Gezi Parkı olayları sırasında atılan gaz fişeğiyle vurularak hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın ölümünün üzerinden üç yıl geçti. Berkin Elvan cinayetinin ilk duruşması bugün görülüyor. Duruşmaya, HDP milletvekilleri Filiz Kerestecioğlu, Hüda Kaya, Celal Doğan, CHP Milletvekilleri Ali Şeker, Hilmi Yarayıcı, Ali İsmail Korkmaz’ın ailesi, Ethem Sarısülük’ün kardeşi İkrar Sarısülük, Hasan Ferit Gedik’in annesi, Dilek Doğan’ın aileleri de izleyici olarak katıldı.
1270 gün sonra gelen iddianamenin ardından bugün ilk duruşma gerçekleşti.
Baroların katılma talebine ret
Ankara, Adana, Van, Aydın, Bursa, Manisa, Antalya, Balıkesir, İzmir baroları davanın insan haklarını ilgilendirdiğini belirterek katılma talebinde bulundu. Berkin Elvan’ın ailesinin doğrudan suçtan zarar görmesinden dolayı katılma talebini kabul eden mahkeme, baroların katılma talebini ise reddetti.
“Takma bıyık, saç ve gözlüklerle katıldı”
Daha sonra Elvan ailesinin avukatları, sanık polisin kocaman gözlükler, takma bıyık ve saç ile katıldığını belirterek gerçek yüzüyle duruşmaya çıkmadığını, İstanbul’da mahkemeye çıkarılmasını talep etti.
Van’daki duruşmada bulunan Elvan ailesinin avukatlarından Murat Timur da, “Sanıkla aramda bir metre var. Ve sanık gözlükleri, takma bıyıkları ve saçı altına saklanmaktadır. Karşımızda adeta bir tiyatro oynanmaktadır” dedi. Elvan ailesinin avukatlarından Can Atalay da “Sanığın bıyığı, saçı gerçek mi? Gözlük hep taktığı gözlük mü? Bunlar bir görevli tarafından tespit edilsin” dedi.
“Müvekkilimizi sahtekarlıkla suçladılar”
Bunlara karşı sanık polis F.D.’nin avukatları ise “Müvekkilimizi sahtekarlıkla suçluyorlar. Bunu kabul etmiyoruz. Güvenlik nedeniyle duruşmalar Van’da yapılsın” dedi.
“Can güvenliğim yok”
Söz verilen sanık polis F.D. ise “Eşim hamile. 2 ay sonra doğum yapacak. Can güvenliğim yok. Bu nedenle Van’da duruşmalara katılmak istiyorum” dedi. Ara verdikten sonra kararını açıklayan mahkeme heyeti, can güvenliği ve hedef olma ihtimali nedeniyle sanığın SEGBİS aracılığıyla duruşmalara katılması talebini kabul etti.
‘Çok bir şey hatırlamıyorum’
Sanık polis F.D savunmasında, 25-26 saat görev yaptığını ve üzerinde 4 yıl geçtiği için çok fazla bir şey hatırlamadığını söyledi.
Van İl Emniyet Müdürlüğü’nde görev yapan ve Sesli Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla Van’dan duruşmaya bağlanan tutuksuz sanık polis memuru F.D. ifadesinde, olay günü Okmeydanı’na belediye otobüsüyle götürüldüklerini, ancak Okmeydanı’na varmadan yolun kapalı olduğunu görüp indiklerini, kendilerine bu sırada bir grup tarafından molotoflarla saldırıldığını anlattı. E-5 yolunun paralel caddelerinde beklediklerini ifade eden F.D. başbakan oradan geçeceği için yolun açık kalacağı yönünde talimat verildiğini belirtti. F.D. “O gün 25-26 saat görev yapmıştık. Olayla ilgili detayları hatırlayamıyorum. Ama kimseyi yaralayacak şekilde gaz fişeği kullanmadım. Çevik Kuvvet’te çalıştığım 3,5 sene boyunca kimsenin yaralanmasına ya da ölmesine neden olmadım” dedi.
“ZET’i kullanmaya yetkili 4-5 kişi oluyor”
Mahkeme Başkanı’nın ZET silahı kullanıcısı olduğuna ilişkin sorusu üzerine sanık polis F.D, “Her çevik kuvvet grubunda gaz fişeği silahı kullanmaya yetkili 4-5 kişi oluyor. Ancak bizim grupta kağıt üzerinde ben kullanıyordum. Ama kendi aramızda değişmeli kullanıyorduk” diye cevap verdi. Sanık F.D., E-5’in paralel caddelerinden iç kesimlere doğru hiç girmediğini ileri sürdü.
“Görüntülerdeki kimseyi tanımadım”
Kendisine olayla ilgili görüntülerin izletildiğinin sorulması üzerine sanık F.D. “Görüntüler net değil. Hepsinin başında kask var. Görüntülerdeki kimseyi tanıyamadım” dedi. Mahkeme Başkanı’nın “Yüz tanıma sistemine göre ve bilirkişi raporunun boyuna yönelik görüntülerdeki kişinin sana uyduğu yönünde iki rapor var” diye sorması üzerine sanık F.D. “Ben kendimi teşhis edemiyorum. Bilirkişi raporunun da sağlıklı olduğunu düşünmüyorum” diye cevap verdi.
Saçı ve bıyığının takma olmadığını söyledi
Daha sonra Elvan ailesinin avukatı Murat Timur sanığa, bıyığı, saçının takma olup olmadığını sorması üzerine sanık F.D. takma olmadığını, gözlüğün de kendine ait olduğunu söyledi.
“Sanıktan şikayetçiyim”
Duruşmada daha sonra söz verilen Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan, sanıktan şikayetçi olduğunu belirtti. Elvan, oğlu Berkin’e mezuniyet için kıyafet aldıklarını, oğlunun kız arkadaşlarına şaka yapmak için torpil alacağını söylemesi üzerine 5 lira verdiğini anlatarak “Bu bildiğiniz kızkaçırandır. Berkin daha sonra ‘Anne bana 5 lira vermiştin, ben döner yedim’ dedi. Oğlum 1 liralık da internet oynamış. Bu parayla hem internet oynayıp hem yemek yeyip hem de nasıl torpil alır?” diye konuştu.
“Hala o ekmeği bekliyorum, hala o fırına gidemiyorum”
Gülsüm Elvan, olay günü oğlunun ekmek almaya çıktığını belirterek “Dışarıda hiç olay yok. Hiçbir şey yok. Yoksa oğlumu gönderir miyim? Gaz kokusu gelmesin diye kapalıydı camlar. Oğlumun geciktiğini düşündüm. Daha sonra Berkin’in kafasının kırıldığını söylediler. Ben hala normal düştü biliyorum. Bir komşumuz bana sarılıp ağlayınca anladım” dedi. Gülsüm Elvan, “Hem vurdunuz, yetmiyormuş gibi kurtulma şansı yüzde 50 olduğu halde elinden aldınız. 5 dakika mesafe yol varken çocuğumu 25 dakika tutuyorlar. Bu suç değil mi? Bu yaştaki çocuğun elinde silah da olsa öldürmeyecektin. Utanın, çocuk katilleri bunlar. Oğluma aldığım kıyafetler hala evde duruyor. Hala o ekmeği bekliyorum, hala o fırına gidemiyorum. Siz bunları cezalandırmadığınız sürece daha çok katil çıkacak. Bu hakimler adalet getirmedikçe daha çok Berkin öldürülür. Dilerim Allah’tan katil, çocuğunu eline alamasın. Anlasın beni. Benim çocuğum ekmeğe gitti” diye gözyaşı döktü. Mahkeme salonundaki izleyiciler de ağladı. Gülsüm Elvan ifadesinin ardından fenalaşınca duruşmaya ara verildi.
İlk duruşması sona erdi
Berkin Elvan’ın ölümüne ilişkin sanık polis F.D hakkında açılan davanın ilk duruşması sona erdi. Mahkeme heyeti, şikayetçi avukatlarının, sanığın bıyığı ve saçının gerçek olup olmadığı hususunda ATK’dan rapor aldırılması talebini reddetti.
İl dışında olduğu anlaşılan tanıklar Arman Özgündüz ve Mehmet Alpay Çal’ın ifadelerinin alınması için ilgili yerlere talimat yazılmasına karar veren mahkeme, duruşmaya çağrılmalarına rağmen gelmeyen tanıklar Bakır Artuğ ve Celal Büyük hakkında zorla getirme kararı çıkardı. SEGBİS yöntemiyle kayıt altına alınan duruşma tutanağının çözümü tamamlandıktan sonra duruşma sırasında taraflarca iddia ve savunma dokunulmazlığını aşan söz ve eylemlerinin olup olmadığı hususunun takdir ve ifası için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine hükmeden mahkeme duruşmayı 6 Temmuz 2017 tarihine erteledi.
İddianame
İstanbul 17’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün ilk kez hakim karşısına çıkacak olan sanık polis memuru F.D.’nin yargılaması, mevcut salonun kapasitesinin yetersizliği nedeniyle adliyenin büyük salonunda yapılacak.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Memur Suçları Soruşturma Bürosu savcılarından İsa Dalgıç tarafından hazırlanan 11 sayfalık iddianamede, Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan ve babası Sami Elvan “müşteki” , olarak yer alırken, polis memuru F.D.’nin “olası kastla adam öldürmek” suçundan müebbet hapisle cezalandırılmasını talep edilmişti. İddianamede, hakkında soruşturma yürütülen 42 şüpheli polis hakkında takipsizlik kararı verilmişti.
Soruşturma sürecinde neler olmuştu?
14 yaşında vurulan Berkin Elvan Taksim Gezi Parkı’nda süren olaylar sırasında Okmeydanı’nda 16 Haziran 2013 tarihinde, polis tarafından atılan gaz fişeğinin başının arkasına isabet etmesi nedeniyle ağır yaralanmıştı. Elvan 269 gün tedavi gördüğü hastanede 11 Mart 2014’te hayatını kaybetmişti. Cinayete ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturmada ilk olarak Cumhuriyet Savcısı Adnan Çimen görevlendirilmişti. Atama ve yer değişikleri nedeniyle soruşturmaya daha sonra Memur Suçları Bürosu’ndan Abdullah Yıldırım, Seyfettin Atıcı ve Faruk Bildirici bakmıştı. Savcı Bildiri’nin başka bir ile atanması üzerin dosya Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’a verilmişti. Savcı Kiraz, 31 Mart 2015 tarihinde yaşanan rehine olayında hayatını kaybetmişti.
Soruşturma dosyasının son savcısı İsa Dalgıç, incelenmesi için olay yeri ve TOMA aracı görüntülerini Adli Tıp Kurumu, Jandarma Kriminal Laboratuarı ve Ulusal Kriminal Büro’ya göndererek, görüntülerle şüpheli polis fotoğraflarının karşılaştırılmasını istemişti. Savcı Dalgıç’ın bu taleplerine karşın, Adli Tıp Kurumu, Ulusal Kriminal Büro ve Jandarma Kriminal Büro tarafından yapılan inceleme sonucunda şüpheli polis memurunun kimliğine ilişkin bir tespit yapılmamıştı.
Şüpheli polisin tespit edilmemesi üzerine savcı Dalgıç, bu kez bilirkişi listesi dışında ‘yüz tarama ve tanıma’ uygulamasını yapan özel bir şirketten dosyaya bilgisayar konusunda uzman bilirkişi atamıştı. Söz konusu yüz tanıma programında daha önce Jandarma Kriminal tarafından iyileştirilen olaya ilişkin TOMA aracının görüntüleri ile şüpheli 43 polis memurunun fotoğrafları yüklenerek karşılaştırma yaptırılmıştı. Uygulama sonucunda fotoğraflardaki şüphelilerden yalnızca 2’sinin yüzü görüntülerdeki kişinin yüzüne oturmuş ve eşleştirme yapılmıştı. Bu kez asıl şüpheliye ulaşmak için incelemelerine devam eden savcı Dalgıç, TOMA aracı görüntülerindeki şüphelinin boyunun tespit edilmesini bilirkişiden rapor aldırmış, gelen raporda görüntüdeki kişinin boyunun 1,91 olduğu ancak 1-2 cm yanılma payı olabileceği belirtilmişti. Eşleştirme programında yüzü görüntülerdeki kişiyle eşleşen 2 şüpheliden birinin boyu 1.85 cm diğerinin ise 1.89’ olması üzerine savcı Dalgıç, 1-2 cm yanılma payını dikkate alarak, boyu 1.89 olan şüpheli F.D. hakkında iddianame düzenlemişti.
Böylece 3,5 yıldır aksatılan soruşturma sonucunda polis memuru F.D. hakkında dava açılmıştı.