Vartinis (Altınova) Katliamı Davası İzleme Raporu – 27 Eylül 2023

Ozan Devrim Yay – 27 Eylül 2023

Mahkeme: Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesi

Esas No: 2021/80

3 Ekim 1993 tarihinde Muş’un Korkut ilçesine bağlı Vartinis (Altınova) beldesinde “yasa dışı örgüte yardım ve yataklık” ettikleri iddiasıyla evlerinin ateşe verilmesi sonucunda aynı aileden 9 kişinin yakılarak yaşamını yitirmesi ile ilgili Muş’ta açılıp güvenlik gerekçesiyle Kırıkkale’ye nakledilen davada Bülent Karaoğlu hakkında verilen beraat kararının Yargıtay temyiz incelemesi ile 2021 yılında bozulması sonucu Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden görülmeye başlamıştı. Davanın 21 Eylül 2021’de görülen ilk duruşmasında sanık Bülent Karaoğlu için tutuklama kararı çıkmıştı. Ancak sonraki duruşmalarda yakalama kararının halen infaz edilmediği görülmüştü. Katılanların ve vekillerinin, sanığın daha etkin aranması için kırımızı bülten çıkarılmasın dair talepleri uzun süre reddedilmiş, davanın sekizinci duruşmasında heyetin değişmesiyle ve bir sonraki duruşmada kırmızı bülten çıkarılması kararıyla süreç başlamıştı. 19 Ocak 2023 tarihindeki on birinci duruşma itibariyle kırmızı bülten için Emniyet Müdürlüğünden yanıt beklenmekteydi. 27 Eylül 2023 tarihinde ise bozma sonrası 19.duruşma görüldü.

Duruşma Öncesi

Duruşmanın yapılacağı saat olan 16:15’ten yaklaşık bir saat önce bekleme alanında hazırdık. O saat itibariyle bekleme alanında davanın taraflardan kimse yoktu.  Diğer duruşmaların tarafı olan kişiler de bekleme alanındaydı. Daha sonra katılanlar Nurullah Öğüt ve Murat Öğüt ile katılan vekilleri Av. Fuat Özgül ve Av. Özgür Yaldız  bekleme alanına geldiler.

Duruşmayı izlemek için Hafıza Merkezi, Yaşam Bellek Özgürlük adına temsilciler ve Yeşil Sol Parti Muş milletvekili Sümeyye Boz ile Yeşil Sol Parti Ağrı milletvekili Sırrı Sakık bekleme alanına geldiler. İzleme için Mezopotamya Haber Ajansı ve Jin News’ten iki gazeteci hazır bulunuyordu.

Bu duruşma öncesinde de, bir önceki duruşmaya benzer bir şekilde, daha önceki duruşmalara göre daha fazla sayıda resmi ve sivil giyimli polis memurunun bulunduğu görüldü. Yine diğer duruşmalardan farklı bir şekilde, polis memurları izleyicilerle daha fazla diyalog içine girdi. Bir önceki duruşmada görevli olan ve kendini tanıtarak iletişim kuran polis komiseri yine bekleme alanındaydı ve izleyicilere tekrar kendini tanıtarak iletişim kurmaya çalıştı.

Duruşma Salonunun Görünümü ve Duruşmaya Katılım

Duruşma Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesinin duruşma salonunda görüldü. Duruşma salonuna girişte herhangi bir engelleme ile karşılaşmadık.

Salondaki izleyici sayısı, önceki duruşmalara göre daha fazlaydı. Daha önce iletişim kurulmadığı için tanımamakla birlikte duruşma salonunda bulunan ve daha önce belirtilen izleyiciler dışındaki 11 sivil giyimli kişinin çoğunluğunun -aralarında önceki duruşmalarda bizle iletişim kurmuş olan sivil giyimli polisler de olduğu için- sivil polis olduğu tahmin edilmekteydi. Kırıkkale Barosuna kayıtlı ve duruşma öncesi katılanlar ve vekilleri ile görüşen bir avukat ile stajyer avukat olduğu tahmin edilen iki kişi de izleyiciler arasındaydı. Salonda ayrıca resmi üniformalı iki polis memuru da bulunmaktaydı.

Katılanlar, sivil toplum örgütü temsilcileri, milletvekilleri ve gazeteciler sanıklar için ayrılan bölümde karışık olarak oturdu ancak bu oturma düzenine herhangi bir müdahale olmadı. Sayılan diğer 11 kişi izleyici bölümündeydi.

Duruşmaya Dair

Önceki duruşmanın uzaması nedeniyle salona çağrı saat 16:35’te yapıldı.

Duruşmanın ilk 7 dakikasında Muş ile SEGBİS bağlantısı kurulmaya çalışırken bir yandan da hazır bulunanların kimlik tespiti yapıldı. Bu süre sonunda kurulan bağlantı sorunlu iken kısa sürede düzeldi ve duruşmanın geri kalanında SEGBİS bağlantısında ses kalitesi iyiydi.

İlk olarak söz alan Avukat Fuat ÖzgülGeçen duruşmada da belirttiğimiz üzere zamanaşımı yönünde beklenti…” diye söze girerken sözü keserek araya giren heyet başkanı “Zamanaşımı ile ilgili hüküm de yargılama yapıldıktan sonra nihai hüküm ile birlikte açıklanır. Yargılamalarda beklenti diye bir şey söz konusu değildir. Zamanaşımı belki 30 yıldır, belki 45 yıldır, belki daha farklıdır” diyerek, zamanaşımı süresi ile ilgili olarak bu aşamada bir yorum yapmayacağını belirtti.

Tekrar söz alan Av Fuat Özgül “01.03.2006 tarihinde Cumhuriyet Baş Savcılığı tarafından Muş Valiliğinden soruşturma izni istenmiş ancak izin 26.02.2012 tarihinde, yani 6 yıl 25 gün sonra verilmiştir. Bu nedenle, bu bekleme süresinin zamanaşımına eklenerek düzeltilmesini talep ediyoruz.

Sanığın yakalanması için daha sıkı bir arama yapılmasını bir kere daha talep ediyoruz. Mevcut organizasyon ve olanaklar düşünüldüğünde sanığın yakalanamaması mümkün değildir. Bu 6 yıl 25 günlük süre mağdur aile için de bir şanstır. Sanığın bu şekilde kurtulmaması gerekiyor.

Nasır Öğüt ve ailenin diğer üyeleri kesinlikle masum insanlardı. Vahşice katledildiler. Ben de Altınovalıyım, olay günü oradaydım ve olayı birebir gördüm. Orada terör örgütünün zerre kadar varlığı yoktu. Bülent Karaoğlu’nun kurduğu vahşi bir çete vardı.”

Daha sonra SEGBİS sistemi ile bağlanmış olan Av. Kadir Karaçelik söz aldı, “Yargılamada hukuk tekniği açısından zamanaşımıyla ilişkili görüşünüze dair bir beklenti elbette olamaz. Ancak bu dava kamuoyunun dikkatle izlediği bir dava. Sivas, Ankara JİTEM ve Musa Anter davalarında yakın zaman önce verilen zamanaşımı kararları bizde de endişe yaratıyor. Heyetinize dair kesinlikle bir önyargımız yok. Benzer davalarda yaşanan durum nedeniyle değerlendirmelerimizi paylaşıyoruz.

İnsanlığa karşı işlenmiş suçlar ve ağır insan hakları ihlallerinin tanımları uluslararası hukuk tarafından yapılıyor. Bu olayda failin yedisi çocuk dokuz kişi ile herhangi bir kişisel husumeti yok. Ayrıca failin bir devlet ajanı olduğu unutulmamalı. Yargıtay 1. Dairesinin kesin kararı da failin devlet ajanı olması durumunda yapılacak yorum konusunda bizi destekliyor.

Haklar hiyerarşisinde yaşam hakkı ve işkence yasağı en üst sıradadır. Yorumlar da buna göre yapılır. AİHM’in Abdulsamet Yaman – Türkiye (2004), Streletz, Kessler ve Krenz – Almanya (2001) ….. kararlarında, AİHS’in 1. ve 2. Maddelerinin bir devlet görevlisi tarafından ihlal edilmesi durumunda yapılacak yorum, yaşam hakkı ve işkence yasağı ile ilgili devletin pozitif yükümlülükleri nedeniyle kamu görevlilerinin belli suçlardan affedilemeyeceği, iç hukuktaki zamanaşımı kurallarının katı bir şekilde yorumlanmaması gerektiği, suç tarihinden sonra zamanaşımının uzatılmasının AİHS’e aykırı bulunmaması gibi çok sayıda karar tartışma bulunmaktadır. Uluslararası hukuktan kaynaklanan tüm bu haklar nedeniyle bu davada da zamanaşımı uygulanmamalıdır.

Yargıtayın bozma kararından sonra imdat butonuna basar gibi ‘sanığı tutuklayın’ dedik. Tırnaklarla kazınarak dava o noktaya getirilmişti ancak gereken yapılmadı ve sanık kaçtı. Etkin arama yapıldı mı, kaç ülkede kırmızı bülten yayınlandı vb. ayrıntıları da bilmiyoruz.

Yaşam hakkına değer veren herkes bu davayı izliyor ve bir sonuç alınmasını bekliyor.”

Daha sonra söz alan Av. Özgür Yaldız “Kaygımız heyetinizin çabalarına karşı bir kaygı değil, benzer dosyalarda zamanaşımıyla düşme kararı verilmiş olmasından kaynaklı bir kaygıdır.

Faillerin etnik temelli bir fiil işlediği açıktır. Suçun, kamu gücünü kullanan bir kişinin bu temelli işlediği bir suç olduğu göz önünde bulundurularak değerlendirme yapılmasını talep ediyoruz. 5237 sayılı Türk Ceza Yasasının 77. Maddesi kapsamında değerlendirme yaparak bir ara karar oluşturmanızı bekliyoruz.

Askeri bir kurumun ya da herhangi bir idari kurumun insanların yaşamından daha kutsal olmadığını düşünüyoruz.

İnsanlığa karşı işlenmiş suç nedeniyle ek iddianame ya da ek savunma talep edilmesini, sanığın bir an önce yakalanmasını talep ediyoruz.”

Heyet başkanı “Bugüne dek binlerce davaya baktım. Şeklen veya hususen hiçbir zaman hukuktan ayrılmadım. Devletin, özür dilerim devletin değil milletin verdiği yetkiyi kullanıyorum ve hukuktan ayrılmam söz konusu olamaz.

Sanığın yaşayıp yaşamadığını da bilmiyoruz. Devlet adına faaliyet yürüttüğünü söyleyenlerden bazılarının kemiklerinin Afrin’de kuyularda bulunduğunu da biliyoruz.

Devlet adına faaliyet yürüttüğünü söyleyen kişinin devlet çağırdığında da (yargıyı kastediyor) gelmesi racondandır Sanığın racona uymaması ve gelmemesi devlet adına hareket etmediğini de gösterir.

Davayla ilgili nihai değerlendirme ne zaman olur bilmiyorum, zamanaşımı ile ilgili karar da o zaman verilir. Yargıtay kararı da bu yönde.”

Av. Fuat Özgül, zamanaşımı süresinin soruşturmadaki bekleme nedeniyle uzatılmasına dair talebini tekrar hatırlattı.

Tekrar söz alan Av. Özgür Yaldız “Örgüt mensubu olsun ya da olmasın herkesin adil yargı hakkı vardır. Çocuk yaştakilerin yakılması bize göre soykırım suçudur. Devletin pozitif yükümlülüğünü yerine getirmeyenler, onun temsilcisi olan görevlilerdir.

Heyetinizin çabalarının farkındayız. Bunca baskıya rağmen bu çabalarınızda devam etmeniz davayı izleyenler için bir umuttur.”

Heyet başkanı “Hukuktan ayrıldığı iddia edilen bir kişiyi yargılıyoruz. Bunu FETÖ’de de gördük. Sanığın suçlarının tekerrürüne dair bir hüküm bulamadım, bence bunda bir tuhaflık var.

Hukuktan ayrılmıyoruz. Üzerimizdeki cübbe değil, peygamber postudur. Ben inançlı bir olarak önce Allah’a sonra kamu kurumlarına karşı sorumluyum. En doğru kararı vermek için gereken her şeyi yapıp, Yaradan’ın karşısında ‘elimizden gelen buydu’ diyeceğiz.

Devlet adına hareket ettiğini iddia edenlerin devlet ‘gel’ dediğinde gelecek delikanlılıkta olmasını bekliyorum.

Sanığın yaşadığından da emin değilim.”

Beyanlar tamamlandıktan sonra heyet başkanı yine yakın tarihli duruşma verme istediğini belirtti. Av. Kadir Karaçelik yüz yüze katılabilmek için daha geç bir tarih talep etti ancak heyetin geç bir tarihe itirazı olmamakla birlikte, talep edilen tarihte heyetin keşif görevleri nedeniyle duruşma yapılmadığı için bu tarihe duruşma günü verilmesi mümkün olmadı.

Ara kararların yazılmasına geçildi.

Ara Kararlar

1-Sanık hakkında çıkartılan Kırmızı Bülten yakalama emrinin infazının beklenilmesine,

2-Katılan vekillerinin bir sonraki celse SEGBİS ile hazır edilmeleri yönünde talimat mahkemesine yeni duruşma gün ve saatinin müzekkere ile bildirilmesine,

3-Sanık müdafinin mazeretinin kabulü ile duruşma gün ve saatinin UYAP üzerinden öğrenilmesine,

Bu nedenle duruşmanın 01 Kasım 2023 günü saat 16:15‘e bırakılmasına oy birliğiyle karar verildi.

Otuz iki dakika süren duruşma saat 17:07’de sona erdi.

Yayınlanma tarihi

2 October 2023

Kategori Listesi

Etiket Listesi