Dargeçit JİTEM Davası: Heyet Yine Değişti, Tutuklama Yok, İfadeler Yeniden

GAZETE KARINCA

Dargeçit JİTEM davasının 3’üncü duruşmasında mahkeme heyeti yine değişti. Avukat Erdal Kuzu, bundan ötürü davada yol alınamadığını belirtti. Yeni heyet ise sanıkların sabit adresleri olduğundan dolayı kaçma şüphesi olmadığına kanaat getirerek tutuklanma talebini reddetti.

Midyat, Adıyaman ve Ankara’da görülen 10 duruşmadan sonra tekrar Adıyaman 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen Dargeçit JİTEM Davası’nın dosyanın 3’üncü duruşması görüldü.

Duruşmada mahkeme heyeti bir kez daha değişti.

4 defa mahkeme heyetinin, 3 defa da savcının değiştiği duruşmaya mağdurlardan Abdulaziz Altınkaynak, Mehmet Coşkun, Abdulkerim Kaya, Osman Seyhan, Ahmet Akyol ve avukatları Erdal Kuzu ile sanıklardan Sadık Çelik katıldı.

Sanıklardan Haydar Topçam ve Faruk Çatak ise Ankara 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile hazır edilirken, diğer sanıklar mazeret bildirerek duruşmaya katılmadı.

Mağdurlar ceza talep etti

Duruşma sanıkların kimlik tespitleri ile başladı.

Kimlik tespitlerinin ardından heyet değişikliği zaptı okundu. Değişen heyet, önceki duruşmanın tutanaklarını okudu.

Tutanakların okunmasından sonra mahkeme mağdurların savunması ile başladı.

Mağdurlar Abdulaziz Altınkaynak, Mehmet Coşkun, Abdulkerim Kaya, Osman Seyhan ve Ahmet Akyol, söz alarak, olaya karışan herkesin cezalandırılması talebinde bulundu ve şikayetçi olduklarını söyledi.

Ardından söz alan dava avukatlarından Erdal Kuzu, mahkeme heyetinin sık sık değişmesinden kaynaklı davada arpa boyu yol alınamadığını ifade etti.

Geçen celse ara kararla tespit edilecek tanıkların dinlenmesi yönünde ara karar verildiğini, duruşmadan bir ay önce tanıkların hazır edilerek dinlenmesinin talep edildiğini, 2014 yılından bu yana dosyada hiçbir aşama kaydedilmediğini hatırlatan Kuzu, “Adil bir yargılama yapıldığını düşünmüyorum. Bu yargılamada bir arpa boyu yol alınmayacağını düşünüyorum” dedi.

Yargılama süresi boyunca çok fazla kanıtın ortaya çıktığını, ancak mahkemenin bir karar vermekten çok uzak bir tutum sergilediğini dile getiren Kuzu, şöyle devam etti:

“10 Mayıs 2016 yılında tebliğ ettiğimiz dilekçemizi aynen tekrar ederim. Bu dilekçemizde yapılan tespitler cinayetleri somut olarak ortaya koymaktadır. Tanık beyanları bunu doğrulamaktadır. Tanıkların dinlenmesini yeniden talep ederiz. Bildirmiş olduğumuz tanık adresleri üzerinden hiçbir işlemin yapılmadığı görülüyor.

“Duruşmada bulunan dönemin karakol komutan yardımcısı Faruk Çatak ve Haydar Topçam’dan söz konusu tarihte kendi görevi altında çalışan Uzman Çavuş Bilal Batır hakkında herhangi bir idari soruşturma açılıp açılmadığının sorulmasını talep ettiğimiz dilekçemiz hakkında işlem yapılmasını istiyoruz.

“Dava yargısız infazların araştırıldığı bir davadır. Ölen şahısların cesetleri sanıkların işaret ettiği yerde bulunmuştur. Sanıklar daha önce kamu görevlisi olmasaydı, devletin gücü arkalarında olmasaydı bu dosyada tutuklu yargılanırlardı. Suçun kendisinden kaynaklı sanıkların tutuklanması gerekir. Suçun sanıklar tarafından işlendiği somut kanıtlarla ortadadır buna rağmen sanıklar hakkında tutuklama kararı bulunmamaktadır.”

Kuzu, toplanan deliller göz önünde bulundurularak tutuksuz yargılanan sanıkların tedbir amacı ile tutuklanması talebinde bulundu.

Sanık ifade almış ama idareci: “Hatırlıyorum ama tanımıyorum”

Kuzu’nın ardından sanıklara söz verildi.

İlk olarak söz alan sanık Haydar Topçam, suçsuz olduğunu, kanunun verdiği görevler dışında bir işlem yapmadığını ileri sürerek beraat talebinde bulundu.

“Bilal Batır isimli şahsın kaybolmasına ilişkin olarak lojmanlarda nöbetçi kulelerindeki herkesin beyanlarının alındığını biliyorum. İdari soruşturma bölüğün içerisinde yapıldığı için yapılıp, yapılmadığını bilmiyorum. Adli soruşturma yapıldığını biliyorum. Söz konusu tarihte karakolda karakol komutan yardımcısı idim. Adli işlemlere karakol komutanı bakar. Karakol komutanı o zaman Mahmut Yılmaz’dı sanırım. 2 öğretmen ve bir müteahhidin ölümünden sonra kaç kişinin gözaltına alındığını hatırlamam söz konusu değildir. Gözaltı işlemlerinin hepsi savcının vermiş olduğu emirler doğrultusunda karakol personeli tarafından yapılmıştır. Yakalanan şahıslar ve terörist ifadeleri doğrultusunda tespit edilen isimler gereği savcılık işlem yapılması talimatında bulunmuştur.

“Söz konusu tarihte adli işlemlerde karakol komutanı bakmaktadır. Ben idari işlere bakıyordum. Ancak ek olarak ifade alma işlemlerinde de görev yaptığım olmuştur. Mehmet Tire’nin yaralanması olayına ilişkin tutanağı ben hazırladım. O gün ben karakoldaydım. Yaralandığı anda ben yanında yoktum. Ancak tanık tutanağını ben hazırladım. Uzman Çavuş Ali Arısoy isimli şahsı ismen hatırlıyorum, ancak tam olarak tanımıyorum.”

Karakol komutanına işaret etti

Ardından söz alan sanık Faruk Çatak ise “Bilal Batır isimli şahsın kaybolması ile ilgili ifadelerin alındığını biliyorum ancak idari soruşturmaya ilişkin bilgim yoktur” dedi.

“O dönemde adli işlemlerde görev yapmamız hususunda isimlerimiz vardı. İsimlerin tespitini yapma konusunda bir yetkimiz yoktur. Karakol komutanı bize; ‘şu isimdeki kişilerin ihzarı var’ şeklinde söylediği zaman gerekeni yapıyorduk. Bu hususlar hizmet kağıdında belirtilmiştir.

“2 öğretmen 1 müteahhidin ölmesinden sonra gözaltına alınan şahısları bilmiyorum. Kimsenin de bileceğini sanmıyorum. Biz gözaltı işlemleri yapmıyoruz. Verilen isimleri biz alıp karakola teslim ediyorduk. Gözaltı işlemini karakol komutanın yetkisindeydi. Karakol Komutanı Mahmut Yılmaz’dı. Karakol Komutanı ile birlikte adli işlemlerde tüm personelin görevi vardı. Maktullerden karakollara erzak getiren şoförümüz Mehmet Emin Arslan vardır. Bu kişinin devlete yardım etmesi nedeniyle zarar görmemesi için zırhlı araçlarla gidip şahsı aracıyla beraber erzakı karakola getirmesinde yardımcı oluyorduk.

“Mehmet Emin Aslan isimli şahsın gözaltına alınıp alınmadığını hatırlamıyorum. Ali Arısoy’un dosyada ismi geçtiği için hatırlıyorum. Sima olarak hatırlamıyorum. Gözaltı işlemleri ilçe jandarma komutanı ve savcının bilgisi dahilinde yapar. Mehmet Emin Arslan görevini kendi rızası ile yapıyordu. Para karşılığı yapıyordu. Haftada 2 ya da 3 kez ayda 10-15 kez erzak getirirdi.”

İfadeler yeniden

Sanık savunmalarının ardından mahkeme heyeti şu kararları verdi:

  • Sanık Bahattin Ergel’in sorgu ve savunmasının tespiti için hakkında çıkarılan kırmızı bültenli yakalama emrinin infazının beklenmesine
  • Maktul Abdurrahman Olcay yönünden ATK’ye yazılan müzekkere cevabının beklenilmesine
  • Sanıklar Haydar Topçam ve Faruk Çatak’ın gelecek celse SEGBİS vasıtası ile hazır edilmesi için talimat yazılmasına
  • Katılanlar vekilinin sanıkların tutuklanmasına yönelik talebinin sanıkların sabit ikametgah sahibi olmaları ve kaçma şüphesini gösterir herhangi bir emarenin bulunmaması nedeniyle reddine
  • Sanık Haydar Topçam müdafisinin müştekilerin 1995 yılındaki yapmış olduğu adli başvurulara ilişkin evrakların getirtilmesi talebinin reddine
  • Katılan vekilinin talebinin kabulü ile Mahmut Yılmaz, Mehmet Tire ve Hurşit İmren’in duruşmada SEGBİS sureti ile hazır edilmeleri için mahal mahkemelerine talimat yazılmasına
  • Tanıkların Adem Kul, Talip Yel, Emir Gültekin, Ali Arısoy, Hakan Akyol SEGBİS’le hazır edilmesine,
  • Beyanları alınan tanıklar Süleyman Asan, Hayrettin Dilek, Mehmet Tevfik Vural , Abdullah Çolak, Kazım Aslan ve Hayri Nurullah Yıldırım’ın ifadelerinin alınmasına
  • “Beyaz”, “Yavuz” ve “Vicdan” kod adlı gizli tanıkların celse arasında SEGBİS sureti ile beyanının alınması için Mardin Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi’ne talimat yazılmasına
  • Tanık Koruma Şube Müdürlüğü’nden gizli tanıkların Tanık Koruma Kanunu’na uygun şekilde celse arasında hazır edilmesinin istenilmesine
  • “1531511” kod adlı gizli tanığın celse arasında SEGBİS sureti ile beyanının alınması için İzmir Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi’ne talimat yazılmasına
  • Tanık Koruma Şube Müdürlüğü’nden gizli tanığın Tanık Koruma Kanunu’na uygun şekilde celse arasında hazır edilmesine

Duruşma 2019’a ertelendi

Mahkeme heyeti, bir sonraki duruşmayı 6 Şubat 2019 tarihine erteledi.

Dargeçit JİTEM Davası    

Dargeçit JİTEM Davası, Mardin’in Dargeçit ilçesinde 29 Ekim 1995 ile 08 Mart 1996 tarihleri arasında biri uzman çavuş üçü çocuk, sekiz kişinin zorla kaybedilmesiyle ilgili bir dava.

Davada, aralarında dönemin Mardin Jandarma Komando Tabur Komutanı Hurşit İmren ve Dargeçit İlçe Jandarma Komutanı Mehmet Tire’nin de bulunduğu 18 kişi yargılanıyor.

Yayınlanma tarihi

22 October 2018

Kategori Listesi