Metin Lokumcu Davası İzleme Raporu – 18 Şubat 2022

Evrim Kepenek – 18 Şubat 2022

Mahkeme: Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesi

Esas No: 2021/273

31 Mayıs 2011’de dönemin Başbakan’ı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim gezileri kapsamında Artvin’in Hopa ilçesinde düzenleyeceği miting öncesi, Hopa Cumhuriyet Meydanı’nda çay üreticilerinin sorunları ve bölgede yapılması planlanan hidroelektrik santral (HES) projeleriyle ilgili basın açıklaması yapmak isteyenlere karşı polisin sert müdahalesinde kullanılan kimyasal gaz nedeniyle emekli öğretmen Metin Lokumcu kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Lokumcu’nun ölümünden yaklaşık 10 yıl sonra açılan ve 13 polisin yargılandığı dava, Artvin’den Trabzon’a nakledildi. Trabzon Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen 2. Duruşmada görevsizlik kararı ile dosyanın gönderildiği Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 3. Duruşma 18 Şubat 2022 günü gerçekleşti.

Duruşma Öncesi ve Katılım

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Ahmet Kaya ve Ali Öztunç, Sol Parti PM Üyesi Alper Taş, Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Çervatoğlu, Hopa ve Kemalpaşa halkevleri ile Trabzon Emek ve Demokrasi Platformu, Af Örgütü, ANKA Haber Ajansı, Demirören Haber Ajansı, BirGün Gazetesi, Artvinden.Com, Bianet muhabirleri davayı takip için duruşma öncesi hazırdı.

Trabzon Adliyesi’nin ikinci katındaki 2. Ağır Ceza Mahkeme salonuna öncelikle sanık iki polis, avukatları ve yaklaşık 20 kadar stajyer hâkim ve savcı alındı.

Salonun küçük olmasından kaynaklı ek koltuklar getirilerek davacılar, baro başkanları, avukatlar ve izleyenler salona sığmaya çalıştı. Birçok izleyici dışarda kaldı.

Duruşma 10.20 itibariyle başladı.

Duruşmaya Dair

Müştekiler Ayşe Bekar, Mete Lukumci, Gülay Lokumcu, Yeter Babalık, Ulaş Lokumcu, Şengül Çiçekoğlu ve Neşe Gürhan ile müştekiler vekilleri Av. Oya Meriç Eyüboğlu, Av. Sercan Aran, Av. Mert Bal, Av. Nagihan Bulduk, Av. Şefik Çorbacıoğlu, Av. Şerif Özgür Urfa, Av. Özkan Yücel, Av. Gül Altay geldi.

Sanık polis Muhammet Ulaşlı ve dönemin Artvin Emniyet Müdürü Muhsin Armağan davaya katılırken, diğer bazı sanıklar ve avukatları SEGBİS aracılığı ile bağlandı.

Sanık Savunmaları

Duruşmada ilk olarak ifade veren sanık polis Muhammet Ulaşlı “Gaz kullanma talimatını Erol Darcan’dan aldım. Ona kimin talimat verdiğini bilmiyorum” dedi. Sanık mahkeme başkanının kendisine gösterdiği fotoğraflardaki kişinin kendisi olmadığını iddia etti.

Ulaşlı’nın ifadesinin ardından avukatlar ve sanık arasında şu konuşmalar geçti:

Avukat Sercan Aran: “Smoke göz yaşartıcı değil diyorsunuz ama bunun böyle olmadığını toplumsal olaylara katılmış olan herkes bilir.” diye belirtti.

Sanık Ulaşlı: “Kullandığım gaz tabancasının ismi Model-5’tir. Erzurum çevik kuvvet ekipleri harici gaz kullanan olup olmadığını görmedim. Gösterilenlerden değilim.”

Av. Meriç Eyüboğlu: “Smoke, CS, OC gazlarının etkileyici olmadığından söz ediyorsunuz. O halde niçin gaz maskesi takılıyor?

Sanık Ulaşlı: “Bunlar bana zimmetleniyor. Bana maske takmam söyleniyor. O sebeple takıyorum.”

Ardından sanıklardan eski Artvin İl Emniyet Müdürü Muhsin Armağan savunmasını yaptı. Armağan, “Metin Lokumcu’nun ölümü bizi de üzmüştür ama polis ‘dağılın’ dediği zaman dağılsalardı daha güzel olmaz mıydı? Olurdu.” ifadelerini kullandı.

Müşteki avukatlarının sanığa başbakanlık koruma polislerinden isminin Mehmet Yüksel olduğu söylenen kişinin kendisine veya kendisinin ona talimat verip vermediğini sorması üzerine Armağan , “Talimat söz konusu değildir. Bahsedilen şahsın yanıma gelip gelmediğini hatırlamıyorum.” dedi.

Sanığa hitaben konuşan avukat Sercan Aran, “35 yıllık emniyet personelisiniz. Toplantı gösteri yürüyüşü anayasal haktır. İzinsiz gösteri hakkından haberdar olmanız gerekmektedir. Doğasını, deresini koruyanların başbakana taleplerini iletmek için toplanması söz konusudur. Dolayısıyla güzel olmaz mıydı sorunuzun cevabı hayır, olmazdı. Bahsedilen, hak arama hürriyetine sahip çıkılmasıdır.” ifadelerini kulandı.

Avukat Aran ve sanık arasında şu konuşmalar geçti:

Aran: “Olaylarla ilgili sonradan kaymakamla konuştunuz mu?”

Sanık Armağan: “Olmuştur veya olmamıştır. Özel bir değerlendirme olmamıştır.”

Aran: “Dönemin Artvin Emniyet Müdürü değil de alelade bir yurttaş gibi konuşuyorsunuz.”

Sanık Armağan: “Estağfurullah”

Aran: “Olayları yalnızca izledim demeye getiriyorsunuz. Buna da inanmamızı bekliyorsunuz. Tekrar soruyorum: Olaylardan sonra dönemin Hopa kaymakamı Abdullah Aktaş ile olaylar üzerine bir toplantınız oldu mu?”

Sanık Armağan: “Genel değerlendirme oldu ama özel bir şey olmadı.”

Katılma Talepleri

Sanıkların sorgusunun ardından duruşmaya ara verildi. Aranın ardından mahkeme heyeti HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, CHP Maraş Milletvekili Ali Öztunç ve Trabzon milletvekili Ahmet Kaya’nın katılma taleplerinin reddine karar verdi.

Tanık Beyanları

Ara kararın ardından görgü tanıkları konuştu.

Tanıklardan Kamil Ustabaş, Metin Lokumcu’nun öldürüldüğü gün doğasını, deresini korumak için basın açıklaması düzenleneceğini söyledi.  Fakat 7 ilden gelen polislerin Hopalıları engellemek istediğini kaydeden Ustabaş, “Saldırıda insanlar kaçmaya çalıştıkça gaz bombası yağdırılmaya devam etti. Dükkânlara sığınan insanlara camları kırarak saldırmayı sürdürdüler. O gün çok sayıda arkadaşımız çeşitli şekillerde yaralandılar. 12.30 dolaylarında Metin Hocamızın vefat haberini aldık. O gün yalnızca göstericilere değil hedef gözetmeksizin gösteriyle alakalı alakasız çok sayıda insana saldırıldı. Dönemin kaymakamı, ‘Gaz kullanma emrini ben verdim, stoklarımız da tükendi’ şeklinde açıklamalarda bulundu” dedi.

Tanık Mustafa Özgüven de “Meydanda atılan gazı teneffüs ettiğimde ciğerime asit dökülüyor sandım. O günkü saldırılar, çok sayıda insanımızın ölümüne sebebiyet verebilecek derecedeydi.” diye belirtti.

Tanıklardan Yalçın Kaptan ise, “O gün çok şiddetli bir atmosfer yaratıldı. Başbakanlığın koruma personellerinden olduğu düşünülen bir şahıs, elli metre koşarak göstericilerden birinin yüzüne yumruk attı.” ifadelerini kullandı.

Sanık müdafii ile tanık Yalçın Kaptan arasında şu konuşmalar geçti:

Sanık avukatı: “Dağılma yönünde bir anons yapıldığını duydunuz mu?”

Tanık Yalçın Kaptan: “Niye dağılacakmışız? Ben sana kafa göz dalsam tepki göstermez misin?”

Sanık müdafi: “Kasten başbakanın geleceği günü seçtiniz, değil mi?

Tanık Osman Zeki Yakut şunları söyledi:

“Olay tarihinde Hopa Cumhuriyet Meydanında büfe işletmekteydim. Polisin gazlı saldırısı esnasında bir kadın ve çocuğu dükkanımıza sığındı. Polise bunu durdurmaları için tepki gösterdik. Bunun üzerine polis kardeşimi gözaltına almaya kalkınca Metin Lokumcu araya girerek ‘Onu değil beni alın’ şeklinde tepki gösterince gözaltı işleminden vazgeçtiler. Başbakanlığın koruma müdürü, polislerin elinden küfrederek gaz tabancasını aldı. Akabinde yine küfürler savurarak halka doğru hedef gözeterek ateşledi. Olayları kızıştırmak için elinden geleni yaptı.” dedi.

Sonrasında tanık Şenol Çevik konuştu. Çevik şunları söyledi:

“Ben çevreciyim. O gün de Hopa’ya gitme kararımız vardı. Hopa Kaymakamı da bizim alanda olmamızı rica etti, biz de erkenden gittik.

“Gittiğimde Hopa meydanında alanda seçim aracı vardı halaylar çekiliyordu. Arkadaşlarla buluştuk. Alana baktık. Sonra bir emniyet görevlisi, ‘Az sonra Küçük Moskava’ya ne olacak görürsünüz’ dedi. Anlamadım.

“Bir binada iki pankart vardı. Dereler ve çay sorunuyla ilgili. Polisler koşa koşa gittiler ve onları indirmek istediler. Biraz sonra da yoğun bir gaz attılar. Sadece alana atmıyorlar. Tüm çay ocaklarına attılar. Otele de camı kırarak gaz attılar. Sonrasında Metin Hoca’yı kaybettikten sonra akşamında beni gözaltına aldılar. 5 gün gözaltında tutuldum.

“Olayların ardından gözaltına alındığımız gece Metin Lokumcu’nun da adının listede olduğunu gördüm. Yine bir arkadaşımızın daha adı vardı ki o arkadaşımız olaylar sırasında Ankara’daydı. Demek ki listeler önceden hazırlanmıştı.”

Son olarak tanık olarak Recep Demirci konuştu. “Çok sayıda boş kovanları savcılığa teslim ettim. Buna dair bir soruşturma açılmadı” dedi.

Lokumcu Ailesi’nin Avukatlarının Talepleri

Tanık ifadelerinin ardından müdafi avukatları dönemin Hopa Kaymakamı Abdullah Aktaş’ın ve olaylar esnasında çevik kuvvetin gaz silahını alıp kullanan Mehmet Yüksel’in tanık olarak dinlenmesini talep etti.

Av. Meriç Eyüboğlu “Tanıkların anlattıkları bizim 11 yıldır anlattıklarımızı kanıtladı. Başbakan’ın ifadesi ile ‘Sokakta kimse kalmasın’ demesi ile her üç kişinin bulunduğu yere gaz atıldı.

“Görüntülerde bunlar var. Başbakanlık Özel Koruma Müdürü Mehmet Yüksel’in polislerin belinden silahı alıp ateşlemesi, çevik kuvvete şurada burada durun demesi bize Hopa’da özel şeyler planlandığını gösteriyor. Sizin mahkemenizde yargılanandan çok daha fazla sorumlu olduğunu gösteriyor.

“Avukatların, ailelerin, Hopa halkının farklı kentlerden geldiği bu davaya, sanıklar gelmedi. Sanıkların duruşmaya gelmesi gerekiyor. Çünkü tanıkların onları tanınması gerekiyor. Maddi gerçeğe ulaşmak istiyorsak sanıkların huzurda olması gerekir. Gelmeyen sanıklar yönünden de her zaman bir bahane bulunmasını da anlıyoruz. Siz de anlamışsınızdır.  Ama bizim bu kadar uzun yıllardır beklediğimiz mahkemeyi sonuçlandırmanız gerekiyor. İki isim halen mahkemenize ifade vermedi. Onlar başka yerde ifade vermek istiyorlar. Biz bunu kabul etmiyoruz. Biz onların tutuklanmasını istiyoruz. Siz tutuklama kararı vermezseniz biz bu kişileri kaç duruşma daha göremeyeceğiz belli değil.”

Av. Sercan Aran da dönemin Hopa Kaymakamı Abdullah Aktaş’ın da yargılanması gerektiğini söyledi. En azından bu aşamada tanık olarak davaya çağrılmasını istedi.

Ara Kararlar

Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti duruşmaya gelmeyen Erol Darcan ve Taner Ballı’nın zorla getirilmesine, Abdullah Aktaş’ın ve Mehmet Yüksel’in duruşmada dinlenmesi talebinin reddine karar vererek duruşmayı 8 Nisan 2022’ye erteledi.

Duruşma Sonrası

Duruşma sonrasında adliye önünde basın açıklama yapıldı. İlk olarak CHP Milletvekili Ali Öztunç konuştu.

Öztunç, özetle şöyle dedi:

“Sanıkların ifadeleri bize şunu gösterdi adres dönemin başbakanlığına doğru gidiyor. Dönemin başbakanın koruma müdürü çevik kuvvet gaz silahını alıyor ve “Böyle sıkacaksın” diyor.

Adres dönemin başbakanlık güvenliği bugünün Saray’ı. Bugün birileri bu davadan yargılanmıyor olabilir bu davadan kim sorumluysa o yargılanacak. Biz CHP olarak başından beri duruşmalara katılıyoruz ve bundan sonra da katılacağız.”

HDP Milletvekili Filiz Kerestecioğlu da özetle şunları söyledi:

“Tanıkları dinlediğimde Hopalıların ne kadar güzel insanlar olduğunu gerçek insanlar olduğunu o ifadeleri ile gördüm buna tanık oldum.

“Olayları gerçekleri ile anlattılar. Gözlerinin önünde Metin Lokumcu’nun nasıl öldüğünü anlattılar. Bu acıydı. Bir listeden söz edildi gözaltı listesinden söz edildi. Tanıklardan biri, Emniyet görevlilerine ‘Cenazemiz var arkadaşlarımızı almayın’ dediğini ama kendisinin gözaltına alındığını söyledi. Listeye baktığında o gün orada olmayan bir kadının ve Metin Lokumcu’nun ismlerinin listede olduğunu gördüğünü söyledi. Bu da bazı şeylerin önceden planlandığını gösteriyor.”

Sol Parti PM üyesi Alper Taş şöyle dedi:

“Bizim ortaya koyduğumuz bir gerçek var ki bu bizzat başbakanlık eliyle yapılmış bir provokasyondur. Burada amaç Hopa halkını sindirmektir. Hopa halkının şahsında Türkiye halklarına gözdağı vermektir. Bugün bunu hukuk önünde de açığa çıktığını gözlemledik. Bugünkü siyasal İslamcı rejimin provasını Hopa’da başlattılar 13 yıl önce. Hopa halkı duyarlılığını gösterdi haklarına sahip çıktı.”

 

Yayınlanma tarihi

2 March 2022

Kategori Listesi

Etiket Listesi