Helin Hasret Şen Davası İzleme Raporu – 03 Mart 2020

Cezasızlıkla Mücadelede Güç Birliği Ağı*– 3 Mart 2020

Mahkeme: Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Dosya no: 2019/475

Sokağa çıkma yasakları sürecinde, 12 Ekim 2015’te Diyarbakır’ın Sur ilçesinde, zırhlı araçtan açtığı ateş sonucu 12 yaşındaki Helin Hasret Şen’in ölümüne sebep olmaktan hakkında “taksirle ölüme neden olma” suçlaması ile dava açılan polis memuru Abdullah Ercan’ın tutuksuz olarak yargılandığı davanın 2.duruşması 3 Mart 2020 tarihinde, Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Duruşma Öncesi

Diyarbakır Adliye’sine girebilmek için X-RAY cihazlarının bulunduğu iki farklı kontrol noktasından geçmek gerekiyor. Ayrıca adliye bahçesinde bulunan Danışma’ya nüfus kimliğinizi vererek GBT (Genel Bilgi Toplama) kontrolünden geçmelisiniz.

Bir önceki duruşma gününde karşılaştığımız durumun aksine bu kontrol noktalarından geçmek için uzun bir ziyaretçi kuyruğunda beklememiz gerekmedi. Bu durumun, duruşmanın salı günü öğlen saatlerinde görülüyor olması ile ilgili olduğunu düşündük.

Diyarbakır 1. ACM salonunun bulunduğu adliye koridoru hareketliydi. Davadan yaklaşık bir hafta önce İHD Amed Şubesi sosyal medya hesaplarından yaygınlaştırdıkları videolar aracılığı ile geniş kamuoyuna dayanışma çağrısında bulunmuştu.

Helin Hasret Şen Davası’ndaki adalet arayışına dayanışma göstermek için izlemeye gelen farklı STK’lardan kişiler oradaydı. Cezasızlıkla Mücadelede Güç Birliği Ağı bileşenlerinden FİSA Çocuk Hakları Merkezi, Hakikat Adalet Hafıza Merkezi ve İHD Genel Merkezi temsilcileri de oradaydı. Medya organlarından ise Mezopotamya Ajansı, Artı TV ve Jin News muhabirleri davayı izlemek üzere ordaydı. Gazeteci Nurcan Baysal da davayı izlemek üzere gelmişti.

Helin Hasret Şen’in annesi Nazmiye Şen, kardeşleri ve akrabaları adliye koridorunda duruşmanın başlamasını bekleyenler arasındaydılar. Anne Nazmiye Şen, duruşmayı izlemeye gelen STK temsilcilerinin hepsine tek tek sarılıp orada bulundukları için teşekkür ediyordu. Anne Şen, kızının öldürülmesine ilişkin görülen davayı öldürülen tüm çocukların faillerinin ortaya çıkarılması ve bu faillerin adil yargılama ilkelerine göre yargılanmaları adına ortak bir adalet ve hakikat arayışı mücadelesine dönüştürmek istediğini her fırsatta dile getiriyor.

Helin Hasret Şen Davası’ndan önce Diyarbakır 1. ACM salonunda 6 farklı davaya ilişkin duruşmalar görüldü. Dolayısıyla, saat 11.20’de görülmesi öngörülen Helin Şen davasına ilişkin 2. duruşma, saat 12:30 sularında başlatılabildi.

Duruşmaya Katılım

Polisler tarafından üst aramasından geçtikten sonra aile bireyleri, sivil toplum temsilcileri ve basın mensupları duruşma salonunda yerlerini aldı. Salonda izleyicilere ayırılmış tüm sıralar dolmuştu. İzleyicilere ayrılan salonun en ön sırasında bir önceki duruşmada olduğu gibi polis memurları oturmuştu, ancak bu sefer sayıları azdı ve bazı sivil vatandaşlar da polisler ile birlikte ön sıraya yerleşmişlerdi.

Duruşma kalabalık olan müşteki vekillerinin yoklaması ile başladı. Bir önceki celse üyesi veya çalışanı oldukları kurumlar adına müdahillik talebinden bulunan avukatların bu talepleri mahkeme heyeti tarafından kabul edilmediğinden, avukatların çoğunluğunun davayı takip etmek üzere mahkemeye özel vekâletname veya yetki belgesi sunmuş oldukları görüldü.

İHD Diyarbakır Şube Başkanı Av. Abdullah Zeytun, Diyarbakır Barosu Başkanı Av. Cihan Aydın, Av. Mehmet Emin Aktar ve Av. Ahmet Özmen müşteki vekili olduklarını beyan ettiler.

Özel vekâletname veya yetki belgesi sunacaklarını beyan eden avukatların isimleri şöyleydi: Av. Gizem Miran, Av. Sidar Avşar, Av. Zeynep Işık, Av. Muhammed Emin Çoban, Av. Nilay Nayman, Av. Mehmet Işık, Av. Emin Gün, Av. Gulan Çağın Kaleli, Av. Ercan Yılmaz, Av. Rehşan Bataray Saman, Av. Yusuf Erdoğan, Av. Gurbet Yavuz ve Av. Barış Yavuz.

Geçtiğimiz duruşmada, sanık müdafiliğinden çekilme talebinde bulunan, ancak bu talebi mahkeme heyeti tarafından reddedilen Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi üyesi Av. Jiyan Aydın, duruşmanın görüşülmesine başlanmadan salondan ayrıldı. Sanık avukatı Av. Alper Uğurlu mahkemeye özel vekâletname sundu.

Duruşmanın Seyri

Sanık Polis: Helin Şen’i Ben Vurmadım

Yoklamanın tamamlanmasının ardından, duruşmaya SEGBİS ile bağlanmış olan sanık polis Abdullah Ercan’ın savunmasının alınmasına başlandı. Hakkında daha önce yürütülen disiplin soruşturması kapsamında verdiği ifadeyi aynen tekrar ettiğini söyleyen sanık polis memuru Ercan savunmasına şöyle devam etti:

“ İşlemediğim bir suç ile suçlanmak benim için utanç vericidir, maktul çocuk kesinlikle benim silahımdan çıkan ateş sonucu vefat etmemiştir. Sabah ilk işe başladığımızda ekip amirimiz yanımıza gelerek, o gün görevli olduğumuz mahallede yaklaşık 100-150 metre ileride bomba tuzaklandığı yönünde ihbarlar olduğunu söyledi.”

“Görevimizi yerine getirdiğimiz esnada şoför olan Fatih isimli arkadaşım tuvalet ihtiyacını gidermek için araçtan indiği esnada silah ile ateş edildiğini ve EYP’den kaynaklı bir patlama sesi geldiğini fark ettik. Ateş eden veya bomba atan kişiyi görmediğim için herhangi bir sivil bulunmayan betonarme yapılara 3 el kontrollü şekilde ateş ettim.”

“Söz konusu kobranın kullandığı kameranın çözünürlüğü düşük olduğu için ateş ettiğim mesafede çocuk olup olmadığını görmedim, ancak hatırladığım kadarıyla ateş yaptığım bölgelerde herhangi bir sivil yoktu. Kullandım silahın mermileri betonarme yapıyı delecek kuvvette değildir ve maktulün benim silahımdan ateşlenen bir merminin sekme ihtimali olduğunu da düşünmüyorum.”

“Olaydan bir süre sonra ekip amirimiz bize ambulans geleceği yönünde bilgi verdi ve bu sebeple bizi uyardı, kapak kapatın şeklinde talimat verdi. Bu da silahlı şahıslar tarafından size ateş edilmediği sürece ateş etmeyin anlamına gelmektedir. Daha sonra ambulans sokak arasında bir çocuğu alarak götürdü.”

“Seken bir merminin aerodinamiği bozulduğu için insan vücuda isabet ermesi halinde normal bir merminin giriş ve çıkış izinden farklı bir iz bıraktığını biliyorum, dolayısıyla maktulü hedef alarak ateş etmediğim için ben vurmadım. Benim kullandığım silah nokta atışı yapar.”

Sanık savunmasını tamamladıktan sonra müşteki vekilleri sanığa soru sormak istediklerini ifade etti. Mahkeme heyeti başkanı, müşteki vekillerine soruyu kendisine bildirmelerini, sanığa soruyu kendisinin ileteceğini söyledi. Ancak, müşteki vekilleri sanığa doğrudan soru sorma hakları olduklarını belirterek buna itiraz etti.

Sanık Polis: Bir veya İki Defa İfade Verdim Tam Hatırlamıyorum

Av. Cihan Aydın’ın daha önce ifade verip vermediğini sorması üzerine, sanık polis Ercan, yalnızca idari soruşturma esnasında emniyette ifade verdiğini söyledikten hemen sonra “bir veya iki defa ifade verdim, tam olarak hatırlamıyorum”, diye ekledi.

Olay yeri tutanağında ve polis telsiz kayıtlarında olay sırasında herhangi bir çatışma veya silahlı taciz olmadığının saptandığını belirten Av. Cihan Aydın, bu durumun sanığın savunması ile çeliştiğini söyledi. Sanık polis Ercan şöyle cevap verdi: “ Bu konuda benim bir bilgim yok, üzerimize ateş edildiği veya EYP atıldığı yönünde TEM Şube’ye bilgi verip vermediğimi hatırlamıyorum.” Devamında ise, “Bazen telsiz anonsları çekmediği gibi elektronik cihazlarda da arıza olabiliyor, dolayısı ile telsiz kayıtlarındaki aleyhte olan hususları kabul etmiyorum”, dedi.  

Sanık polis Ercan, “Aracınız EYP saldırısına uğramasına rağmen siz koordinasyon merkezine bilgi vermediğiniz, doğru mu?” diye soran Av. Aydın’a, “Evet” diye cevap verdi.

Sanık Ercan, kullandığı seyyar telsizin kodunu hatırlamadığını, o an yanında seyyar telsiz olup olmadığını bile hatırlamadığını söyledi.

Katılanlar vekili Av. Abdullah Zeytun’un sorusu üzerine olay yerini tarif eden sanık polis Ercan, atış taptığı silahın termal kamera olmadan atış yapabileceği mesafenin en fazla 100-150 metre olduğunu; bu mesafeden hedefi nokta atışı vurabileceğini ve hedefin elinde silah olup olmadığını görebileceğini, söyledi.

Sanık Ercan: Ekip Amirimiz Kapak Kapatın Ambulans Gelecek Dedi

Av. Zeytun’un sorusu üzerine diğer zırhlı araçlarla iletişimi araçlarda bulunan sabit telsiz veya kendi özel telefonları ile sağladıklarını söyledi. Ancak olay günü ekip amirinin yaya olarak gelip kendilerine ambulansın geleceğini bildirdiğini iddia etti ve olayın olduğu tarihte kullandığı telefon numarasını ve hangi GSM şirketine bağlı olduğunu hatırlamadığını söyledi.

Müşteki vekili Av. Ercan Yılmaz, sanığa “Silahlı kişilerin bulunduğu yerlerde tuzaklama olup olmadığına dair aramanın yapılıp yapılamayacağını” sordu, sanık “Hayır” olarak cevapladı. Sanığın savunması esnasında olay mahalline yakın bir metruk binada silah ve patlayıcı bulunduğunu söylediğini hatırlatan Ercan, ifadelerinin çeliştiğini kaydetti. Sanık ise ben olaydan sonraki günlerden bahsettim, söz konusu durumun olay günü gerçekleşmediğini, ancak bunların tam olarak ne zaman ele geçirildiğini hatırlamadığını iddia etti.

Av. Ercan Yılmaz, sanığa İbrahim Güler’in kim olduğunu sordu. İbrahim Güler’in tim amiri olduğunu ancak farklı bir ekipte çalıştığını söyledikten sonra, olay gününe ilişkin kişisel telefonunda diğer ekipte görevli meslektaşlarıyla iletişim kurup kurmadığını hatırlamadığını iddia etti.

Sanık avukatları Av. Jiyan Aydın ve Av. İbrahim Aydın’ın, müvekkillerinin kendisini özel avukat ile temsil ettiğinden görevlerinin sonlandırılmasını talep ettikleri dilekçenin heyete teslim etmiş oldukları görüldü.

Tanık polis: Olay Günü Silahlı Çatışma İhbarı Olmadı

Daha sonra, tanık polis memuru Erdal Karabulut dinlendi. Tanık polis Karabulut, altında imzası bulunan tutanakta yer verildiği gibi olay gününe ait telsiz görüşmelerinde hendek kazma, silahlı çatışma gibi herhangi bir ihbarın kendilerine bildirilmediğini doğruladı.

Anne Nazmiye Şen de olay günü herhangi bir çatışma veya bombalama eylemi olmadığını, yalnızca zırhlı araçtan üç el ateş edildiğini duyduğunu tekrarladı.

Katılan Vekillerinin Talepleri ve Beyanları

Av. Zeytun: Temel Delil Niteliğindeki Evraklar Dosyada Yok

Av. Abdullah Zeytun, temel delil niteliğinde olan bazı evrakların henüz dosyada olmadığını belirtti. İdari soruşturma neticesinde sanığın Helin’i görmesine rağmen bilinçli bir şekilde öldürmesine dayanak olan Kobra 11 isimli zırhlı aracın olay öncesi, esnasında ve olay sonrasındaki görüntülerini dosyada yer almadıkları için inceleyemediklerini söyledi.

Av. Zeytun, aynı şekilde 115 kayıtlarının ve personeller arası telsiz konuşmalarının olayın gerçekleşmesinden hemen sonra müşteki vekilleri olarak muhafaza edilmesi için yazılı beyanda bulunmuş olmalarına rağmen bunlar hâlâ dosyada olmadıklarını söyledi. Dosyadaki bu deliller getirildikten sonra yazılı beyanda bulanacaklarını ekledi.

Cezasızlık Pratiği

Soruşturma aşamasında yapılması gerekenlerin bugüne dek tamamlanmamış olmasının fail veya sanıkların kolluk güçleri olduğu davalardaki cezasızlık pratiğini akla getirdiğini belirtti.

Av. Zeytun sözlerine şöyle devam etti: “Savcılığın olay gerçekleşir gerçekleşmez olayın örgüt üyelerince yapıldığı kanaatine vardığı için soruşturma, şu an dosyada tanık olarak bilgisine başvurulan ve dosyanın sanığı olan polis memurlarının görev yeri olan Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nce yürütülmüştür.”

Soruşturmanın etkin bir şekilde yürütülmediğini belirten Av. Zeytun, olay yeri inceleme ekiplerinin tüm mermileri toplayarak muhafaza altına alması gerekirken bunu yapmadığını; silah ve mermilere ilişkin kriminal incelemenin yapılmadığını söyledi.

Bir önceki duruşmada tanıkların ifadelerinin talimat ile alınması kararına itiraz eden katılan vekili, bu karar ile müştekinin ve vekilinin tanığa doğrudan soru sorma hakkını ve çapraz sorgu hakkı elinden alınmış olduğunu ifade etti.

Katılan vekillerinden Av. Barış Yavuz ise şöyle konuştu: “Sanık savunması boyunca silahlı unsurları, teröristleri etkisiz hale getirmekten bahsetmiştir, bu olayı kasten işlediğini göstermektedir. Bu durum hukuka aykırıdır, sanık bir kişinin öleceğini öngörmüş ve birinin ölümüne neden olmuştur, polisin görevi silahını kişileri değil çatışmayı etkisiz hale getirecek yönde kullanmasıdır.”

“Sanık Polis Tutuklu Yargılanmalıdır”

Av. Mehmet Emin Aktar, yargı mensuplarının adil ve tarafsız olduğuna dair güven verme sorumluluğu bulunduğunu hatırlattı. “Suçu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesi bulunan sanık hakkında mahkemeniz tutukluluk kararı vermezse cezasızlık pratiği devam edecektir. Bu nedenlerle sanığın tutuklanmasını talep ederiz”, diyerek sözlerini bitirdi.

Son olarak söz alan katılan avukatlarından Av. Cihan Aydın, dosyada bir takım “tuhaflıklar” olduğunu söyledikten sonra şunlara dikkat çekti: “Dosya kapsamında yalnızca bir tanık dinlenilmiş, deliller toplanılmamış ve dosya kapsamındaki görüntülerin analizi bağımsız kişilere yaptırılmamıştır. Daha kovuşturma aşamasındayız ve sanık polis memurudur dolayısıyla delilleri karartma ve tanıkları etkileme durumu vardır.”

Av. Aydın ayrıca, sanık polis memurunun tutuklanmasını, görüntü kaydının bir örneğinin taraflarına iletilmesini, telsiz kayıtlarının çözülmesini ve sanığın kullandığı GSM numaralarının tespiti ile HTS kayıtlarının istenilmesini talep ettiklerini, dile getirdi.

Duruşmada hazır bulunan diğer katılan vekilleri de meslektaşlarının beyanlarına katıldıklarını beyan etti.

Hâkim sanığa söz vermeden onun ağzından, “Önceki savunmalarımı aynen tekrar ederim, müşteki vekillerinin suçlamalarını kabul etmiyorum, halen yerine getirmeye devam ettiğim kamu görevim nedeniyle duruşmadan vareste tutulmak istiyorum” ifadelerini duruşma tutanağına geçirmek üzere kâtibe dikte ettirdi.

Sanık avukatı Av. Alper Uğurlu, müvekkilinin olay yerinde bir ateşi olmadığını dolayısıyla müvekkilinin tutuklanma talebine itiraz ettiklerini; bilirkişi raporunda maktulün ölümüne sebep olan atışın sanığın kullandığı silahtan çıktığına dair bir tespit bulunmadığını söyledi. Son olarak da dosyada eksiklikler bulunduğunu ve bunların giderilmesini talep etti.

Duruşmaya ara verilmesinin ardından salona tekrar alınmadık, bir sonraki duruşmanın tarafları salona çağırıldı. Helin Hasret Şen Davası’nın avukatları ve izleyicileri, mahkeme heyetinin vermiş olduğu kararları teslim aldıkları duruşma tutanağından öğrendiler.

Ara Kararlar

  • Delillerin büyük çoğunluğunun toplanmış olması, halen kamu görevlisi olarak çalışıyor olması, savunmasının alınmış olması, sanığın kaçma şüphesi bulunmaması, mevcut delil durumu da dikkate alınarak sanığın tutuklanması talebinin reddine,
  • Sanığın üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti ve mevcut delil durumu gözetilerek sanığın yurt dışına çıkışının yasaklanmasına,
  • Tanıklar Cuma Mermer, Kürşat Mesut Özmen için yazılan talimatların dönüşünün beklenmesine,
  • Tanık İbrahim Güler ve Mustafa Demir’in zorla getirilmesine,
  • Adli emanetin kayıtlı 6 adet CD’nin istenmesi için müzekkere yazılmasına, söz konusu CD’lerin zırhlı araca ait olay öncesi, olay anı ve sonrasına ait kamera görüntüleri, 155 kayıtları ve telsiz görüşmeleri olmadığının tespiti halinde söz konusu kayıtların istenmesi için Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmasına,
  • Olay tarihinde Kobra 11 isimli zırhlı aracın kullandığı beyan edilen M240 isimli silahın ve kullandığı mühimmatın teknik özellik ve bilgilerinin bildirilmesi ve M240 isimli silah ile sanığın savunmasında geçen PKK terör örgütü tarafından kullanıldığı beyan edilen silahlara ilişkin teknik bilgileri bildirmesi için MKE Genel Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmasına,
  • Sanığın geçirdiği disiplin soruşturmasına ilişkin soruşturma dosyasının aslının incelenmek üzere incelenmesi için İstanbul Valiliği’ne müzekkere yazılmasına,
  • Olayın olduğu ve maktulün hayatını kaybettiği yerde ikamet eden ve olaya ilişkin bilgi ve görgü sahibi kişilerin bulunup bulunmadığının tespiti için Sur İlçe Emniyet Müdürlüğü ve Sur İlçe Jandarma Komutanlığı’na müzekkere yazılmasına,
  • Sanığın suç tarihinde adına kayıtlı GSM hattının tespitine ve HTS kayıtlarının gönderilmesi için BTK’ya müzekkere yazılmasına,
  • Maktulün ölümüne doğrudan isabet eden kurşundan mı yoksa seken kuşundan mı olup olmadığının ve sanığın kullandığını beyan ettiği M240 isimli silahın söz konusu giriş çıkış yarasına sebebiyet verip vermeyeceğinin tespiti hususunda rapor aldırılması hususunun 6 no’lu karar ikmal edildikten sonra değerlendirilmesine,
  • Keşif hususunun bir sonraki celse değerlendirilmesine,
  • Tanıkların doğrudan mahkeme huzurunda dinlenilmesi talebinin reddine,
  • Sanığın yerine getirdiği görev nedeniyle duruşmadan verasete tutulmasına,

Karar verildi.

Bir sonraki duruşma 4 Haziran 2020 tarihinde saat 11.00’de görülecek.

* Bu rapor, Cezasızlıkla Mücadelede Güç Birliği Ağı kapsamında yargısal uygulamanın izlenmesi amacıyla Helin Hasret Şen davasını izleyen ağ üyelerinin ortaklığıyla hazırlanmıştır.

Yayınlanma tarihi

6 March 2020

Kategori Listesi