Berkin Elvan davasının bügünkü duruşmasına sunulan TÜBİTAK raporu avukatlarca eleştirilirken, sanık polisin tutuklanması talebi bir kez daha reddedildi.
Berkin Elvan davasının dördüncü duruşması bugün İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Elvan’ın vurulma anına ilişkin görüntülerin gönderildiği Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), çalışmaısnı tamamladı, raporunu mahkemeye sundu.
TÜBİTAK raporuyla ilgili söz alan, Elvan ailesinin avukatlarından Çiğdem Akbulut, görüntülerde sanık polis Fatih Dalgalı’nın ZET [biber gazı kapsülü atan tüfek] ile ateş etmesinin ardından Elvan’ın yere düştüğünün göründüğünü söyledi ve şu yorumu yaptı: “Berkin vurulduktan sonra 18 saniye içinde aynı noktaya beş atış daha yapılıyor. Aynı noktaya defalarca atış yapılması olası kast değil kasten öldürme suçudur.”
Bir sonraki duruşma 27 Şubat 2018, saat 10.00’da.
Atalay: Cebinden çıkanların davayla ilgisi yok
Dava öncesi, adliye çevresinde aralarında özel harekat ekiplerinin de bulunduğu çok sayıda polis güvenlik önlemi aldı.
Sabah 10.00 civarında başlayan duruşmada mahkeme TÜBİTAK raporunun dosyaya ulaştığını söyledi. Ardından tanıklar Cihan Gençoğlu ve sağlık görevlisi tanık Dilek Öztürk dinlendi.
Gençoğlu şunları söyledi: “Okmeydanı Acil Serviste görevliydim, olay sabahı nöbetçiydim. Berkin Elvan’ı sedye ile koşturarak getirdiler. Travması vardı. Ben damar yolunu açtım. Hemen tomografiye gönderdik. Sedyenin üzerinde torpil vardı. Polise teslim ettim. Bir daha görmedim hastayı.”
Yine Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesinde çalışan Dilek Öztürk de “Berkin Elvan’ın üzerinden çıkanları tutanağa ben geçirdim. Bir cebinden dört, diğer cebinden üç tane patlayıcı olduğu düşünülen madde [fişek] çıktı. Bu nedenle tutanağı önce dört, sonra yedi diye düzelttim” dedi.
Elvan ailesinin avukatlarından Can Atalay ise tanık beyanlarının kuşku verici olduğunu, torpil gibi şeylerin davanın esasıyla hiçbir ilgisinin olmadığını belirtti, “Tanık beyanlarını bu sebeple kabul etmiyoruz” dedi.
“Vurulduğu anın görüntüleri iyileştirilmemiş”
Ardından TÜBİTAK’ın mahkemeye gönderdiği raporda yer alan görüntüler izletildi. Berkin Elvan’ın vurulma anı görüntülendiği sırada Gülsüm Elvan “Katiller” diye haykırdı, rahatsızlanan Elvan kısa süreliğine dışarı çıkarıldı.
Avukatlar, TÜBİTAK’ın görüntülerde “iyileştirme” yapmadığını söyleyerek itirazlarını belirtti.
Avukat Atalay raporun aksine görüntüleri kötüleştirdiğini ifade ederken, avukat Akbulut da TÜBİTAK Bilişim ve Bilgi Güvenliği İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi’nin (BİLGEM) başarıyla iyileştirdiği başka görüntülerden örnekler verdi ve bu dosyada bunun gerçekleşmediğini savundu.
Akbulut, “Berkin’in vurulma anının ilk dört dakikasına hiç dokunulmadan görüntüler mahkemeye geri gönderilmiş, iyileştirme yapılmamış. Görüntülerin [daha önce görüntüleri inceleyen] Ulusal Kriminal Büro’ya gönderilerek eşleştirme işlemi yapılmasını talep ediyoruz” dedi.
“Uygulanan işlemlerin hiçbirinin BİLGEM sayfasında örnek olarak yyaınlanan işlemler gibi başarılı olmadığı aşikar. TÜBİTAK dosyadaki görüntülere, hepimizin en basit video programında dahi yer alan efekleri uygulamaktan ötesini yapmamıştır. Görüntülerin ham hali TÜBİTAK’ın iyileştirme yaptığı görüntülerden daha net. ZET silahının ateşlendiği kısım ise TÜBİTAK raporunda yer almıyor.”
“Olası kast değil, kasten öldürme suçu”
Avukat Çiğdem Akbulut, videodaki görüntüleri şöyle irdeledi:
“TÜBİTAK sadece kendisinden istenilen video kesitini fotoğraf haline getirmiştir. Çok kolay ulaşılabilir bir teknik bilgi: 1 saniye 24 fotoğraf karesinden oluşur. Yani TÜBİTAK, Berkin’in vurulma anını içeren 61 saniyelik video kesitini 1499 fotoğraf karesi haline getirmiş ve bu fotoğraf kareleri üzerinde çeşitli efektler uygulamış. Yaptıkları sadece budur.
“Görüntülerde sanık Fatih Dalgalı’nın ateş etmesinin ardından Berkin yere düşüyor. Berkin vurulduktan sonra 18 saniye içinde aynı noktaya beş atış daha yapılıyor. Bu atışlar, insanların Berkin’i oradan almasını, hastaneye götürmesini engelliyor. Berkin’in vurulmasının hemen ardından defalarca atış yapılması olası kast değil kasten öldürme suçudur.”
Avukattan mahkemeye çağrı: Hukuku uygulayın
Avukat Akbulut, sanığın tutuklanmasını talep etti:
“Halk çocuklarının devlet eliyle öldürüldüğü her dava gibi, bu dava da siyasi. Devlet, yasal mermisini kullananları koruyabildiği kadar korumuş ve saklamıştır. Kamuoyu baskısından yıllar sonra nihayet dava açıldığında ise karşılaştığımız tablo ortada: Görüntüler net, ısrarla edilen ateşler ortada, 14 yaşındaki çocuğun hayatına kastettikleri ortada ama sanık hala tutuksuz.”
“Neden sanık hala tutuksuz, hala görevde ve hala sanığın elinde silah var? Mahkemeye çağrımız, ceza hukukunu uygulayın. Sanık tutuklu olarak, burada huzurunuza getirilsin, bizim önümüze çıkartılsın.”
Mahkeme Elvan ailesinin avukatlarının, sanığın tutuklanması yönündeki talebini reddetti. Arar kararda ayrıca, davanın tanıkları Cahit Turan, Celal Büyük ve Cemal Aksoy’un zorla getirilmesine karar verildi.
* Elvan’ın vurulma görüntülerinden bazıları, Ulusal Kriminal Büro tarafından incelenmişti.
Ne olmuştu? |
İstanbul, Okmeydanı’nda Mahmut Şevket Paşa Mahallesi’nde 16 Haziran 2013’teki polis saldırısında başının arkasından gaz fişeğiyle yaralanan 14 yaşındaki Berkin Elvan hastaneye kalbi durmuş olarak götürülmüştü.
269 gün sonra, tedavi gördüğü Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 11 Mart 2014’te hayatını kaybetti. Soruşturma dosyası altı savcı değiştirdi. Savcı Faruk Bildirici’nin talebi üzerine, olay yerinde polislerin kullandığı ve Elvan’ın vurulduğu sokağın başındaki TOMA’ya monte edilmiş kamera görüntüleri, Ulusal Kriminal Büro görevlisi bilirkişisi tarafından incelendi ve analiz raporu 6 Mayıs 2014’te dosyaya sunuldu. Savcı İsa Dalgıç’ın talebiyle görüntüler bu kez Jandarma Kriminal Laboratuvarı’nda incelendi. Netleştirilmiş görüntüde iki şüpheli memurun göründüğü ve bu memurlardan birinin Elvan’ın ölümüne neden olduğu tespit edildi. Soruşturma 7 Aralık 2016’da tamamlandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Bürosu savcılarından İsa Dalgıç’ın hazırladığı iddianamede, tek sanık olarak gösterilen polis memuru F.D.’nin “olası kastla öldürme” suçundan yargılanması istendi. İddianamede, polislerin “mukavemette bulunan” eylemcilere müdahale ettiği, bu sırada kafasına gaz fişeği isabet eden Berkin Elvan’ın yaralanarak, hastaneye kaldırıldığı ve tedavi gördüğü sırada hayatını kaybettiği anlatıldı. İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen 11 sayfalık iddianame kabul edildi. Soruşturma kapsamında ifadesi alınan 42 polis hakkında ise takipsizlik kararı verildi. Elvan ailesinin avukatı Oya Aslan bianet’e verdiği bilgide, olay yerindeki tek bir polise dava açıldığını, davanın da “kasten öldürmek” değil “olası kastla öldürmek” suçundan açıldığını, bunun da hapis cezasını 20 yıla kadar düşürdüğünü belirtti: “Müebbet gerektiren kasten öldürme yerine olası kast ile yargılandığında, polis mahkum olsa dahi ceza 20 yıla kadar düşüyor. Oysa sadece kamera görüntüleri bile kasten öldürmeye dava açmak için yeterliydi.” |
(AS)
* Fotoğraf: Erhan Tekten – İstanbul / DHA