HRW: “Biber Gazını Yanlış, Yasadışı Kullanmaktan Vazgeçin”

Polisin Biber Gazı Kapsüllerini Doğrudan Göstericilere Atması Sonucu Onlarca Kişi Yaralandı

(İstanbul, 17 Temmuz 2013) – İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch) bugün yaptığı açıklamada İstanbul’daki Gezi Parkı protestoları esnasında polisin doğrudan göstericilerin üzerine attığı biber gazı kapsüllerini, ciddi yaralanmalara yol açan tehlikeli mermilere dönüştürdüğünü söyledi. İnsan Hakları İzleme Örgütü, polisin doğrudan göstericilerin üstlerine ve sıklıkla da yakın mesafeden attığı biber gazı kapsülleri yüzünden göz kaybı dahil olmak üzere 10 ağır yaralanma vakası tespit etti. Yerel gruplarca kayıt altına alınan benzer yaralanmaların niteliği ve öykülerdeki ortak noktalar, Türkiye polis gücünün bir davranış modeli olarak biber gazını kötüye kullandığını net olarak ortaya koyuyor.

Türkiye makamları biber gazının ne zaman ve nasıl kullanılabileceğine dair yönergeleri derhal elden geçirmeli, kapalı mekânlara ve doğrudan insanların üstüne biber gazı atılmasının yasaklandığını bu yönergelerde açıkça vurgulamalıdır. Yetkililer bu politikaya sıkı bir şekilde uyulmasını ve yönergeye uygun davranmayan polis memurlarının hesap vermelerini sağlamalıdır.

İnsan Hakları İzleme Örgütü Türkiye uzman araştırmacısı Emma Sinclair-Webb, “Biber gazı kapsülleri doğrudan göstericilere atıldığında ciddi –hatta ölümcül– yaralara sebep olabiliyor. Gezi Parkı’nda bu durum tekrar tekrar yaşandı. Bu kapsülleri böylesine sorumsuzca kullanan polisler ve amirleri gereksiz zarar vermek ve hayatȋ tehlikeye neden olmaktan sorumlu tutulmalıdırlar” dedi.

BUnveren02_0
16 Haziran 2013 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, (Abdullah Yaşa ve Diğerleri v. Türkiye davası, başvuru no. 44827/08) Türk polisinin biber gazını uygun olmayan bir biçimde göstericilerin doğrudan üzerine atarak 13 yaşındaki bir çocuğu yaralamasının insan hakkı ihlali olduğuna karar verdi ve biber gazı kullanımından kaynaklanan ölüm ve yaralanma riskini en aza indirmek için daha güçlü tedbirler alınması çağrısında bulundu.

Gezi protestolarında polislik faaliyetleri, barışçıl göstericilerin aşırı miktarda biber gazı ve tazyikli su kullanılarak dağıtılmasıyla başladı. Bu tutum birçok kez tekrarlandı ve İnsan Hakları İzleme Örgütü tarafından da belgelendi. Biber gazı kapsülleri ve başka yollarla yaralanmış kişilerin yanı sıra, protestolar esnasında dört gösterici ve bir polis memuru çeşitli sebeplerle öldü.



IMG_3284 (1)_0
Normal koşullar altında ölümcül bir silah olmayan biber gazı, sınırlı kullanımı halinde bile maruz kalan kişilerde ciddi sağlık sorunlarına neden olabiliyor. Biber gazı -bir kalabalık kontrol yöntemi olarak- ancak mutlaka gerektiğinde ve şiddeti yatıştırmak üzere orantılı biçimde kullanılmalıdır.

Kuvvet ve Ateşli Silahların Kullanılması Hakkında BM İlkeleri gibi uluslararası kılavuz ilkeler, polisin kalabalık kontrolü taktiklerini kullanırken herhangi bir şiddet tehdidine karşı orantılı cevap vermek ve vakanın şiddetini artırmaktan kaçınmak için takdir yetkisi kullanması beklendiğini ifade eder.

Gezi Parkı protestoları esnasında polis göstericilere doğrudan biber gazı kapsülleri atmanın yanı sıra, ilgili yönergelere aykırı hareket ederek kapalı yerlerde, otel, hastane ve geçici sağlık kliniklerine yüksek miktarda biber gazı attı. Güvenlik güçleri, herhangi bir tehdit oluşturmayan kişiler üzerine biber gazı spreyi sıktılar; bir otel ve hastane girişine tazyikli su attılar.

Polis ayrıca göstericilere karşı plastik mermi de kullandı. Tabipler Birliği’nin topladığı belgelere dayanarak açıkladığı verilere göre, 27 Haziran’a kadar 11 kişi plastik mermi veya biber gazı kapsülü atılması sonucu gözlerini kaybetti. 19 Haziran tarihli Milliyet gazetesi de polisin üç hafta içinde 130,000 biber gazı kapsülü kullanarak stoklarının neredeyse tamamını tükettiğini yazdı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü, İçişleri Bakanlığı’nın 26 Haziran’da yayınladığı kanunsuz gösterilere karşı kolluk görevlilerinin kuvvet, özellikle de biber gazı kullanımını ele alan prosedürlerin yer aldığı genelgenin bir kopyasını edindi. Genelgede polisin gösterilere nasıl hazırlık yapacağının yanı sıra, bu tür durumlarda Çevik Kuvvet ve Güvenlik Şube üst düzey amirlerinin, müdahalenin koordinasyonu ve hareket tarzını belirlerken göz önünde tutmaları gereken  kılavuz bilgiler yer alıyor. Sorumlu amirlerden kullanılan biber gazı miktarının bilinmesi için tutanak tutulması isteniyor.

IMG_3347 (1)_0Genelgede ayrıca göstericilere biber gazı atılmadan önce uyarıda bulunulması, biber gazından önce tazyikli su kullanılması ve kapalı alanları, okulları, hastane, bakım evleri ve gösterilere katılmayan kişileri hedef almaktan kaçınılması gerektiği de ifade ediliyor. Ancak genelgede, gösteriler esnasında biber gazından kaynaklanan en ağır yaralanmaların temel sebebi olan göstericilere yakın mesafeden doğrudan hedef alınmasıyla ilgili herhangi bir ibare bulunmuyor.

Sinclair-Webb, “Genelge olumlu bir adım olmasına rağmen, temel eksiği biber gazı kapsüllerinin göstericilere doğrudan atılarak yaralanmalarına yol açan silah gibi kullanılmasını yasaklamamasıdır” dedi.

İstanbul’daki gösterilerin birçoğunu izleyen gazeteci Ahmet Şık, İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne “Bazı polisler biber gazı kapsüllerini nizamȋ ateşliyordu, ama çoğunluğu doğrudan protestocuları hedef alarak, genellikle de yakın mesafeden atıyordu” dedi.

11 Haziran günü bir biber gazı kapsülü Şık’ın Irak’ta gazeteci olarak bulunduğu sırada kullandığı kaskına isabet etti. Şık, “eğer kask olmasaydı şu an en iyi ihtimalle, ben de diğer kurbanlar gibi komada olacaktım” dedi.

Polis sendikası Emniyet Sen sözcüsü de, İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün sorularına cevaben polislerin biber gazını ve biber gazı tüfeklerini nasıl kullanacakları konusunda eğitildiklerini ve Gezi protestoları sırasında biber gazının yanlış kullanımının “eğitim meselesi değil durumu analiz edememe sorunu olduğunu” ifade etti.

Sözcü, uzun çalışma saatleri, yorgunluk, deneyimsizlik gibi sorunların yanı sıra polislerin amirlerinden ve yetkililerden aldıkları mesajların, bu ihlallerin meydana gelmesine neden olduğunu söyledi.

Tabip Odası’ndan Dr. Hüseyin Demirdiken, İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne biber gazı kapsüllerinin başa ve bedenin üst bölümüne isabet etmesinden doğan bu kadar çok yaralanma gördükten sonra “amacın sadece kalabalığı dağıtmak değil cezalandırmak da olduğu” sonucuna vardığını söyledi.

Gezi Parkı protestoları sırasında başbakan ve diğer üst düzey hükümet yetkilileri ne itidal ve diyalogu teşvik etmeyi seçtiler ne de barışçıl gösteri hakkını tanıdılar. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2 ve 9 Haziran tarihli konuşmalarında göstericileri “çapulcu” olarak tanımladı. Erdoğan, polisin söz konusu uygulamalarını “Polisimizi onlara [göstericilere] yedirmeyiz” ve “Bu meydanları anarşistlere, teröristlere mi bırakacaktık?” gibi yorumlarla savundu.

Hükümet üyelerinin nadiren de olsa, kuvvet kullanımının yer yer aşırı olduğunu kabul etmeleri de tacizkâr polislik taktiklerini durdurmadı. Başbakan Erdoğan, 18 Haziran günü AKP grup toplantısında “demokrasi sınavından geçtiğini” söylediği polisin yetkilerinin ve müdahale gücünün arttırılacağını kaydetti.

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün defalarca belgelediği gibi, Türkiye polis ve güvenlik güçlerinin ihlaller, aşırı kuvvet kullanımı, işkence ve kötü muamele ve yaşam hakkı ihlallerinden sorumlu tutulması konusunda oldukça kötü bir karneye sahip.

Özellikle barışçıl gösteriler bağlamında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, en az üç defa Türkiye polisinin göz yaşartıcı gaz ve biber gazı gibi zararlı gazlar kullanmasıyla ilgili kaygılarını ifade etti. Sonuç olarak mahkeme, her bir davada yaralanmalarla ilgili olarak sorumlu tuttuğu Türkiye’nin insanlık dışı ve onur kırıcı muamele yasağını ihlal ettiği sonucuna vardı.

“Gezi protestolarının ardından polislik yöntemleri, karar verme ve en tepeye varacak şekilde emir komuta zinciri hakkında kapsamlı bir kamu soruşturması yapılması gerektiğini” ifade eden Sinclair-Webb, “Tekil olarak kıdemsiz memurlarca gerçekleştirilen ihlalleri kovuşturmak, polisin gelecekte de aynı şekilde davranmasını engellemek için yeterli değildir” diye konuştu.

Yayınlanma tarihi

17 July 2013

Kategori Listesi

Etiket Listesi