Ali El Hemdan Davası İzleme Raporu – 21 Aralık 2021 (Karar Duruşması)

Ali El Hemdan

Ayça Onuralmış – 21 Aralık 2021

Mahkeme: Adana 9. Ağır Ceza Mahkemesi
Esas No: 2020/157

Adana, Seyhan ilçesinde 27 Nisan 2020 tarihinde Ali El Hemdan isimli 18 yaşındaki Suriyeli gence polis tarafından kimlik kontrolü yapılmak istendi. Pandemi tedbirleri nedeni ile para cezası uygulanacağı endişesini taşıyan Ali El Hemdan, olay yerinden yürüyerek uzaklaşmak istedi. Ali El Hemdan, arama noktasının 150 metre kadar yakınında bulunan Sucuzade Mahallesi 30099 Sokak ile 30095 Sokak’ın kesiştiği noktada polis memuru Fatih Karaca tarafından göğsünden tek kurşunla vurularak öldürüldü. Polis memuru Fatih Karaca hakkında “kasten insan öldürmek” suçundan Adana 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Davanın 7. duruşması 21 Aralık 2021 tarihinde görüldü.

Duruşma Öncesi

Adliyeye gelenler HES kodu göstererek giriş yaptı. Mahkeme salonunun önünde sivil polislerin beklediği görüldü. Saat 11.00’de başlaması beklenen duruşma 4 saat 10 dakika gecikmeli olarak 15.10’de başladı ve yaklaşık 1 saat sürdü.

Duruşmaya Katılım

Ali El Hemdan’ın babası Adnan El Hemdan, duruşmaya katılmadı. Duruşmaya Hemdan ailesinin avukatı ile Adana Barosu, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ve İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) temsilcileri yanı sıra, sanık polisin ailesi ve avukatı katıldı. Önceki duruşmalarda salonda üniformalı polislerin beklemesine karşın, bu duruşmada mahkeme salonunda polis yoktu. Sanık polis Fatih Karaca, duruşmaya SEGBİS ile bağlandı.

Duruşmanın Seyri

Geçen duruşmada, Adana Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nden gelen raporda, sanığın cezai ehliyetinin olduğu, kullandığı ilaçların bu durumu etkilemeyeceği belirtilmişti.

Savcı esas hakkındaki mütalaasında, olayda sanığın silah kullanmasını gerektirecek bir durumun gerçekleşmediğini belirterek, sanığa TCK 81 maddesi (kasten insan öldürme) gereğince müebbet hapis cezası verilmesini talep etmiş, Hemdan ailesinin avukatı ise sanığın yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle TCK 82/g maddesinden (nitelikli halden) ağırlaştırılmış müebbetle cezalandırılmasını istemişti.

Duruşmada ilk sözü alan Hemdan ailesinin vekili Av.Rıdvan Şahin, mütalaaya kısmen katıldıklarını belirterek, şöyle konuştu:

“Sanığın en başından beri ifade ettiği beyanları, kamera görüntüleriyle çelişiyor. İlk andan beri sanığın savunması, müvekkilimin kaçtığı ve sanığın onu yakalamak isterken olayın gerçekleştiğine ilişkindi. Dosyada döküm halinde sunulmuş olan kamera kayıtlarına bakıldığında, burada şahıslar arasında 10-12 metrelik bir mesafe söz konusu. Beyanlara göre müvekkilim, diğer tanıktan ayrıldıktan 2-3 dakika sonra sanık onu takibe başlıyor. Biri sizden 2-3 dakika önce yola çıkmışsa ve sizin bulunduğunuz konum 10-12 metrelik bir mesafeyse bu kişinin kaçtığını değil, olsa olsa sizden birkaç adım fazla attığını gösterir. O nedenle biz sanık tarafın gerçekleştirilen eyleme meşruiyet kazandırmak için şahsın kaçtığı yönündeki beyanlarına itibar edilmemesi gerektiğini düşünüyoruz.

Olay anına gelecek olursak çok açık ve net bir görüntü var; bir insanın durduk yere öldürülmesi söz konusu ve sanık taraf, ısrarla ilk günden beri kamu görevlisinin aslında o anda vazifesini yerine getirdiğini belirtti. Biz de dedik ki, doğrudur, vazifesini yerine getirirken bu eylemi gerçekleştirdiği için asıl cezalandırmanın 82/g (nitelikli halden) kapsamında yapılıp ağırlaştırılmış hapis cezası alması gerekir.

Bugün bir kolluk görevlisine dokunmanız dahi ‘direnme’ suçunu oluşturuyorsa, kolluğun da vatandaşa karşı yaklaşımının aynı hassasiyette olması lazım. O hassasiyet olsaydı bu eylem gerçekleşmeyecekti.

Sanığın TCK 82/g maddesinden cezalandırılmasını, memur olduğu için göstermesi gereken özeni göstermediği için de cezasında indirim uygulanmamasını talep ediyoruz.”

Mahkeme Başkanı’nın söyleyeceği bir şey olup olmadığını sorması üzerine sanık Fatih Karaca, “Yazılı ifade göndermiştim. Takdir yüce mahkemenizin” dedi.

Sanık avukatı da katılan vekilinin, sanığın TCK 82/g maddesinden cezalandırılması talebini kabul etmediklerini ifade ederek, “Bu maddede belirtilen, mağdurun kamu görevlisi olması halinde bu yönde cezalandırmaya gidilir” dedi. Sanık avukatı, şöyle devam etti:

“Durup dururken öldürme iddiasını kabul etmiyoruz. Müvekkil, maktulü sıcak takip ettikten sonra havaya ateş edeceği sırada silahın patlamasıyla maktule isabet eden kurşun sonucu bu olay gerçekleşmiştir. Müvekkilimin kastı öldürmeye yönelik değildir. İddia makamının mütalaası doğrultusunda; TCK 81 maddesi gereğince cezalandırılmaya gidilecekse de ‘haksız tahrik’ hükümlerinin değerlendirilmesi gerekiyor. Müvekkilimizin durumu konusunda ‘taksirle öldürme’ (TCK 85/1) üzerinden bir hüküm verilmeyecekse ve iddia makamının mütalaası doğrultusunda (kasten öldürme) değerlendirilecekse ‘haksız tahrik’ hükümlerinin müvekkil hakkında yüksek oranda uygulanmasını ve tutuklu kaldığı süre göz önüne alınarak tahliyesini talep ediyoruz.”

Mahkeme Başkanı’nın son sözlerini sorması üzerine sanık Fatih Karaca, “Kesinlikle onu öldürmek istemedim” dedi.

Mahkeme kararı açıklamak üzere ara verdi.

Karar

Mahkeme Heyeti, sanık polis memuru Fatih Karaca hakkında “kasten öldürme” suçundan müebbet hapis cezası verdi. Mahkeme, daha sonra cezayı geçmişteki hali ve olaydan sonraki davranışları ve verilen cezanın geleceği üzerindeki etkisini göz önüne alarak indirim yaptı ve 25 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve tutukluluk halinin devamına karar verdi. Mahkeme Başkanı ceza indirimine şerh düştü, indirim kararı 1’e karşı 2 oyla alındı.

Duruşma Sonrası

Avukat Tugay Bek, duruşmanın ardından yaptığı değerlendirmede, “Türkiye’de dur ihtarına uymadığı iddiasıyla çok sayıda insan polis tarafından öldürüldü. Bu yargılamaların bildiğimiz kadarıyla tamamında polisler ya cezasız kaldı ya da çok az ceza aldı. Çünkü kaza sonucu ölümün meydana geldiğine karar verdi mahkemeler. Türkiye’de ilk defa dur ihtarına uymadığı gerekçesi ile ateş ederek insan öldüren polis, ‘kasten öldürme’ suçundan ceza almış oldu. Umuyoruz ki, Türkiye’de polis, silah kullanırken daha dikkatli olacak ve silahına davranmasında bu kararın caydırıcı bir etkisi olacaktır. Verilen ceza caydırıcılık açısından olumlu denilebilir ancak biz sadece polis memurunun değil, onu aklamaya çalışan, kamu görevini kötüye kullanan, delilleri karartan kamu görevlilerinin de yargılanıp cezalandırılması gerektiğini düşünüyoruz” dedi.

Avukat Yasemin Dora Şeker de “Bugün verilen karar yetersiz olmakla beraber olumludur. müebbet hapis cezası verildi, indirim yapılmaması gerekirdi; çünkü kamera kayıtlarından da çok net olarak görülmüştü ki, polis memuru hedef alarak göğsüne doğru sıkmıştı. Bu ‘kasten insan öldürme’ suçudur. Bu tür davalarda İHD, ÇHD, baronun ve demokratik kitle örgütlerinin müdahaleleri, gözlemci olarak katılmaları engellenmemelidir. Bu davada başından itibaren engellendik. Buna rağmen bizler bu davayı takip etmekten vazgeçmedik. Bundan sonraki üst mahkemeye başvurular sürecinde de vazgeçmeyeceğiz. Cezasızlık geleneğinin artık son bulmasını sağlamaya çalışacağız. Çünkü bu tür olaylar yaşanmasın, daha fazla insanın ölmesi engellensin istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Yayınlanma tarihi

23 December 2021

Kategori Listesi

Etiket Listesi