Tahir Elçi Davası İzleme Raporu- 14 Temmuz 2021

Deniz Tekin, Gülistan Zeren, Esra Kılıç – 14 Temmuz 2021

Mahkeme: Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi

Esas No: 2020/117

Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, 28 Kasım 2015 günü Diyarbakır’ın Sur ilçesinde, kentteki silahlı çatışmaların kültürel miras varlıkları üzerinde yarattığı tahribata dikkat çekmek için Dört Ayaklı Minare önünde bir basın açıklaması sonrasında çıkan çatışmada başından vurularak hayatını kaybetti. Olay yeri incelemesi Tahir Elçi cinayetinden 4 ay sonra, 17 Mart 2016’da yapıldı. Daha önce tespit edilen 83 delilden ancak 43’ü toplandı. Diyarbakır Barosu’nun, gazetecilerin çektiği olay yerine ait görüntüleri gönderdiği Londra Üniversitesi Adli Mimarlık Bölümü (Forensic Architecture) hazırladığı raporda, fail olarak tespit edilen üç polisten birini “kesin fail” olduğuna işaret etti.  Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturmayı Tahir Elçi cinayetinden 4 buçuk yıl sonra 20 Mart 2020 tarihinde tamamladı. İddianamede, çatışmanın yaşandığı sokakta bulunan polis memurları Sinan Tabur, Mesut Sevgi ve Fuat Tan’a “bilinçli taksirle ölüme sebebiyet verme” suçu isnat edilirken,  davanın firari sanığı PKK üyesi Uğur Yakışır’ın ise “olası kastla ölüme sebebiyet verme” suçunu işlediği değerlendirildi. Davanın diğer şüphelisi Mahsum Gürkan, Sur ilçesindeki çatışmada hayatını kaybettiği için hakkındaki dava düşürüldü.  Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Tahir Elçi Davasının 3. duruşması 14 Temmuz 2021 tarihinde görüldü.

Duruşma Öncesi

Diyarbakır Adliyesinde görülen Tahir Elçi Davası duruşması öncesinde çok sayıda polis ve zırhlı aracın adliye binası önünde ve içinde yoğun “güvenlik” önlemi aldığını gördük. Adliye girişindeki iki ayrı arama noktasından geçip GBT kontrolü yaptıktan sonra Elçi davasının görüldüğü duruşma salonunun önüne geldiğimizde koridor boyunca çok sayıda çevik kuvvet ve sivil polis bekliyordu. Ancak daha önce görülen duruşmaların aksine bu duruşmada daha az sayıda polis memuru vardı. Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin duruşma salonunun, davaya olan ilgiye nazaran küçük olması, izleyici ve katılan sayısının fazla olması nedeniyle bu celsenin de öncekiler gibi Adliyedeki en büyük salon olan Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinin duruşma salonunda görüleceğini öğrendik. Duruşma salonunun önünde ve çevresinde çok sayıda polis bekliyordu.  Adliye binasında avukatlar için ayrılan bölüme geçtik. Covid-19 salgını dolayısıyla alınan tedbirler nedeniyle duruşma salonuna mahkeme heyeti de dâhil 83 kişi alınacağı kararlaştırılması üzerine Diyarbakır Barosu yöneticilerinin duruşmaya katılanlar için hazırladığı listeye ismimizi yazdırdık. Ve duruşmayı beklemeye başladık. Saat 10.00’da görülmesi kararlaştırılan duruşma, SEGBİS sisteminde yaşanan teknik sorun, SEGBİS üzerinden duruşmaya katılan tanık ve sanıkların bulunduğu mahkemelerdeki SEGBİS bağlantısının geç kurulması nedeniyle yaklaşık 30 dakikalık bir gecikmeyle başladı. Duruşma salonunun önünde bekleyen çok sayıda polis, davaya katılan ve izleyenlerin listedeki isimlerini ve kimliklerini kontrol edip, avukat olmayanların üst aramasını yaptıktan sonra salona aldı. Salona girerken polisler nüfus cüzdanının yanında basın kartlarını da inceledi. Salona giden labirent benzeri koridor boyunca çok sayıda polis bulunuyordu. Duruşma salonunda izleyicilere ayrılan sandalyelerde polisler oturuyordu. Duruşmayı izleyen gazeteciler, insan hakları savunucuları ve STK temsilcileri ise duruşma salonunda, sanıklar için ayrılan bölümde kimsenin bulunmaması nedeniyle boş kalan sanık sandalyelerinde oturarak duruşmayı izlediler.

Duruşmaya Katılım

Duruşmaya Türkan Elçi ile Tahir Elçi’nin kardeşi Mehmet Elçi katıldı.  Bu celsede de Mehmet Elçi’nin izleyicilerin oturduğu bölümde oturduğu, Türkan Elçi’nin ise avukatları ile birlikte katılana ayrılan bölümde oturduğu görüldü.

Tutuksuz yargılanan sanık polisler Mesut Sevgi Hatay Hassa Asliye Ceza Mahkemesi’nden, Fuat Tan ve avukatı Muhammer Çolakoğlu Elazığ 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nden,  Sinan Tabur ve avukatı Mehmet Ali Köroğlu ise Malatya 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden duruşmaya katıldı.

Davada tanık olan ve başka bir suçtan hükümlü olan Deniz Ataş Bolu F Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda SEGBİS ile duruşmaya katılırken, Diyarbakır’da tutuklu olan tanıklar Ekrem Özgün ve Recep Özbek ile gazeteci Mehmet Türkduruşmada salonunda hazır bulundu.

“Lojman-2019” rumuzlu gizli tanık Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesi’nden, “İ61BR10KM55TM46Z” rumuzlu gizli tanık ise Elazığ Ağır Ceza Mahkemesi’nden ses ve görüntüleri değiştirilerek naip hakimle birlikte SEGBİS üzerinden duruşmaya bağlandı.

TİHV Diyarbakır Temsilcisi Av. Murat Aba, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği  (ÖHD)  Eş Genel Başkanı Av. Bünyamin Şeker, Tahir Elçi İnsan Hakları Vakfı Başkanı Yardımcısı Av. Neşet Girasun, Diyarbakır Barosu Başkanı Av.Nahit Eren, İnsan Hakları Gündemi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Av. Özlem Yılmaz ile Diyarbakır, Ağrı, Van, Urfa, Batman, Şırnak, Muş, Mardin, Siirt, Ankara barolarının başkan ve yöneticileri katıldı.

CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, HDP Milletvekilleri Remziye Tosun ve Semra Güzel, CHP İstanbul İl örgütü yöneticileri ile Hafıza Merkezi ve Uluslararası Af Örgütü de duruşmayı izleyenler arasındaydı.

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), Artıkgerçek, Evrensel Gazetesi, Mezopotamya Ajansı (MA), Gazete Karınca ve KRT muhabirleri de duruşma salonundaydı.

Tahir Elçi Davası Komisyonu üyeleri ve müşteki vekilleri avukatlar Ahmet Özmen, Aynur Tuncel Yazgan, Mahsum Batı, Mahsuni Karaman, Gamze Yalçın, Günal Kurşun, Erkan Şenses, Murat Timur, Zahide Beydağ Tıraş Öneri,  Taner Kılıç, Benan Molu, Erdal Doğan, Tuğçe Duygu Köksal, Evin Batı, Cihan Aydın, Mürsel Ekici, Mehmet Emin Aktar, Orhan Kemal Cengiz, İsmail Elik, Zülküf Uçar,  Deniz Özbilgin,  Serhat Eren,  Bünyamin Şeker, Mehmet Kaya, Kadir Karaçelik, Salih Aydın, Rojhat Dilsiz, Mehmet Karataş,  Burhan Buğday, Selahattin Çoban, Müslüm Baran, Müslüm Özkan, Fazilet Taçdan Arserim, Mehmet Velat İzol, Fikret İlkiz,  Ali Koç Serdar Çelebi, Muharrem Erbey, Mehmet Erdem, Serdar Özer, Mehdi Özdemir, Zuhal Işık ve Muhlis Uğorgül duruşma salonundaki yerlerindeydi.

Duruşma salonun arka kısmında izleyiciler için ayrılan sandalyelerde oturan yaklaşık 20 polis “güvenlik” gerekçesiyle duruşmayı izledi.

Duruşmanın Seyri

Sanık için OCAS’tan Atanan Avukat Davadan Çekildi

Mahkeme Başkanı bir önceki duruşmaların ara kararlarında istenen ve celse arasında dava dosyasına gelen belgeleri hızlıca okuyarak duruşma tutanağına geçirdi. Tutuksuz yargılanan sanık polislerden Mesut Sevgi’nin savunması için Diyarbakır Barosu’nun zorunlu müdafi atama sistemi (OCAS) üzerinden atanan Diyarbakır Barosuna kayıtlı Avukat Ömer Baran’ın Diyarbakır Barosu’nun bu davada müdahil olduğu gerekçesiyle sanığın avukatlığından çekildiğine dair dilekçesi okunarak dava dosyasına konuldu. Mahkeme Başkanı sanık Mesut Sevgi’ye avukatı olmadığı bu duruşmada savunmasını almayacağını, bir sonraki duruşmada avukatıyla birlikte savunmasını alacağını söyledi.

Baroların Davayı Katılma Talebi Reddedildi

Ardından sırayla söz Batman Barosu Başkanı Av. Erkan Şenses, Muş Barosu Başkanı Av. Kadir Karaçelik, Ağrı Barosu Başkanı Av. Mehmet Salih Aydın, Mardin Barosu Başkanı Av. İsmail Elik, Bitlis Barosu Başkanı Av. Fuat Özgün, Tahir Elçi’nin baro başkanı olduğu sırada hayatını kaybettiğini bu nedenle barolar olarak bu suçtan doğrudan zarar gördüklerini belirterek Avukatlık Kanunu’nun 76. maddesine göre davaya katılma talebinde bulundu.

İnsan Hakları Gündemi Derneği yöneticisi Av. Zahide Beydağı Tıraş Öneri ise Tahir Elçi’nin derneklerinin Diyarbakır Temsilcisi olduğu için doğrudan dernek faaliyetlerine katıldığını ifade ederek öldürülmesi nedeniyle suçtan doğrudan zarar gördüklerini vurguladı.

Mahkeme Başkanını, katılma talebine karşı sırayla söz verdiği sanıklar, bu talebe ilişkin bir diyeceklerinin olmadığını söyledi. İddia makamı ise mütalaasında, baroların ve derneklerin katılma taleplerinin suçtan doğrudan zarar görmedikleri gerekçesiyle reddedilmesini talep etti. Mahkeme, baroların ve İnsan Hakları Gündemi Derneği’nin suçtan doğrudan zarar görmediği gerekçesiyle katılma taleplerinin reddedildiğine dair ara karar kurdu.

Gizli Tanık: Tahir Elçi’nin Vurulduğu Anı Görmedim

Ardından Elazığ Ağır Ceza Mahkemesi’nde SEGBİS üzerinden duruşmaya katılan “İ61BR10KM55TM46Z” rumuzlu gizli tanık ifadesine geçildi. Mahkeme Başkanının “Tahir Elçi’nin vurulma olayını gördün mü?” sorusuna gizli tanık “Ben sokağa doğru koştuklarını (Mahsum Gürkan ve Uğur Yakışır) gördüm. Bir polisi şehit ettikten sonra olay gerçekleşti. Tahir Elçi’nin vurulduğu anı görmedim” şeklinde ifade verdi. Mahkeme Başkanı ifadeleri arasındaki çelişkiler nedeniyle gizli tanığın ilk ifadesinde söylediği “Kaçanların arabadan inip bir polisi şehit ettikten sonra Tahir Elçi’yi de vurduklarını gördüm” şeklindeki ifadesini anımsatarak “Neye dayanak bu ifadeyi söyledin?”  sorusunu sordu. Gizli tanık “Sokakta çatışma vardı. Tahir Elçi’nin vurulduğu anı görmedim” dedi.

‘Elçi’nin Yüzünün Hendeklere Doğru Olduğunu Görmedim’

Ardından duruşma salonunda tanık olarak dinlenen Mehmet Türk, Elçi’nin hayatını kaybettiği olay yerinde gazeteci olarak görevli olduğunu belirterek, açıklamadan sonra Elçi’nin yaşlı bir kadınla konuştuğu sırada bir anda silah seslerinin gelmesiyle kendilerini korumak için siper aldıklarını söyledi. Tanık “Karmaşa vardı. Polisler sürekli ateş ediyordu. Tahir Elçi Dört ayaklı minarenin ayaklarında siper almaya çalışıyordu. Tahir Abi’ye ‘arkamıza geç’ dedim. Sonra bir baktım, Tahir Elçi yerde. Bağırdım, çağırdım. Kimse beni duymadı. Olayın etkisinde kaldım. Kendimi kaybettim.  Tahir Elçi’nin vurulma anını görmedim. Yerde gördüm. Kanlar içindeydi. Yerde olduğunu gördüm. Tahir Elçi’nin yüzünün hendeklere doğru olduğunu görmedim. Hendekler tarafından ateş edildiğini duymadım” diye kaydetti. Olayın etkisinde kaldığı için savcılıkta nasıl ifade verdiğini hatırlayamadığını söyleyen Türk, “Tahir Elçi’nin düşme anını görmedim” dedi.

‘Benim Ne Böyle Bir Teşhisim Ne de Böyle Bir İfadem Var’

Başka bir suçtan dolayı tutuklu olan tanık Ekrem Özgün, jandarma tarafından kelepçeli şekilde mahkemeye getirildi. Özgün’ün,  “Niye burada olduğumu anlamadım” demesi üzerine Mahkeme başkanına “Tahir Elçi’nin vurulmasıyla ifaden var. Onun için buradasın” diye belirtti.  Özgün ifadesinde Elçi’nin vurulmasıyla ilgili bir şey bilmediğini ve böyle bir ifadesinin olmadığını ifade ederek, “Gözaltında susma hakkını kullanan biri nasıl konuşur? Karakolda baskı altında olduğum için susma hakkımı kullandım. Tahir Elçi’nin vurulmasıyla ilgili benim ne böyle teşhisim ne de ifadem var.  48 gün boyunca işkence gördüm. Bunu soracak mısınız?  Kesinlikle böyle bir ifadem yok ve teşhis yapmadım. Kabul etmiyorum” dedi.  Tanık son olarak, “Ben Diyarbakır halkıyım, beni savunan yok, bu kadar kişi bu salonda toplanmışsınız bu dava için.  Ben ne olacağım, beni kimse korumuyor, beni dünyaya geldiğime pişman ettiler.” dedi.

Ardından söz alan katılan Türkan Elçi avukatlarından Gamze Yalçın, Elçi’nin vurulmasıyla ifade vermediğini söyleyen Ekrem Özgün’ün dosyadaki ifade tutanağının altında polis ve savcının imzası olduğuna hatırlatarak bu davanın yönlendirilmeye çalışıldığına dikkat çekti.

Tanık: Polis ve Savcı Elçi’nin Öldürüldüğüne Dair İfade Ver Seni Bırakacağız Dediler

SEGBİS ekranında görüntü ve sesi değiştirilen “Lojman-2019” rumuzlu gizli tanık ifadesinde, olay sırasında bulunduğu yerden Tahir Elçi’nin vurulduğu Dört Ayaklı Minare’nin görünmediğini söyleyerek olaya ilişkin görgüsünün duyuma dayalı bilgiler olduğunu, Tahir Elçi’yi kimin vurduğunu görmediğini ifade etti. Gizli tanık, Elçi’nin vurulmasıyla ilgili ifade vermesi için kimsenin kendisine baskı yapmadığını, Uğur Yakışır’ın fotoğrafını teşhis ettiği sırada Tahir Elçi’nin vurulmasıyla ilgili ifade verdiğini, PKK’nin Tahir Elçi’yi vurmaya yönelik bir planı olmadığını, “Hendeklerden” Tahir Elçi’nin bulunduğu yere ateş etme imkanı olmadığını belirtti.

Diğer tanık Deniz Ataş, SEGBİS üzerinden ifade vermek istemediğini mahkeme huzurunda her şeyi anlatacağını söyleyerek ilk başta ifade vermeyi reddetti. Mahkeme Başkanının ifade vermesi yönünde ısrar etmesi üzerine Deniz Ataş, “Sur ilçesinde yakalandım. Savcı ve polisler bana, ‘bize her şeyi anlat seni bırakacağız. Elçi’nin öldürüldüğüne dair ifade ver seni bırakacağız. Yoksa seni infaz edeceğiz’ dediler. Ben de korktum.  İnandım. Bana ifadeyi imzalayacaksın dediler. Ben de ifadeyi okumadan imzaladım. Tahir Elçi’nin kim olduğunu, nerede olduğunu bilmiyorum. Tahir Elçi’nin vurulduğu olayın video çekimini de yapmadım. Ben ifade vermek istemiyorum. SEGBİS sağlıklı değil. Mahkemeye gelip her şeyi anlatmak istiyorum. Başka şeyleri de anlatacağım, benim kulağımda sorun var zaten. Okuma yazmam da yok.” açıklamalarını yaptı.

Tanık Recep Özbek de ifadesinde, kendisinin cinayet tarihinde cezaevinde olduğunu. Cezaevinden çıktıktan sonra köylerine Mahsum Gürkan’ın geldiğini ve bazı hareketleri nedeniyle kendisine “gıcık kaptığını” bu nedenle Mahsum Gürkan’ın öldürdüğüne dair ifade verdiğini, zaten bu durumu herkesin bildiğini, Diyarbakır çarşısında kime sorsanız böyle söyleyeceğini beyan etti.

Mahkeme heyeti, tanık ifadelerinin ardından duruşmaya saat 14.00’a kadar ara verdi.

Aranın ardından duruşma katılan avukatların davaya ilişkin tevsii tahkikat talepleriyle devam etti.

‘Tahir Elçi Cinayetinde Etkin Soruşturma Yapılmadığına Dair Suç Duyurusunda Bulunacağız’

Katılan avukatlarından Av. Tuğçe Duygu Köksal, Tahir Elçi’nin hayatını kaybettiği olay yerine ilişkin hazırladığı olay krokisi üzerinden beyanlarda bulundu. Köksal, sanıkların SEGBİS üzerinden değil bizzat duruşma salonunda hazır edilmelerini istedi. Elçi cinayeti soruşturmasının özensiz yürütüldüğünü ifade ederek, delillerin toplanması, korunması ve muhafaza altına alınması konusunda ciddi ihmal ve eksiklikler olduğunu, olay yeri incelemesinin cinayetten beş ay sonra ay yapıldığını belirtti.  Mahkemenin, sanıkların ve tanıkların hazır olduğu uygulamalı olay yeri keşfi yapılması gerektiğini belirtti. Londra Üniversitesi Adli Mimarlık Bölümü’nün (Forensic Architecture) Elçi cinayetine ilişkin rapor hazırladıktan sonra bu davanın iddianamesinin hazırlandığına işaret etti. Köksal, duruşmada dinlenen tanıkların, Elçi cinayeti konusunda hiçbir bilgi ve görgülerinin olmadığının ortaya çıktığını vurgulayarak, soruşturmanın etkin yürütülmemesi ve savcılığın ihmalleriyle ilgili çok ciddi beyanlarla karşılaştıklarına dikkat çekti. Mahkemenin tanık beyanları ve bu ihmaller açısından bir karar vermesi gerektiğini ifade eden Köksal, duruşmanın SEGBİS çözüm tutanağı çıktıktan sonra Elçi cinayeti soruşturmasının etkin bir şekilde yürütülmediğine dair suç duyurusunda bulunacaklarını kaydetti.  Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Foto Film Şube Müdürlüğü’nde çalışan polislerin cinayet sırasında çektiği görüntülerdeki 13 saniyelik kesintinin nedenin henüz açıklanmış olmadığını ifade ederek bu görüntülerde herhangi bir müdahale ya da kesintinin olup olmadığının tespiti için inceleme yapılması gerektiğini söyledi. Elçi cinayeti ilgili istihbaratçı polisler hakkında BİMER’e yapılan ihbar dilekçesinin dosya içerisindeki önemli delillerinden biri olduğunu ifade ederek, bir ihbarda ismi yer alan İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde görevli polislerin herhangi bir güvenlik zafiyetine neden olup olmadıklarının araştırılmasını istedi.

Av. Zahide Beydağ Tıraş Öneri, duruşmada dinlenen tanıkların Elçi’nin hayatını kaybettiği Yenikapı sokaktaki olay yerinde yapılacak keşifte dinlenilmesi talep etti. Davada, sanık olarak yargılanan polis memurları hakkında yürütülen disiplin soruşturmasına dair bilgilerin dava dosyasına gelmediğine dikkat ederek, disiplin raporundaki bilgi ve tespitlerin dava için çok önemli olduğunu vurguladı. Elçi’nin bir özel kanalda yaptığı konuşmanın ardından kendisine yapılan ölüm tehditlerine ilişkin Bakırköy ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılıklarının soruşturma açıp açmadığının sorulmasını isteyen Öneri, Elçi’nin kullandığı GSM numarasının HTS kayıtlarının istenmesini talep etti.

Av. Gamze Yalçın, Elçi cinayeti öncesinde Mahsum Gürkan ve Uğur Yakışır’ı fiziki olarak takip ettiği ortaya çıkan İstihbarat Şube Müdürlüğü’ne ait araçta görevli 3 polisin duruşmada tanık olarak dinlenmesi gerektiğini söyledi.

Av. Fikret İlkiz, davada firari olan sanık Uğur Yakışır hakkında açılan 3 davanın birleştirildiğini hatırlatarak, bu birleştirme kararının Elçi davası avukatlarına tebliğ edilmediğine dikkat çekti.  Duruşmada dinlenen tanık ifadelerine değinen İlkiz, duruşmada dinlenen tanık ifadelerinden ortaya çıkan sonuca göre soruşturma makamının bir algı üzerinden araştırma yaptığı ve tanıklarla Elçi cinayeti soruşturmasının çöktüğüne işaret etti.  İlkiz, “Savcılığın yaptığı soruşturmaya güvenilmeyeceğini bugün öğrendik.” dedi.

Sanık polis Fuat Tan’ın müdafii Av. Muhammer Çolakoğlu, katılan avukatlarının tevsii tahkikat taleplerine katıldıklarını belirterek,  dosyadaki eksiklikler tamamlandıktan sonra beyanda bulanacaklarını söyledi.

Olay Anına İlişkin Görüntüler Daha Sonra İzlenecek

Mahkeme heyeti, Tahir Elçi’nin vurulduğu anlara ilişkin çekilen görüntüler ve Forensic Architecture  tarafından hazırlanan görüntülerin izlenmesi için mübaşire hazırlık yapmasını söyledi. Bu sırada Türkan Elçi’nin duruşma salonundan çıktığı görüldü.

Fakat teknik aksaklıklardan dolayı ilgili kayıtların sonraki celse izlenmesine karar verildi.

İddia makamı mütalaasında, ifadesi alınmayan tanıkların duruşmada dinlenilmesi için adreslerine davetiye çıkarılmasına karar verilmesini, İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişlerinin Elçi cinayeti soruşturmasının ardından polisler hakkında yürüttüğü disiplin soruşturması sonucunda hazırlanan raporun bir örneğinin istenmesini talep etti. Savcının diğer talepleri anlaşılmadı, nitekim mahkeme savcının taleplerini aşarak ara karar kurdu.

 Ara Kararlar

Tüm tarafların davaya ilişkin beyanlarının alınması ardından mahkeme heyeti, ara karar için duruşmaya 1 saatlik ara verdi.

Mahkeme heyetinin aldığı ara kararlar şöyle;

  • TÜBİTAK’a müzekkere yazılarak Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Adli Emanet Memurluğunun 2016/3703 sırasında kayıtlı emanette bulunan Mardin Kebap Evi isimli iş yerine kameranın sabit diski aslının görüntü kayıtları üzerinden inceleme yapılarak Adli Tıp Kurumu Adli Bilişim İhtisas Dairesi Kriptoloji ve Elektronik Cihazlar İnceleme Şube Müdürlüğü’nün 31.08.2018 tarihli raporunda belirtildiği üzere görüntü kayıtlarına ulaşılmayan 4 nolu kamera görüntülerine erişiminin sağlanmasını istenilmesine, erişim sağlanmadığı takdirde erişimin sağlanmama sebebinin ne olduğu, kameranın kayıt yapıp yapmadığını, yapmış ise ATK raporunda bahsi geçtiği üzere mavi ekranla karşılaşma sebebinin ne olduğu, imajlarının yer aldığı sabit diskin incelenerek WİPE işlemine tabi tutulup tutulmadığı, sabit disk üzerinde ekleme-çıkarma-kesme – montaj-silme vb. müdahalenin bulunup bulunulmadığının incelenmesine,
  • Katılan vekillerinin 09.07.2021 tarihli tevsii tahkikat dilekçesinde Mardin Kebap Evi isimli işyerine ait kamera ile sabit diskin imajının yurt dışında gerekli araştırma ve inceleme yapılması amacıyla taraflara verilmesi talebinin kabulüne,
  • Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü Foto Film Şube Müdürlüğüne müzekkere yazılarak, maktul Tahir Elçi’nin Dört Ayaklı Minare’de basın açıklaması sırasında görev alan Foto Film Şube Müdürlüğü’nde görevli polis memurlarının isimlerinin bildirilmesi; basın açıklaması ve devamında Tahir Elçi’nin öldürülmesi olayını içerir olay anına ait görüntülerin Foto Film Şube Müdürlüğü adına kayıt edilen cihaz ve takılı kartın hangi kuruma, birime, şahsa teslim edildiğinin sorulmasına ve buna ilişkin tutanaklarının gönderilmesini istenmesine,
  • Katılan vekillerinin 09.07.2021 tarihli tevsii tahkikat dilekçesinde polis memurları Yunus Emre Bektaş, Gökhan Duran, Yılmaz Karaateş, Mehmet Çelik, Ümit Mardin’e ait GSM hatlarının arayan-aranan numaralar, gönderilen ve alınan mesaj bilgileri, bu telefon numaralarının katıldığı cep telefonlarının İMEI numaraları ile HTS dökümlerinin baz istasyonlarını gösterir şekilde Excel ve PDF formatında listelerinin dosyaya eklenmesi için ilgili GSM operatörlerine müzekkere yazılması yönündeki taleplerinin 5271 sayılı CMK’nın 135. Maddesi kapsamındaki tedbirlerin ancak sanıklar hakkında verilebileceğinin öngörüldüğü, telefon kayıtlarının incelenmesi talep edilen şahısların dosyamız kapsamında sanık konumunda bulunmadığı anlaşılmakla usule aykırı talebin reddine,
  • Katılan vekillerinin 09.07.2021 tarihli tevsii tahkikat dilekçesinin 7 nolu fıkrasında belirtilen dava dosyası içerisine olay gününe ilişkin 155 Polis İmdat hattına gelen çağrılar ve açılan ihbar kayıtların çözümlenmiş halinin dosya arasında mevcut bulunduğu anlaşılmakla yeniden celbi yönündeki talepleri yerinde görülmeyerek reddine,
  • Katılan vekillerinin 09.07.2021 tarihli tevsii tahkikat dilekçesinin 4 nolu fıkrasının ikinci bendindeki taleplerinin kabulü ile Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Ses ve Görüntü İnceleme Şubesinin 30 Mayıs 2016 tarih 98289031-101.02-2016-30368/3394-512 sayılı raporun bulgular ve sonuç bölümünün 6.1.1.bendinde “ Tahir Elçi’nin yaralanma anının tespitine yönelik yürütülen çalışmalarda, kişinin son olarak görüntü kaydına girdiği kareler ile yerde hareketsiz yattığı yerde görüntü kayıtları arasında 12 saniyelik bir boşluk olduğu, bu esnada kişinin vurulma anını gösteren herhangi bir video kaydı bulunmadığı” şeklindeki tespit göz önüne alınarak 12 saniyelik boşluğun neden kaynaklandığının Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Ses ve Görüntü İnceleme Şubesi’nden sorulmasına,
  • Katılan vekillerinin 09.07.2021 tarihli tevsii tahkikat dilekçesinin 8 nolu fıkrasındaki taleplerinin kabulü ile içişleri Bakanlığı Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanlığı Müfettişlerince düzenlenen 26.06.2017 tarih e M.A.İ. 110/23, A.Ç.84/14, S.M.904.94 sayılı tevdi raporunun aslının veya onaylı suretinin mahkememize gönderilmesi hususunda müzekkere yazılmasına,
  • Katılan vekillerinin 07.2021 tarihli tevsii tahkikat dilekçesinin 8 nolu fıkrasındaki taleplerinin kabulü ile içişleri Bakanlığı Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanlığı Müfettişlerince düzenlenen 26.06.2017 tarih e M.A.İ. 110/23, A.Ç.84/14, S.M.904.94 sayılı tevdi raporunda belirtildiği şekliyle sanık Fuat Tan’ın diğer  polislere sokağın başına yönlendirildiği anda aralarında geçen konuşmaların çözümünün yapılması  amacıyla resmi bilirkişi Listesinde görevli bir görüntü  ve ses çözümü uzmanı bilirkişinin görevlendirilmesine,
  • Katılan vekillerinin 09.07.2021 tarihli tevsii tahkikat dilekçesinin 11 nolu fıkrasının c bendindeki taleplerinin kabulü ile Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılarak maktül Tahir Elçi’nin 14 Ekim 2015 tarihli CNN Türk kanalında katılmış olduğu program sonrasında hakaret ve ölümü tehdidi aldığına ilişkin herhangi bir müracaatta bulunup bulunulmadığı, bulunmuş olması halinde bu müracaat kapsamında alınan tedbirlerin bildirilmesinin istenilmesine,
  • Katılan vekillerinin 09.07.2021 tarihli tevsii tahkikat dilekçesinin 11 nolu fıkrasının d bendindeki taleplerin kabulü ile maktul Tahir Elçi’nin aldığı iddia edilen tehditlere ilişkin herhangi bir soruşturma açılıp açılmadığı hususunda Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı ve İstanbul C. Başsavcılığına sorulmasına,
  • Katılan vekillerinin 09.07.2021 tarihli tevsii tahkikat dilekçesinin 10 nolu fıkrasının a bendindeki taleplerin kabulü ile soruşturma dosyasında bulunan 05.01.2016 tarihli ihbar mektubunda mevcut bulunan iddialara ilişkin herhangi bir araştırma yapılıp yapılmadığının sorulmasına, yazılacak müzekkereye 08.01.2016 tarihli ihbar mektubunun eklenmesine, ihbarcının kimliğinin tespiti yönündeki talebin ise ihbarcının can güvenliği göz önüne alınarak reddine,
  • Katılan vekillerinin 09.07.2021 tarihli tevsii tahkikat dilekçesinin 10 fıkra b bendi ve 12 nolu fıkralarında “olaya ilişkin güvenlik tedbirlerine yönelik talepler” başlık kısmındaki taleplerin dosyanın esası ile ilgili olmadığı gerekçesiyle reddine,
  • Tüm delillerin toplandıktan sonra keşif talebinin değerlendirilmesine,
  • Katılan vekillerinin keşifle dinlenilmesini talep ettikleri Derya Evren, Gönül Markuç, Devran Toptaş, Ramazan Yavuz, Serdar Sunar, Ahmet Sanlı ile keşif sırasında dinlenilmesini talep ettikleri Halil Doğan, Ümit Merdan, Vedat Gönen isimli polis memurları ile Forensic Architecture raporunda tespit edilen sanıklar haricindeki Dökmeciler sokakta yer aldığı tespit edilen 265196 ve 374979 sicil numaralı polis memurlarının tanık olarak dinlenilmesi yönündeki taleplerinin keşifle alakalı verilecek nihai karar ile değerlendirilmesine,
  • Baran Tursun Dünya Ölçeğinde Silahsızlanma, Yaşam Hakkı, Özgürlük, Demokrasi, Barış ye Dayanışma Vakfının suçtan /arar görme ihtimali bulunmadığından katılma talebinin reddine,
  • Suçtan zarar görme ihtimaline binaen müşteki Dilek Çiftaslan’ın CMK 238. maddesi uyarınca katılan olarak kabulüne,
  • Basın açıklamasının yapıldığı güne ilişkin emniyet tedbirlerini içerir 2015/5517 sayılı yönergenin Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğünden celbine,
  • Maktul Tahir Elçi’nin HTS kayıtlarının celbi yönündeki talebin kabulü ile 01.10.2015 – 29.11.2015 tarihlerine ilişkin HTS kayıtlarının celbine yönündeki talebin kabulü ile BTK’ya müzekkere yazılmasına,
  • Sanık Uğur Yakışır hakkındaki yakalama emrinin devamına,
  • Duruşma günü güvenlik tedbiri alınması hususunda Diyarbakır C. Başsavcılığına müzekkere yazılmasına,
  • Celse arasında sanık Mesut Sevgi müdafii olarak OCAS’tan Av.Ömer Baran’ın Diyarbakır Barosunun dosya kapsamında katılan sıfatının bulunduğu, kendisinin Diyarbakır Barosuna kayıtlı avukat olduğu, bu sebeple sanığın müdafi olarak dosyaya katılamayacağını belirterek görevinin sona erdirilerek UYAP kaydının silinmesi yönündeki talebi her ne kadar mahkememizce haklı bir çekilme sebebi olarak kabul edilmemiş ise de Av. Ömer Baran’ın duruşmaya katılmayarak görevinde ihmal yaptığı mahkememizce değerlendirilerek OCAS görevlendirilmesinin sonlandırılmasına,
  • Müşteki Melek Erdur’un şikâyet ve delillerini sorulması hususunda güncel MERNİS adresine yeniden talimat yazılmasına,
  • Bu nedenle duruşmanın 12 Ocak 2022 günü saat 10:00’a bırakılmasına karar verildi.”

Duruşma Sonrası

Duruşma sonrasında Türkan Elçi ve avukatları ile STK temsilcileri Diyarbakır Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı. Tahir Elçi Dava Komisyonu üyesi Av. Gamze Yalçın,  Tahir Elçi’nin PKK üyeleri tarafından öldürüldüğüne ilişkin davanın soruşturma aşamasında ifade veren 4’ü açık ve 2’si gizli olmak üzere 6 tanığın bugün görülen duruşmada bu beyanların aksine Elçi’nin kim tarafından nasıl öldürüldüğünü görmediklerini ve buna ilişkin bilgilerinin olmadığını söylediğini aktardı. Elçi cinayetinin başından beri bu soruşturmanın etkili bir şekilde yürütülmesi talebinde bulunduklarını hatırlatan Yalçın, bugün duruşmada dinlenen tanıkların beyanlarında anlaşıldığı üzere 5 yıl süren Tahir Elçi cinayeti soruşturmasının etkili yürütülmediği, faillerin ortaya çıkarılması konusundaki yaklaşımlarında ne kadar haklı olduklarını gösterdiğine dikkat çekti.  Avukat Sezgin Tanrıkulu da bugün görülen duruşmada, Elçi cinayeti soruşturmasını yürüten savcılığın olayın asıl faillerini gizlemek için tanıkları yönlendirdiğinin ortaya çıktığını söyledi. Adalet Bakanlığına ve Hakim ve Savcılar Kurulunun (HSK), tanıkları yönlendiren savcılar hakkında soruşturma açması gerektiğini söyledi.

 

 

Yayınlanma tarihi

19 July 2021

Kategori Listesi