Vartinis (Altınova) Katliamı Davası İzleme Raporu – 24 Mart 2022

Ozan Devrim Yay – 24 Mart 2022

Mahkeme: Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesi

Esas No: 2021/80

3 Ekim 1993 tarihinde Muş’un Korkut ilçesine bağlı Vartinis (Altınova) beldesinde “yasa dışı örgüte yardım ve yataklık” ettikleri iddiasıyla evlerinin ateşe verilmesi sonucunda aynı aileden 9 kişinin yakılarak yaşamını yitirmesi ile ilgili Muş’ta açılıp güvenlik gerekçesiyle Kırıkkale’ye nakledilen davada sanık Bülent Karaoğlu hakkında verilen beraat kararının Yargıtay temyiz incelemesi ile 2021 yılında bozulması sonucu Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava yeniden görülmeye başlamıştı. Davanın 21 Eylül 2021’de görülen ilk duruşmasında sanık Bülent Karaoğlu için tutuklama kararı çıkmıştı. Ancak sonraki üç duruşmada yakalama kararının halen infaz edilmediği görülüp dava 24 Mart 2022 tarihine ertelenmişti.

Duruşma Öncesi

Duruşmanın yapılacağı saat olan 14:30’dan bir saat önce mahkeme salonu önünde hazır bulunduk. Bir önceki duruşmaya olumsuz hava koşulları nedeniyle gelememiş olan katılanlardan Aysel Öğüt, Abdullah Öğüt, Murat Öğüt ile öldürülenlerin yakını olan Hamdullah Öğüt saat 11:15 itibariyle mahkeme salonu önüne geldi. Daha önceki duruşmalarda hazır bulunan ve Bursa’dan gelen Nurullah Öğüt de aynı saatte mahkeme salonu önüne ulaştı. Katılan Aysel Öğüt’ün vekili, aynı zamanda Muş Barosu Başkanı olan, Avukat Kadir Karaçelik de saat 11.25’te bekleme alanına geldi. Sanık ve avukatlarının gelmediği görüldü. Olağan dışı bir güvenlik önlemi gözlenmedi. Diğer sivil toplum örgütlerinden ya da gazetecilerden izleme ya da raporlama için gelen temsilci yoktu.

11.30 için planlanmış olan duruşma için 11:35’te salona çağrı yapıldı.

Duruşma Salonunun Görünümü ve Duruşmaya Katılım

Duruşma Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesinin duruşma salonunda görüldü. Duruşma salonuna girişte herhangi bir engelleme ile karşılaşmadık.

Mahkeme heyet başkanının ve savcının çok alçak bir ses tonuyla konuşması, ses sisteminin de açılmaması nedeniyle mahkeme heyetinin ve savcının konuşmaları izleyici sıralarından güçlükle anlaşılıyordu ya da anlaşılmıyordu. Duruşma sonrası görüşmelerde, katılanların da aynı sorunu yaşadığı tarafımıza iletildi.

Hakkında tutuklama kararı çıkarıldığı halde karar infaz edilmediği için, tek sanık olan Bülent Karaoğlu duruşmaya katılmadı. Sanık müdafileri de mazeret bildirerek duruşmaya katılmadı.

Katılanlardan Aysel Öğüt, Abdullah Öğüt, Murat Öğüt ve Nurullah Öğüt ile Aysel Öğüt’ün vekili Kadir Karaçelik hazırdı. Öldürülenlerin yakını Hamdullah Öğüt de duruşmayı izlemek için salondaydı. Katılan vekillerinden Fuat Özgül’ün, duruşmanın öğleden sonra (13:30) yapılması için talepte bulunduğu bildirildi ancak öğleden sonra çok sayıda duruşma bulunması ve vekillerden Kadir Karaçelik’in hazır bulunması nedeniyle bu talep reddedildi.  Adem Öğüt’ün vekili Av. Nur Mehmet Dönmez ve sanık Bülent Karaoğlu’nun vekili Av. Fahrettin Piyade mazeret bildirerek duruşmaya katılmadı. Duruşma salonunda duruşma boyunca herhangi bir polis memuru bulunmadı.

Mahkeme heyeti, Başkan Sibel Cengiz, üyeler Mehmet Feyyaz Baydar ve Yusuf Kasapoğlu’ndan oluşuyordu. Duruşma savcısı ise Yavuz Ertugay idi.

Duruşmaya Dair

Duruşma salonuna girdiğimizde mahkeme heyeti salonda hazırdı. Katılanların ve izleyicilerin yerlerini almasıyla heyet başkanı duruşmaya hemen başladı.

Mahkeme heyeti başkanı, Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcılığının 21/03/2022 tarihli 2021/1412 yakalama nolu cevabi yazısına göre, sanık Bülent Karaoğlu’yla ilgili yakalama emrinin halen infaz edilmediği bilgisini verdi.

Diğer yazışmalarla ilgili de bilgi verildikten sonra Cumhuriyet Savcısına soruldu. Savcı sanık hakkında tutuklamaya yönelik yakalama emrinin infazının beklenmesini talep etti.

Katılan Nurullah Öğüt’e söz verildi. 3 sayfalık yazılı bir ifade sunan Nurullah Öğüt ayrıca söz aldı. Nurullah Öğüt’ün ifadesinden bazı bölümler şu şekilde:

“Astsubay Başçavuş Mustafa’nın ölümünden de Bülent Karaoğlu sorumlu tutulmalıdır. İlk yargılamanın altıncı duruşmasında Bülent Karaoğlu’nun söylediği sözler Altınova için niyetini belli ediyordu. Mahkeme başkanı “Sen karakol komutanısın. Senin arabanda terörist ne geziyor?” diye sorduğunda cevap veremedi. Daha sonra “Altınova’yı neden yaktın?” diye sorulduğunda “Askerim şehit oldu” diye cevap verdi. Hâkimin “Askerin öldüğünden haberim var. Sen niye yaktın?” sorusuna cevap olarak “Ben Astsubay Başçavuş olarak emekli olacakken emrime 450 kişi verip yüzbaşı yaptılar” dedi. Mustafa Astsubay Vartinis bölgesinin güvenliğini sağlıyordu. Bülent Karaoğlu’nun bu sözleri ile birlikte değerlendirdiğimde Mustafa Astsubayı bertaraf etmek ve köyü yakmanın bahanesini yaratmak için kendisini Bülent Karaoğlu’nun öldürdüğünü ya da öldürttüğünü düşünüyorum.

“Bülent Karaoğlu ve askerleri daha sonra Böğürdelen köyünü de yaktılar. İnsanları dövdüler, köyden kovdular, giysilerini yaktılar. Köylüleri öldürmediler ama öldürmekten beter ettiler. Köyün imamından bizzat öğrendim.

“Bülent Karaoğlu’nun daha sıkı aranmasını istiyorum. Maaş çekerken bile yakalamak mümkündür. Yakalanması için kırmızı bülten çıkarılmasını istiyorum.

“Hüseyin Uğurlu’nun dokuz çocuğunu da sanık yetim bıraktı. Cenazelerini bile vermedi. Oğlu mahkemede Bülent Karaoğlu’na “Babamı nereye gömdün?” diye sorduğunda hiçbir şey olmamış gibi davrandı.

“Bülent Karaoğlu’nun bölgede yapmış olduğu maddi ve manevi tahribat Bülent Karaoğlu, onu koruyanlar ve Türk silahlı Kuvvetleri tarafından tazmin edilmelidir.”

Daha sonra söz verilen Murat Öğüt ifadesinde Bülent Karaoğlu’nun yakalanıp ceza verilmesini, ölenlere şehitlik statüsü verilmesini talep ettiğini belirtti.

Nurullah Öğüt tekrar söz alarak şu ek ifadeyi verdi:

“Bülent Karaoğlu operasyonun bitiminde çok sayıda kişiyi gözaltına aldı. Sahte evraklar düzenleyerek 12 kişiyi Diyarbakır DGM’ye gönderdi. 6-8 ay tutuklu kalan bu kişiler daha sonra tahliye edildi. Bülent Karaoğlu Mustafa Astsubayı planlı ve programlı bir şekilde öldürdü ve Altınova’yı terörle mücadele bahanesiyle yaktı.”

Katılan Aysel Öğüt’e söz verildi. Aysel Öğüt şu ifadeyi verdi:

“Bülent Karaoğlu ailemi yok etti. On kişiden sadece ben kurtuldum. Şimdi de hukukla mücadele ediyorum. Sizden rica ediyorum. Yakalansın ve cezasını çeksin. Zaman aşımı olmasın. Benim hakkımı koruyun. Kaç yıldır gelip gidiyorum, ilerleme olmuyor. Benim ve kardeşlerimin hakkı kalmasın.”

Katılan Abdullah Öğüt’e söz verildi. İfadesinde zamanaşımı göz önünde bulundurularak sanığın cezasının verilmesini, kırmızı bültenle arama yapılmasını, artık davanın sonlandırılmasını talep etti.

Katılan Aysel Öğüt’ün vekili Avukat Kadir Karaçelik’e söz verildi. Karaçelik ilk olarak heyete “Cumhuriyet Savcılığına yakalamanın akıbetini sorduğunuzda yanıtta hangi somut faaliyetlerden bahsediliyor?” sorusunu yöneltti. Mahkeme heyeti başkanı “Hiçbir faaliyetten bahsedilmiyor” diyerek yanıtladı.

Karaçelik’in ifadesinin devamından bazı alıntılar şu şekilde:

“Vartinis Davası 29. yılında. Başından beri etkin bir soruşturma ve kovuşturma yapılmadığını ifade ettik. Maalesef hala aynı kanaatteyiz. Şöyle ki:

Bu şahısla ilgili olarak “TSK üniforması giyen bir kişi kendi insanını öldürür mü?” sorusunu 20 yıl eşeledik ve onu yaptığı net bir şekilde ortaya çıktı.

“Daha önce yazdığımız dilekçede ‘Talimatla ifade verilmesine karar veriyorsunuz. Tutuklama kararı verin. Sanığın kaçmayacağının garantisini kim verebilir’ dedik, zorla getirilme kararı verilmesini talep ettik. Mahkeme hiçbir talebimizi kabul etmedi.

“Birinci duruşmada sanık hasta raporu sunarak katılmadı. Tutuklama kararı o gün çıktı. O gün bugündür sanık kaçak durumda, yakalanamıyor. Etkin arama yapılmadığını görüyoruz. Cumhuriyet Savcılığının yanıtlarından da bu belli. Örneğin “Ev araması yapıldı mı?” sorusuna dahi cevap verilmedi.

“Bu mahkeme sadece bir konuda titiz davrandı; SEGBİS’i çok sınırlı kullanma konusunda. 2013’ten beri, yani 9 yıldır, gerçekte hiçbir güvenlik sorunu olmadığı halde dava nakledildiği için mağdurlarla birlikte hak arama sürecimiz çileye döndü. Örneğin dün Muş’ta fırtına vardı, yollar karlı ve fırtınalıydı. Mücbir sebeplerle mağdurlarla birlikte SEGBİS ile katılma talebimize sadece bir kere izin verildi, diğer taleplerimizin hepsi reddedildi. 09.12.2021 tarihli duruşmanın 6 numaralı ara kararında, SEGBİS’in sanıklara özgü olduğu, katılanların tanık sıfatı olmadığı sürece kullanamayacağı, duruşmalara katılımın zorunlu olmadığı gerekçeleriyle talepler reddedildi. Mahkemenin titizlikle izlediği tek konu SEGBiS ile ilgili bu kararı oldu.

“Dokuz kişiyi öldüren kişiyle ilgili Yargıtay’ın beraat bozma ilamı mahkemeye Şubat 2021’de ulaştığı halde ilk duruşma Eylül 2021’e verildi. Tutuklama kararı verilmedi, imza tedbiri bile uygulanmadı. Adil yargılama adına bunlar yapılmalıydı, yapılmadı.

“Binlerce kilometre yol geldiğimiz davada bize ise mücbir sebeplerde dahi SEGBİS çok görüldü. SEGBİS CMK’nın 196/6 maddesine göre sanıklar için öngörülmüş olsa da pratikte başkaları için kullanıyorsunuz. O halde yasal sınırlar dışına çıkarak, istediğiniz dosyalarda SEGBİS’i tanıklık için kullanıyorsunuz.

“Aksini ispatlamamıza rağmen ‘Bir asker vatandaşı öldürmez’ önyargısı ile sanık tutuklanmadı, imza tedbiri bile kaldırıldı. Siz görev aldığınız andan itibaren sizin de sorumluluğunuz var. Gerekenleri yapmadınız. Zamanında gerekli tedbirleri almış olsaydınız bu dava şimdi bitmiş olacaktı.

“Üçüncü duruşmada sanık hakkında kırmızı bültenle arama talep ettik. Talebe değinmeksizin, Bülent Karaoğlu hakkındaki yakalama emrinin yakalama bürosuna gönderildiğini, yakalama bürosunun yetkili olduğunu, katılanların arama ile ilgili talepleri için yakalama bürosuna başvurması gerektiğini söylediniz. Bu kesinlikle usule aykırıdır. Kesinleşmiş bir hüküm yokken bizim muhatabımız sizsiniz, yakalama bürosu değil.  Şüpheliler ya da hakkında kesinleşmiş hüküm bulunmayan sanıklar açısından merciince Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Müdürlüğüne başvurulur. Kırmızı bülten çıkarılması ile ilgili talebimizi ısrarla yineliyoruz. Türkiye’de 9 kişinin yakılarak öldürülmesinden daha vahim hangi dosya vardır. Bu dosyada kırmızı bülten çıkmayacaksa hangi dosyada çıkacak.”

Talepler üzerine mahkeme heyeti ara kararlar için saat 12:02’de duruşmaya ara verdi. Salon boşaltıldı.

Saat 12.10’da taraflar tekrar salona çağrıldı. Heyet ara kararlarını açıkladı:

1- Sanık Bülent Karaoğlu’nun tutuklanmasına yönelik çıkarılan yakalama emrinin infazının beklenmesine,

2- Sanık hakkındaki tutuklamaya yönelik yakalama emrinin sıkı bir şekilde araştırılarak infaz edilmesine, akıbeti hakkında Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcılığı Yakalama bürosundan yazı ile bilgi istenmesine,

3- Sanık hakkındaki yurtdışına çıkış yasağının devamına,

4- Mazeret gönderen avukatların mazeretlerinin kabulüne,

5- Kırmızı bültenin amacını yurtdışında bulunan sanıklarla ilgili olması, sanık  hakkında yurtdışına çıkış yasağı bulunması, dosyada sanığın yurtdışında olduğuna dair herhangi bir bilgi ve belge bulunmaması, resmi makamlarca da mahkemeye bu yönde bir bildirim yapılmaması nedeniyle bu aşamada kırmızı bülten çıkarılması talebinin reddine, bu hususta bildirim yapıldığı takdirde zamanaşımı süresi de dikkate alınarak öncelikle difüzyon mesajı da çıkarılmak suretiyle kırmızı bülten çıkarılması hususunun duruşma günü beklenmeksizin değerlendirilmesine,

7- Duruşmanın 02 Haziran 2022 günü saat 14:30’a bırakılmasına karar verildi.

Katılan vekili Avukat Kadir Karaçelik’in mahkeme heyetinden, Cumhuriyet Başsavcılığına yakalama emrinin infazına dair yapılanların detayına dair bilgi sorulması talebine karşılık mahkeme heyeti başkanı “O şekilde bilgi vermezler bize” diyerek, duruşma öncesinde katılan vekillerinin yazı yazabileceklerini belirtti.

Duruşma saat 12:18’de sona erdi.

 

Yayınlanma tarihi

29 March 2022

Kategori Listesi

Etiket Listesi