İdil Özcan, Esra Kılıç – 2 Mayıs 2023
Mahkeme: Cizre 1. Asliye Ceza Mahkemesi
Esas No: 2022/1151 E.
16 aylık Mehmet Uytun Cizre’de evlerinin balkonunda annesinin kucağındayken 9 Ekim 2009 günü yaşanan protesto gösterileri sırasında, başına gaz fişeği isabet etmesiyle ağır yaralandı ve kaldırıldığı Diyarbakır Devlet Hastanesinde 10 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra 19 Ekim 2009 günü yaşamını yitirdi. Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 10 Ekim 2009 tarihinde düzenlenen olay yeri inceleme tutanağında; olay yerinde kırmızı renkli gaz fişeği boş kapsülünün bulunduğu, olay yerine gelen jandarma ekibinde bulunan görevlilerdeki tek gaz fişeği atabilen silahın mermilerinin mukayese amaçlı boşaltıldığı ve boş kapsül ile jandarma görevlisinin silahından alınan dolu mermiler mukayese amaçlı birlikte fotoğraflandığı belirtildi. Şırnak Cumhuriyet Savcılığı’nın açtığı soruşturmada, 11 yıl boyunca sanık jandarma uzman çavuş hakkında Cizre Kaymakamlığı tarafından soruşturma izni verilmedi. Dosya 11 boyunca soruşturma izni için sırasıyla Cizre Kaymakamlığı, Diyarbakır Bölge İdare Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi, Cizre cumhuriyet Başsavcılığı, Cizre Kaymakamlığı, Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi arasında sürüncemede kaldı. Ancak 2020 yılında soruşturma izni alınabildi ve iddianame hazırlandı. İddianamede; Uzman Jandarma Hakan Alkan’ın görevi gereği kendisine zimmetlenmiş tamburlu bomba atar ile dikkatsiz ve tedbirsiz şekilde ateş ederek Mehmet Uytun’un ölümüne sebebiyet verdiği nedeniyle cezalandırılması istendi.
Cizre 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın ilk duruşması 8 Şubat 2021 günü görüldü. 7 Haziran 2021 günü görülen 2. duruşmada, Katılan vekillerinin dosyanın görevsizlik kararı ile ağır ceza mahkemesine gönderilmesine ilişkin talebinin reddine karar verildi. İddia makamı esas hakkında mütalaasında sanığın taksirle öldürme suçu gereğince cezalandırılmasını istedi. Mahkeme, Sanık Hakan Alkan’ın üzerine atılı taksirle ölüme neden olma suçundan sabit olan eylemine uyan TCK’nın 85/1 maddesi gereğince, 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hapis cezasının 18.200,00 TL Adli para cezasına çevrilmesine karar verdi. 19 Ekim 2022 tarihinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi, eksik araştırma ve değerlendirme nedeniyle yerel mahkeme kararını bozdu. Cizre 1. Asliye Ceza Mahkemesinde 03 Ocak 2023 tarihinde dava yeniden görülmeye başlandı. 2 Mayıs 2023 günü davanın bozma sonrası 3. duruşması görüldü.
Duruşma Öncesi
Cizre Adliyesi girişinde ya da duruşma salonu önünde herhangi bir sorun yaşanmadı. Sanık tarafın yokluğunda devam eden davanın duruşma salonunun önünde de herhangi bir kolluk görevlisi mevcut değildi.
Duruşmaya Katılım
Mezopotamya Ajansı’ndan bir muhabir, Türkiye İnsan Hakları Vakfı Cizre Referans Merkezi’nden bir temsilci, bir stajyer avukat ile katılan vekilleri İHD Diyarbakır Şube Başkanı Av. Abdullah Zeytun ile Av. Yakup Güven duruşmaya katıldı. 5 kişilik izleyici sandalyelerinde 6 kişi izleyici olarak bulunuyordu.
Duruşmanın Seyri
14.00’te başlaması gereken duruşma için mübaşir, avukatlar ve izleyicileri 14.13’te duruşma salonuna çağırdı. Sanık müdafim Av. Yalçın Torun duruşmaya SEGBİS ile bağlanmıştı. İzleyiciler ve katılan vekilleri duruşma salonuna girildiğinde hakim, duruşma zaptına geçirilmesi için Adli Tıp Kurumu (ATK) raporunun ilgili kısımlarının okuyordu. Mehmet Uytun hakkındaki ATK raporunun gönderildiği, raporda “bebeğin ölümünün gaz fişeği mühimmatının isabet etmesiyle husulü mümkün kafatası kırığıyla birlikte kafa içi kanama, beyin kanaması, beyin doku harabiyeti ve gelişen komplikasyonlar sonucu meydana gelmiş olduğunun kabulü gerektiği” tutanağa geçirildi. Hakim dosyayı inceliyordu. Bir önceki duruşma ara kararlarını kontrol etti. Duruşma zaptını hazırlattıktan sonra katılan vekillerine söz verdi.
İlk olarak söz alan Av. Abdullah Zeytun, “Geçen duruşma deprem nedeniyle mazeret göndermiştik. Gerek tanıklar gerek sanığın sorgusu açısından, katılmadığımız duruşmada beyanlar alındı. Bu hususa ilişkin itirazlarımızı dilekçe ile sunduk” dedi. Hakim sözünü keserek “Tekrar sorulsun mu istiyorsunuz?” diye sordu. Bu andan itibaren hakim ve Av. Abdullah Zeytun arasında ikili diyalog yaşandı. Hakimin sık sık Av. Zeytun’un sözünü kestiği, beyanlarını dinlemediği, gergin ve aceleci olduğu ve sesini yükselttiği görüldü.
Av. Zeytun: Tanıkların bir kez daha beyanı alınsın.
Hakim: Hangi tanıktan söz ediyorsunuz? Tanığın beyanları zaten aynı.
Av. Zeytun: Bu bizim için önemli bir husus.
Hakim: Sorularınız vardıysa…
Av. Zeytun: Sorularımız var.
Hakim: Yazılı şekilde sorularınızı gönderin.
Av. Zeytun: CMK’da sözlü yargılama esastır.
Hakim: Sanık Suriye’de görev yapıyordu.
Bunun üzerine hakim SEGBİS’teki sanık avukatına dönerek “Müvekkiliniz nerede?” diye sordu. Sanık avukatı, “Daha önce Diyarbakır’da ifade verdik. Büroları Diyarbakır’da idi (Av. Abdullah Zeytun’u kast ederek), talep ettiler, gelmediler. Onların hemen yanında verdik” dedi.
Av. Zeytun, “Eksik bilgilendirmede bulunuluyor. Sanığın beyanının alındığı celse sadece sanığa haber verildi. Katılan tarafın bilgisi olmaksızın. İtiraz etmiştik biz de. Bu [Bölge Adliye Mahkemesi’ne] gitmeden önceydi” diyerek cevap verdi. Hakim “Avukat Yakup Güven kim?” diye sordu. Av. Güven’in “benim” demesi üzerine hakim, “Sanık savunması alınırken siz buradaydınız” dedi. Av. Güven “Hayır değildim” diye cevap verdi. Hakim, bunun üzerine dosyaya tekrar bakıp “Dosya karışmış da” dedi.
Sanık avukatı “Depremden önce geldi gibi hatırlıyorum ben yanlışlık olmasın” dedi. Hakim “Ocak’taki duruşmada ne olmuştu?” diye sorduktan sonra “zabıtlar karışmış” diyerek mübaşiri uyardı.
Hakim tekrar Av. Zeytun’a dönerek “Peki beyanınızı alalım. Hangisini dinlemek istiyorsunuz? İsterseniz okuyalım mı? Tanık beyanına gerek var mı? Tanık beyanını okudunuz mu, okuyayım mı?” diye üst üste sorular sordu. Hakim, “Eğer içerik sorunlu değilse, dinlenmesi yönünde ara karar kurmayayım” dedi.
Av. Zeytun, “Biz sadece tanık değil, sanık için de aynı şeyi söylüyoruz” dedikten sonra hakim sesini yükselterek “Okudunuz mu, okuyayım mı?” diye sorular yöneltmeye devam etti.
Av. Zeytun’un “Neden sesinizi yükseltiyorsunuz?” diye sorması üzerine hakim, “Tanığın beyanını okumak zorunda değilim” dedi. Av. Zeytun, “Lehe ve aleyhe tanığa soru sorma hakkımız var” diye itiraz etti.
Hakim tekrar sesini yükselterek “Eksik husus varsa ara karar kurabiliriz. Ben anlamaya çalışıyorum, siz bir beyanda bulunuyorsunuz, tanık beyanını okuyayım, eksik varsa anlamaya çalışıyorum” dedi. Bunun üzerine hakim, Av. Zeytun’un taleplerini tanık ve sanığın tekrar dinlenmesini talep ediyorum şeklinde zapta geçirdi. Av. Zeytun “Katılan ve vekillerinin olduğu bir mahkeme huzurunda dinlenmesini talep ediyoruz” diye taleplerini vurgulayarak yineledi ve Cizre’de yaşayan katılanları (Mehmet Uytun’un ailesini) hazır edeceklerini belirtti.
Av. Zeytun, “Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu’nun mütalaası var. Bu rapordaki tespitler ilk duruşmadan itibaren bizim bir beyanımız olmuştu. Dosyada sanığın kasti bir atış ile maktulü öldürdüğüne ilişkindi. Tanıklar, otopsi tutanağı ve son olarak ATK raporunda da açık bir biçimde ifade ettiği gibi…” diye beyanda bulunurken hakim tekrar sözünü kesti ve “Ağır Ceza’nın bakması gerektiğini mi söylüyorsunuz?” diye sordu. Av. Zeytun “İzin verin bitireyim” diyerek sözlerine devam etti.
Av. Zeytun ATK raporundaki tespitleri okudu ve devam ederek “Bu somut ve yalın tespit karşısında mahkemenin bu yönüyle görevsizlik kararı vermesi gerekir. Çünkü suç bu raporla ve diğer deliller ışığında artık en kötü ihtimalle olası kast ile insan öldürme suçundan görüşmesi gerekiyor. Ağır cezaya gönderilmesini talep ediyoruz” dedi.
Hakim “Var mı başka bir şey?” diye sordu.
Av. Yakup Güven söz aldı: “Meslektaşım az önce konuşurken ses yükseltmesi meydana geldi, yanlış anlaşılma oldu. Sanık müdafii de manipülatif bir beyanda bulundu. Dosya bulunmadan önce bizim bilgimiz dışında sanığın beyanı alınmıştı.”
Hakim “Önceki duruşmada siz de buradaydınız. Sanık yoktu. Hatta yakalama mı çıkaralım dedik. Deprem olması kimsenin aklına gelmezdi, biz de dinledik” dedi.
Av. Zeytun’un hakime “Acele davranıyorsunuz” demesi üzerine, hakim “Acele davranmıyorum. Sizin talebinizi sordum, belki ara karar kuracağım” diye yanıt verdi ve “Bir mütalaa alalım, belki görevsizlik verilecek” dedi.
Av. Güven, “Niteliği itibariyle suçun oluş biçimi ve failin maktulü doğrudan hedef göstererek ölüme yol açması, normal şartlarda şahıs tutuklanır ve ağır ceza mahkemesi önünde görülürdü ve tüm duruşmalara katılmak zorunda kalırdı. Ama burada uzun yıllar boyunca süren, bu davada şahıs ödüllendirilircesine keyfi olarak bazen geldi. Bizim yokluğumuzda geldi. Herhangi bir yaptırım uygulanmadı” diyerek yargılamanın etkisiz yürütüldüğünü söyledi. “Yeni deliller ışığında ve sanığın suçunun kasten olduğu kanaatindeyiz. Aksi taksirde olası kast ile de olsa ağır ceza mahkemesinde görülmesi gerekir. Biz ağır ceza mahkemesinde görülmesini talep ediyoruz” dedi.
Hakim, “Bir talebinizi yapın, yine söz hakkı veririz, yine savunma yaparsınız. Ön yargılarınız var, anlıyorum sizi. Ben yeni hakim oldum. İki celsedir istinaf bozma kararlarını yerine getirdim. Dosyayı ATK’ya gönderdim. Ben süreci uzatan biri değilim” diyerek avukatlara sitem etti.
Av. Zeytun ise “Siz yargıçsınız, katılan ve vekillerinin olmadığı duruşmada dinlediniz…” diyerek söze devam etti. Av. Zeytun’un sözünü kesen hakim, “Burada olsaydınız siz de soru sorardınız. Ben dedim mi tekrar dinlemeyeceğim diye. Mahkemeyi etkileyecek konuşma yapmayalım” dedi ve “Haksız önyargılarınızı bana yönlendiriyorsunuz. İş uzadı diyorsunuz, ben uzatmadım yani” diyerek avukatlara sitem etti. Av. Zeytun’un hakime önceki hakimin işlemlerinden de sorumlu olduğu yönde hatırlatmada bulunması üzerine hakim, “Ben uzatmadım, ben yeni geldim, işi çözmeye çalışalım” diyerek beyanları tutanağa geçirmeye başladı.
Sanık avukatı söz aldı: “Katılan vekillerinin görevsizlik kararı yönünde talepleri var. Görevli mahkemede yargılama devam etmektedir. Şöyle ki, yeni bir delil ortaya çıktığını beyan etti katılan vekilleri. Böyle bir husus yok. Mahkeme ATK’ya dosyayı gönderirken fişeğin ateşlenmesi sonucu çarpma hızı, yane kadar sıcaklığa ulaştığı ve yanık izi oluşturup oluşturmadığını sordu.”
Hakim araya girerek “Biz bu iki yönden gönderdik, sizin söylediğiniz hususta rapor veremediler. Yanlış beyanda bulunuyorsunuz. BAM bozma ilanında iki husus var. Biri yönünden rapor alabildik. Diğer, yani sizin söylediğiniz yönden alamadık” dedi.
Sanık avukatı, “Bilirkişiye düşmeyecek şekilde ve verilen görevle alakası olmayan şekilde beyanda bulunmuş bilirkişi” dedi.
Hakim sanık avukatının sözünü keserek tutanağa geçirdi.
Sanık avukatı: “Yeni bir delil değil bu ATK raporu. Teknik bilgiyi içermiyor. Raporun asıl sebebi ölümün taştan mı kapsülden mü olacağını anlamaya yöneliktir. Bozma kararının temeli de buydu. Görevli mahkeme bu kapsamda değişmemiştir. Yeni bir bilirkişiye gönderilmesini talep ediyoruz. Bir de Cizre deprem bölgesi değil, duruşmanın olacağı belliydi. Katılan taraf sürekli duruşmada soru soracağım diyor, duruşmalara gelmiyor, kötü niyetli talepler bunlar”.
Bu konuşmaların ardından savcı mütalaasını vermeye başladı. Savcı, “Katılan vekillerinin talebi gibi sanık ve huzurlarında dinlenmeyen tanık C.P.’nin duruşmada hazır edilerek doğrudan soru sorma hakkı kullanmak üzere yeniden dinlenilmesine karar verilmesine, mahkemenin görevsizliğine dair talebin doğrudan soru sorma hakkı kullanıldıktan sonra ve buna dair alınan ifadeler alındıktan sonra değerlendirilmesine, sanık müdafiinin yeniden bilirkişi alınması talebinin evvelce rapor aldırılmış olması nedeniyle reddine karar verilmesini” talep etti. Savcı mütalaasını verirken hakim sözünü kesti ve savcıya eğilerek bir şey söyledi, ancak ne söylediği anlaşılmadı. Savcı ise buna cevaben “Doğrudan soru sorma hakkı kullanılsın, ondan sonra yapacağım. Benim görüşüm o yönde” dedi.
SEGBİS’te başka konuşmaların duyulması üzerine sanık avukatı savcının söylediklerini duyamadığını söyledi, savcı dediklerini tekrar etti.
Hakim ara kararları okumaya başladı. Ara kararlarda “Katılan vekillerinin ve iddia makamının talebinin reddi ile sanık ve tanığın yeniden dinlenilmesine yer olmadığına, ayrıca görevsizlik verilmesi durumunda görevli ve yetkili mahkeme tarafından sanık ve tanığın mahkeme huzurunda dinleneceği gerektiğinden talebinin reddi ile sanık müdafiinin yeniden bilirkişi raporunun aldırılması talebinin daha önce rapor aldırılmış olması nedeniyle reddine” karar verildi.
Hakim savcıya dönerek esas ilişkin ya da görevsizliğe ilişkin mütalaasını vermesini istedi. Savcının mütalaası önceden hazırlanmıştı. Savcı katibe dönerek “Bu mahkemenin görevli olduğuna dair mütalaayı açar mısın?” dedi ve “Esasa dair veriyorum, görevsizlik vermiyorum” diye ekledi. Sanık avukatına dönerek “Duyuyor musunuz? Araştırılmasına istediğim husus yok, esas hakkında mütalaamı veriyorum” diye tekrar etti.
Savcının mütalaasında “sanığın toplumsal bir olaya müdahale esnasında dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı şekilde ikametlerin bulunduğu bir alanda gaz tüfeği ile ateşlemek ve tüfekten çıkan kapsülün duvardan sekmesi neticesinde Mehmet Uytun’un başına isabet etmesi sonrasında ölümüne sebep olmak suretiyle üzerine atılı suçu işlediği sabit olmakla eylemine uyan TCK’nın 85/1. Maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi” talep edildi.
Av. Zeytun, “Görevsizlik kararı verilmesini talep ediyoruz. Aksi bir durumda esasa karşı beyanda bulunmak için süre talep ediyoruz” diye beyanda bulunurken hakim “Karar vermedik daha” diye tekrar sözünü kesti.
Av. Zeytun, “Ara kararda görevsizliğe ilişkin karar kuracağınızı düşündük” deyince hakim önce “Ben ihsası rey yapmış olurum. Süre isteyin verelim. Süre mi istiyorsunuz?” diye arka arkaya sordu.
Buradan sonrası Hakim’in sürekli Av. Abdullah Zeytun’un sözünü kesmesi ve hızlı konuşması nedeniyle anlaşılamadı. Diyaloğun sonunda Av. Zeytin süre istedi.
Av. Güven, “Görevsizlik konusunun esastan önce karar verilmesi gerekiyordu” dedi. Hakim ise “Savcı öyle verdi, görevsizliğe dair vermedi” diye yanıtladı.
Hakim sanık avukatına söz verdi. Sanık avukatı, “Taraflar isteyince bize de istemek kaldı” diyerek süre talep etti.
Ara Kararlar
- Talimat mahkemesine ek müzekkere yazılarak mahkememiz duruşma gün ve saatinde segbis salonunda hazır edilmesinin istenilmesine,
- Katılan vekilleri ve sanık müdafiinin talebinin kabulü ile mütalaaya karşı ve esasa karşı savunmalarını yapmaları için gelecek celseye kadar süre verilmesine karar verildi.
Hakim yakın bir tarihe gün vererek bir sonraki duruşmanın 11 Mayıs 2023 saat 14.00’e bırakılmasına karar verdi. Ara kararlar da yazıldıktan sonra duruşma 14.54’te bitti.
Duruşma Sonrası
Duruşma sona erdikten sonra hakim katılan vekilleri Av. Zeytun ve Av. Güven ile konuşmaya devam ederek “Kısa kararımı okumadınız. Önyargılısınız. Meslektaş olarak konuşuyoruz. Herkes dışarıda, samimiyetimle konuşuyorum” dedi.