “Sus” Diyerek Azarladı
Esas hakkında savunma için ilk sözü alan sanık müdafii Faruk Uygun, mütalaaya katılmadıklarını söyledi. Cihan Can’ın ölümü nedeniyle katılanların uğradıkları maddi zarara ilişkin mahkemeye herhangi bir fatura veya belge sunulmadığını söyleyen Av. Uygun, müvekkilinin maddi durumu olmadığı için katılan tarafından belirtilmiş zararı karşılamayacaklarını söyledi. Bu sırada sanık müdafiinin sözünü kesen Hakim, “Yani 100 bin lira (maddi zarar) olsaydı kabul eder miydi? Ben bunu teknik olarak soruyorum” dedi. Av. Uygun, belgelerin sunulması bu zararın karşılanıp karşılanmayacağını değerlendirmesinin yapılması gerektiğini ve olaya ilişkin maddi ve manevi tazminat davalarının açılmış olduğunu söyledi. Hakim, sanık müdafiinin maddi zarar ile ilgili savunmasına tepki gösteren Neytullah Can’ı sert bir ses tonuyla “sus” diyerek uyardı.
Sanık Müdafii, Müvekkilinin Suçunun Basit Taksir Olduğunu Söyledi
Av. Uygun olayla ilgili hazırlanan uzmanlık raporlarında yer alan kusur oranlarını kabul etmediklerini ve bu raporlar arasında çelişki olduğunu, kusurun değerlendirmesinin mahkemenin takdirinde olduğunu söyledi. ATK’nın olayla ilgili hazırladığı raporların ortak noktasının müvekkilinin “gerekli dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmeme” olduğunu , bu tespitin karşılığının da “basit taksir” olduğunu savundu. Müvekkilinin “canavarca hisle kasten öldürme” suçundan yargılanması için dosyada görevsizlik kararı verilmesi yönündeki başvuruların mahkeme tarafından reddedildiğini hatırlattı. Müvekkilinin beyanlarında, seyir halindeyken görüş açısını ve görünürlüğü artırmak için uzun farları yaktığını, aracın düşük hızda hareket ettiğini ve buğulanan camları kendisinin temizlediğini aktardı. Bunlar birlikte değerlendirildiğinde olayın müvekkilinin isteği dışında ve herhangi bir kastı olmadan meydana geldiğini , bu olayda müvekkilinin bir kusura varsa onun da “basit taksir” olduğunu savundu. Uygun, müvekkili hakkında beraat kararı verilmesini mahkemenin aksi kanaatte olması durumda lehe olan hükümlerin uygulanmasını talep ederek, savunmasını sonlandırdı.
“ Bu Davada 3 Yıldır Adalet Bekliyoruz”
Hakim, sözünü kesip azarladığı Neytullah Can’a “Şimdi konuş. Biz bunları (maddi zarar) konuştuk” dedi. Neytullah Can, ATK’nın olayla ilgili hazırladığı raporlarda sanığın yüzde 100 kusurlu olduğunu, kardeşinin sanık tarafından kasten öldürüldüğünün açık olduğunu söyledi.. Can, sanığın ağır ceza mahkemesinde yargılanmasına ve en ağır bir şekilde cezalandırılmasını talep etti. Katılan Veysi Can ise bu davada her şeyin ortada olduğunu ifade ederek, olayı gören tanığın kendi öğrencisi olduğunu, bu suçun ancak kasıtla işlenebileceğini söylediğini aktardı. Can, “ 3 yıldır adalet bekliyoruz. Ortada bir kasıt var. Bu suçun kasten işlendiğini düşünüyorum. Ağır ceza mahkemesinde yargılanmasını istiyoruz” dedi. Can, bu dava meselenin maddi zararlarının karşılanıp karşılanmaması olmadığını, adaletin yerini bulmasını beklediklerini ifade etti.
Av. Çoşacak: Sanık 3 Yıldır Devam Eden Davada Mahkemeye Gelmedi, Yüzyüzelik İlkesi İhlal Edildi
Katılanlar vekili Av. Fuat Çoşacak beyanında “umarım bugün bu dava adaletli bir karar çıkar” sözleriyle başladı. Bölgedeki birçok ilde kolluk güçlerinin kullandığı zırhlı araçların neden olduğu çok sayıda ölümlü olay yaşandığının bilgisini veren Çoşacak, zırhlı araçların neden olduğu ölümlerin bölgenin bir gerçeği haline geldiğini ifade etti. Can’ın hayatı kaybettiği bu olayın basit bir olay olmadığını, benzer olayların bir daha yaşanmaması için mahkemenin sanığa caydırıcı bir ceza verilmesini istedi. Dava dosyasında yer alan belgelerde Can’ın ölümünün canavarca hisle gerçekleştiğinin açık olduğuna işaret ederek, sağın kullandığı zırhlı araçla 3 defa maktul Can’ın üzerinden gidip geldiğini hatırlattı. Olay sırasında çevrede bulunan insanların bütün uyarılarına rağmen sanığın aracı durdurmadığını, canavarca hisle Cihan Can’ı öldürdüğünü, bu suçun taksir değil kasten öldürme olduğunu vurguladı. Çoşacak, açıkladığı bu nedenlerle görevsizlik kararı verilerek dosyanın ağır ceza mahkemesine gönderilmesini istedi. Sanığın 3 yıl süren dava boyunca mahkemeye gelmediğini, elini kolunu sallayarak dışarıda gezdiğini , bununla doğrudanlık, yüzyüzelik ilkesinin ihlal edildiğine işaret etti. Çoşacak, mahkemeye gelmeyen sanık hakkında TCK’nın 62. maddesinde lehe olan hükümlerin uygulanmamasını istedi. Sanığın katılanların uğradığı maddi ve manevi zararı karşılamaktan imtina ettiğini, sanığa en üst sınırdan ceza verilerek hakkında tutuklama kararı çıkarılmasını talep etti.
Av. Fuat Coşacak’ın beyanlarının ardından Hakim, duruşmayı izleyen gazetecilere “Yola atlayan yayaların haberlerini yapmıyorsunuz.” dedi.
Hakim, Cezasızlığa Dikkat Çeken Av. Yakup Güven’e : “Yargıyı zan altında bırakıyorsunuz” dedi.
Katılan avukatlarından Yakup Güven, İHD olarak kolluk görevlilerinin neden olduğu yaşam hakkı ihlallerini takip ettiklerini ve kolluk görevlilerin işlediği suçlarla ilgili açılan soruşturma ve kovuşturmaların etkili yürütülmediğine dikkat çekti. Güven’in savunmasını kesen Hakim ”Yargıyı zan altında bırakıyorsunuz” dedi. Av. Güven ise bu sözleri savunma kapsamında söylediği cevabını verdi. Güven, sanığın taksirle ölüme neden olma suçundan değil kasten öldürme suçundan ağır ceza mahkemesinde yargılanması gerektiğini belirterek, mahkemenin dosyada görevsizlik kararı vermesini ve dosyanın ağır ceza mahkemesine gönderilmesini talep etti. Güven, mahkemenin aksi kanaatte olması durumunda vereceği kararda sanık lehine olan hükümleri uygulamamasını, hakkında tutuklama kararı verilmesini istedi.
Hakim, Savunmalarından Ardından Esas Hakkındaki Savunma İçin Söz Verdi
Beyanların ardından Hakim, duruşma savcısının bir önceki celsede mahkemeye sunduğu esas hakkındaki mütalaayı duruşma tutanağına olduğu gibi kopyalanmasını istedi. Mütalaada, sanık Hakan Avcı’nın üzerine atılı “taksirle ölüme neden olma” suçundan cezalandırılmasını talep etti. Hakim, esas hakkındaki mütalaaya ilişkin beyanda bulunmasını istediği katılan avukatı Fuat Çoşacak, esas hakkında beyanda bulunduklarını ı söyledi. Hakim ise bunun “usulen” olduğunu belirterek, mütalaaya ilişkin beyanda bulunmaları için sırayla söz verdi. Katılanlar ve avukatları ile sanık avukatı mütalaaya kabul etmediklerini söyledi.
Karar
Hakim duruşmaya ara vermeden kararının özetini açıkladı. Sanık hakkında taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan 3 yıl 6 ay hapis cezası verildi. 14 duruşma boyunca mahkemeye gelmeyen sanık hakkında “iyi hal indirimi” yapılarak cezası 2 yıl 1 ay hapis cezasına düşürüldü. Sanığa verilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilerek, 24 eşit taksit şeklinde ödemesine karar verildi. Hakim, sanığın sürücü belgesine el konulması yönündeki savcılık talebini de reddetti.
Duruşma Sonrası
Katılanlar Mahkeme Kararına Tepki Gösterdi, Hakim Tutanak Tutmakla Tehdit Etti
Sanığa verilen adli para cezası kararına tepki gösteren Cihan Can’ın kardeşi katılan Neytullah Can “O parayı ben yatıracağım” dedi. Hakim, sert ve yüksek bir ses tonuyla katılan Can’ı azarlayarak “Hakkında mahkemeyi aşağılamaktan işlem yaparım. Sonra gider cezasını yatarsın” diyerek azarladı. Cihan Can’ın diğer kardeşi katılan Veysi Can ise Hakime, “Kendinizi bizim yerimize koyun. Sizin çocuğunuza, kardeşinize böyle bir şey yapana bu ceza verilirse ne yapardınız?” diye sordu. Hakim ise “Mahkemenin kararı sizi memnun eder etmez bilmiyorum. Kanun böyle. Kararı beğenmeyebilirsiniz, İstinaf mahkemesine taşırsınız. Ben bir karar vermeden önce Allah’a nasıl hesap vereceğimi düşünürüm, ondan sonra karar veririm.” dedi.