Deniz Tekin – 14 Ocak 2020
Mahkeme: Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi
Esas No: 2017/431
21 Mart 2017’de, Diyarbakır’da düzenlenen Newroz kutlamalarına katılmak üzere şehre gelen Kemal Kurkut, kutlama alanına girişte kontrol noktasındaki barikatları aştıktan sonra polisin açtığı ateş sonucu yaşamını yitirdi. Sanık polis memuru Yakup Şenocak’ın “kasten öldürme” suçundan müebbet hapis istemiyle yargılandığı davanın 8. duruşması 14 Ocak 2020 Salı günü Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Duruşma Öncesi
Diyarbakır Adliyesi’ne, saat 09.00’da görülecek olan Kemal Kurkut davasını izlemek amacıyla geldiğimde polislerin adliye binasının içinde ve çevresinde yoğun güvenlik önlemi aldıklarını gördüm. Adliye girişinde, yol üzerinde park halinde çok sayıda zırhlı ve sivil polis aracı vardı ve çok sayıda çevik kuvvet polisi ve sivil polis gruplar halinde girişte bekliyordu. Ağır ceza mahkemelerinin duruşma salonlarının bulunduğu koridora iki tane arama noktasından geçerek ulaşabildim. Kurkut davasının görüleceği Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin önündeki banklarda 3 sivil polis ile birkaç kişi dışında başka kimse yoktu. Duruşma saatine dakikalar kala mahkeme salonunun önüne geldiğimde Kemal Kurkut’un annesi Secan Kurkut ve kardeşi Ferhat Kurkut her duruşma olduğu gibi duruşmanın başlamasını mahkeme salonunun karşısındaki banklarda oturarak bekiyorlardı. Yanlarında oturan sivil polisler ise telefonlarıyla meşguldüler.
Duruşmaya Katılım
Duruşma 20 dakikalık bir gecikmeyle, saat 09:20’de başladı. Kemal Kurkut’un annesi Secan Kurkut ve kardeşi Ferhat Kurkut ile katılanlar avukatı Av.Reyhan Yalçındağ mahkeme salonunda yerlerini aldı. İzleyicilerin salona alındığı kapıda bekleyen çevik kuvvet polislerinden biri, kim olduğunu sorup kimliğime baktıktan sonra içeri alındım. Sanık polis Yakup Şenocak’ın vekili Av. Ahmet Fırat’ın da duruşmada hazır bulunduğu görüldü. Salondakiler yerlerini aldıktan sonra takım elbise giyinmiş olan sanık polis Yakup Şenocak, adliyede görevli çevik kuvvet polisleri ve sivil polislerin korumasında duruşma salonuna girdi.
Benden başka izleyicinin olmadığı duruşmada, sanık Yakup Şenocak’a destek için geldiğini düşündüğüm yaklaşık 15 sivil polis salona girdi. Çevik kuvvet polisleri salonun izleyicilere ayrılmış bölümündeki en ön sıraya oturdu. Duruşmayı izlemek için gelen HDP Diyarbakır İl Eş Başkanları Hülya Alkökmen Uyanık ve HDP Diyarbakır Milletvekili Remziye Tosun ise duruşmaya geç kaldı. Bunun dışında salonda duruşmayı izlemek için gelen gazeteci ya da herhangi bir sivil toplum kuruluşu temsilcisi yoktu.
Duruşmanın Seyri
Davanın 20 Aralık 2018‘de görülen duruşmasında, Kurkut’un yerden seken mermiyle yaşamını yitirdiği yönünde görüş bildirilen ATK raporuna katılanlar vekili Av. Yalçındağ’ın itiraz etmesi üzerine Ulusal Kriminal Büro’dan da uzman raporu hazırlanması talep edilmişti. UKB’den istenen rapor 28 Şubat 2019 tarihli duruşmada dava dosyasına girdi. Raporda ATK’nın aksine Kurkut’un sanık Yakup Şenocak tarafından hedef alınarak doğrudan atışla vurulduğu tespiti yer aldı. Bu duruşmada UKB raporunda eksik görüş beyan edildiği gerekçesiyle ek rapor düzenlenmesi yönünde karar verildi. 30 Mayıs 2019 tarihli duruşmada, UKB’nin hazırladığı ikinci rapor mahkemeye ulaştı. Buna göre Kurkut’un sanık Şenocak tarafından doğrudan değil yerden seken mermi ile vurulduğu iddia ediliyordu. Duruşma sonucunda ATK Genel Kurulu’ndan raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmesinin istenmesine karar verilmişti.
Mahkeme Başkanı, davaya katılan taraflarının yoklamasını yapmadan önce İstanbul Adli Tıp Genel Kurulu’nun maktül Kemal Kurkut’un kim tarafından ve nasıl vurulduğuna dair ancak 7 ay sonra hazırladığı raporun özetini hızlıca duruşma tutanağına geçirdi. ” Kişinin vücuduna isabet eden mermi çekirdeğinin sert zemine çarparak sürtme sonucu gömleği ayrılarak sol elde oluşan yarayı oluşturarak cilt içerisinde kalmış olduğu, kolun uygun pozisyonda mermi çekirdeği nüvesinin de sol kolu kat ederek tekrar vücuda girmesinin ve vücuttaki trajeyi oluşturmasının mümkün olduğunun mütalaa edildiği görüldü” ifadelerine tutanakta yer verildi.
Ardından, sanık polis Yakup Şenocak’ın mahkemeye savunma dilekçesi sunmuş olduğu tutanağa geçirildi.
Duruşmada ilk olarak söz verilen sanık polis Yakup Şenocak, mahkemeye yazılı savunma sunduğunu belirtip yazılı savunmasını tekrar ettiğini söyledi. Sanık vekili Av. Ahmet Fırat ise daha önce verdiği beyanlarını tekrar ettiğini söyleyerek, ATK raporuna karşı bir diyeceklerinin olmadığını kaydetti.
Katılanlar vekili Av. Reyhan Yalçındağ ise, ATK Genel Kurulu’nun hazırladığı bilirkişi raporunun kendilerine tebliğ edildiğini belirttikten sonra, savunmasına şöyle devam etti: ” Burada adaletin tecelli etmesi için uğraşmaktayız. Ancak garip bir biçimde birbiriyle yüzde yüz aynı bürodan, farklı raporlar gelirse ne düşünülür? Herhangi bir gerekçe kurulmaksızın ilk gelen raporda başka bir şey yazıyor. İlk rapor, otopsi tutanağı doğrultusunda düzenlemişti. Ancak ne oldu da, heyet hangi çelişkiden kaynaklı aynı kuruma bir daha rapor talepli müzekkere yazdı ve bu kurumdan yüzde yüz tersi bir rapor geldi? Bu durum bizler açısından şüpheli bir durumdur. Biz bu dosyaya müdahale edildiğini düşünüyoruz. Kolluğun fail olduğu yaşam hakkı ihlali dosyalarının neticelerine dayalı olarak bunları söylüyoruz. İç hukukta etkili ve yetkili bir sonuca ulaşmak istiyoruz. UYAP ekranında sanığın konuya dayalı yazılı savunmasını görememekteyiz.” Savunmasını bölerek araya giren mahkeme başkanı, Av. Yalçındağ’a sanığın mahkemeye sunduğu yazılı savunmanın bir örneğini verdi.
Savunmasına kaldığı yerden devam eden Av. Yalçındağ, ” Rapora karşı beyanda bulunmak üzere ayrıca süre verilmesini talep ediyoruz. Ayrıca bu aşamada bilimsel adli tıp uzmanlarınca başkaca bir rapor düzenlemesi hususundaki hakkımızı da saklı tutuyoruz. Sanık hakkında idari soruşturma yürütülüp yürütülmediğini bilmiyoruz. Herkesin gözü önünde gerçekleşen bu ölümlü olayda sanık hakkında sadece bir kere adli kontrol tedbiri uygulandı. O da ilk duruşmada kaldırıldı. Sanığa bu aşamada başka bir müeyyide tabi tutulmadığı için hakkında tutuklanma kararı verilmesini talep ediyoruz”, diye ekledi.
İddia makamı mütalaasında ATK’nin hazırladığı bilirkişi raporuna karşı bir itirazlarının olmadığını belirterek, “Esas hakkındaki mütalaamızı hazırlamak üzere dava dosyasının tarafımıza tevdii talep olunur” dedi.
Mahkemenin söz verdiği katılan Ferhat Kurkut, daha önce verdiği beyanları tekrar ettiğini söyledi. Ardından söz alan Anne Secan Kurkut sanık polise yüzünü dönerek, “Ne diyeyim Allah’a havale ediyorum. Kemal Suçsuzdu. Belki o gün yorgundu, uykusuzdu. Masumdu. Neden Kemal’i mi vurdun?”, dedi. Fenalaşan Sercan Kurkut oğlu Ferhat Kurkut, avukatları Av. Reyhan Yalçındağ ve salonunun girişindeki polisler tarafından duruşma salonunda çıkarıldı. Secan Kurkut salondan çıkarıldıktan sonra katılanlar vekili Av. Reyhan Yalçındağ mahkeme başkanından, tutanağa geçirilmeyen ” Kemal Suçsuzdu. Belki o gün yorgundu, uykusuzdu. Masumdu” ifadelerinin tutanağa geçirilmesini istedi.
Ara Kararlar
Yaklaşık 10 dakika süren duruşmada,
- Katılanlar vekiline ATK raporuna karşı beyanda bulunmak üzere gelecek celseye kadar süre verilmesine,
- Dava dosyasının varsa tevsii tahkikat yoksa mütalaasını sunmak üzere Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine
Karar verildi.
Bir sonraki duruşma 24 Mart 2020 günü, saat 09.20’de görülecek.
Duruşmanın ardından sanık polis Yakup Şenocak, adliyede görevli çevik kuvvet polisleri ve sivil polisler eşliğinde adliyede polisler için ayrılan bölüme geçti.