JİTEM, Musa Anter ve Ayten Öztürk Davası İzleme Raporu- 20 Ocak 2021

Musa Anter JİTEM Davası, 14 Mart 2017

Vardal Canis

                                                                                                   

Hanife Kardelen Işık- 20 Ocak 2021

Mahkeme: Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi

Dosya No: 2015/64

JİTEM örgütüne ilişkin 1999 yılında hazırlanan 11 sanıklı iddianame ile 2005 yılında hazırlanan 5 sanıklı iddianamenin 2010 yılında birleştirilmesiyle JİTEM Ana Davası olarak anılmaya başlayan ve Musa Anter’in öldürülmesine ilişkin 2013 yılında başlatılan dava ve Ayten Öztürk’e işkence edilerek öldürülmesine ilişkin 2019’da başlatılan davayla birleştirilen Musa Anter ve JİTEM Ana Davası’nın 27. Duruşması Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 20 Ocak 2021 günü gerçekleşti.

Duruşma Öncesi

Duruşmanın yapılacağı Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi kapısında yer alan duruşma takviminde 20 Ocak 2021 günü için on sekiz duruşmanın görüleceği, Musa Anter ve JİTEM Ana Davası celsesinin ise son sırada olduğu bilgisi yer alıyordu.  Saat 14.10 itibariyle sıra henüz takvimde yedinci sıraya gelmişti. Mübaşirden alınan bilgiye göre duruşmalar olması gereken saatlerden epey sarkacaktı: “girip çıkarken bekleyenleri bilgilendirecekti.” İlerleyen dakikalarda Dicle Anter ve vekili Av. Selim Okçuoğlu, hemen arkasından da Sanık Savaş Gevrekci’nin müdafii Av. Hikmet İşler ve Sanık Hamit Yıldırım’ın müdafii Av. Kaya Yelek de duruşmanın yapılacağı salon önünde geldiler. Her biri mübaşirden ve salon önünde bekleyen diğer avukatlardan bilgi alarak duruşma saatini beklemeye koyuldular.

24 Haziran 2020 tarihli duruşmada zorla getirilmesine karar verilen tanık Latif Şimşek 15.30 sularında mahkeme salonu önüne geldi. Mübaşire “Tanık olarak dinlenileceği bir dava olduğunu, zorla getirilme kararı çıktığı için geldiğini” söyledikten sonra duruşma saatinin gecikeceği yanıtını aldı, sonrasında adliyeden ayrıldı.

Duruşma saati yaklaşırken Dicle Anter ve Avukat Kaya Yelek, Musa Anter’in katlinin kim/kimler tarafından nasıl ve gerçekleştirilmiş olabileceği, AİHM tarafından verilen yaşam hakkı ihlali kararı (AİHM’in 31 Mayıs 2005 tarihli kararı: Çelikbilek v. Türkiye, Başvuru No: 27693/95), Türkiye’de ‘siyasi davaların’ geçmişten günümüze durumu gibi konular üzerine sohbet ettiler. Bu sohbette Kaya Yelek, “Her ne kadar sanık avukatı olsa da” ve Dicle Anter’i işaret ettiği kimi isimlere (Hamit Yıldırım’ın Musa Anter’i katleden kişi olması ihtimali gibi) katılmasa da “elini vicdanına koyarak baktığında, bu dava da dahil olmak üzere, uzun yıllar boyunca sürüncemede kalan siyasi davalarda gerçeklerin ortaya çıkarılmayışının Türkiye’deki cezasızlık politikasının/kültürünün sonucu olduğunu” ifade etti.

Duruşmanın başlamasına kısa bir süre kala Latif Şimşek de mahkeme salonu önünde yerini aldı. Yakınlarda olan Dicle Anter’e “Yıllar önce yaptığı bir televizyon programı sebebiyle tanık olarak çağırıldığını, daha önceki celselere gelmemiş olsa da zorla getirilme kararı çıkarılmış olduğu için bu duruşmaya geldiğini ancak tanıklığına başvurulacak konuyla ilgili tarihten bu yana hem çok uzun zaman geçmiş olduğu hem de çok sayıda konuk ağırlayarak moderasyon yaptığı bir program olduğu için söz konusu programı hatırlayamadığını” ifade etti. Bunun üzerine Dicle Anter “Keşke hazırlıklı gelseydiniz, hatırlamaya çalışırsanız duruşmanın gidişatı için yararlı olur” diyerek avukatı “Selim Okçuoğlu’nun kendisine hatırlatabileceğini” belirti. Bunun üzerine, Latif Şimşek Dicle Anter’e onun “neden burada olduğunu ve bu davayla ilgisini” sordu. Dicle Anter kendisini tanıtınca “Başınız sağ olsun. Biraz geç oldu ama…Yıllar sonra ancak bugün karşılaşabildik” diyerek taziyesini iletti. Ardından Selim Okçuoğlu’ndan bilgi aldı.

Mübaşirin 18.20 sularında kısa bir süre sonra son davanın görülmeye başlanacağını haber vermesi üzerine Av. Hikmet İşler ve Av. Kaya Yelek “duruşmanın bitme saatinde adliye otoparkının kapanma ihtimaline karşın” Av. Selim Okçuoğlu ve Dicle Anter’den durumu mahkeme heyetine iletmelerini rica ederek araçlarını çekmeye gittiler.

Duruşma öngörülen saatten yaklaşık 4 saat gecikmeyle 18.37’de başladı. Duruşma salonunun içinde ya da dışında herhangi bir güvenlik görevlisi ya da kolluk görevlisi bulunmuyordu. Salonun izleyici kısmı boştu.  Mahkeme heyetinin bir üyesinin yerinde olmadığı görüldü. Mahkeme salonun içerisinde duvar kenarlarındaki raflarda ve yerlerde çok sayıda dosya ve çuval bulunuyordu. Mübaşir de bir yandan salon dışına gidip gelerek mahkeme heyeti başkanının istediği belgeleri tamamlamaya çalışıyordu.

Bu celse de JİTEM Ana Dava ve Ayten Öztürk davalarından kimse gelmemişti. Daha sonra avukatı Hikmet İşler ’in gerekçesiyle belirteceği üzere sanık Savaş Gevrekci de ilk defa duruşmaya gelmemişti.

Taraflardan katılan Anter ailesi vekilleri Av. Selim Okçuoğlu, tanık Latif Şimşek hazırdı. Başkan gelen evrakları yazdırırken Sanık Hamit Yıldırım’ın avukatı Av. Kaya Yelek, Sanık Savaş Gevrekci ve avukatı Av. Hikmet İşler de salona geldiler.

Duruşmaya Dair

Av. Kaya Yelek ve Av. Hikmet İşler ‘in gelmesi beklenirken zabıt kâtibi tarafları zapta işledi. Ardından mahkeme heyeti başkanı “Latif Şimşek’e oturarak beklemesini önce celse arasında gelen yazıları zapta geçireceğini” söyledi. Bu sırada geçen celseden bu yana yapılan ve yapılmayan işleri yazdırdı. Av. Kaya Yelek, Sanık Savaş Gevrekci ve avukatı Av. Hikmet İşler’in de salona gelmesiyle tanık dinlemesine geçildi.

Mahkeme heyeti başkanı Latif Şimşek’in “Beyaz TV de bir program yapılırken, bu programın kulis arasında geçen konuşmalarla ilgili buraya çağrıldığını” ifade etti. Sonrasında Latif Şimşek: “Program uzun bir programdı. Hangi bölümüyle ilgili tanıklık yapmam isteniyorsa onu anlatayım,” dedi. Bunun üzerine başkan Av. Selim Okçuoğlu’ndan izah etmesini istedi.

Av. Selim Okçuoğlu: “Söz konusu iki program var: ilki Beyaz TV’de 3 Aralık 2011’de yayımlanan, canlı yayında Yeşil’den gelen mektubun okunduğu programdır.”  Okçuoğlu programın içeriğine dair bir haberle devam etti, haberde Latif Şimşek’in programda Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın bir akrabası tarafından kendisine ulaştırılan bir mesajı okuduğu, bu mesajda Mahmut Yıldırım’ın ölmediği, estetik operasyon geçirerek yaşamını sürdürdüğü söyleniyordu. Bu programın sonunda ‘Latif Şimşek’in kendisinin de Mahmut Yıldırım’ın yaşadığına inandığını söylediğini’ belirtti.

Devamla Av. Okçuoğlu: “İkincisi ise 21 veya 22 Mart 2012 tarihinde Beyaz TV’de yayımlanan programdır.”  Okçuoğlu, ‘Beyaz Gazete’ internet sitesinin programa dair 22 Mart tarihli haberinde yer alan bilgiyi okudu: “Beyaz TV de Latif Şimşek’in modere ettiği Medcezir adlı programa telefonla bağlanan JİTEM itirafçısı Abdülkadir Aygan, Mahmut Yıldırım’ın yaşadığı yeri açıkladı. Bunun ardından Latif Şimşek Yeşil’in kendisine mektup gönderdiğini söyleyerek, ‘bu mektupla Yeşil’in bir tutam saçı geldi. Ben bunu şimdiye kadar açıklamadım ama hem mektubu hem de gelen saç kıllarını Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne teslim ettim. Siz bunu söylemeseydiniz, belki de hiç bu konuyu açmayacaktım’ diye konuştu.[i]

Bu hatırlatmaların ardından Latif Şimşek: “Ben o dönemde Beyaz TV’de hem Medcezir adlı hem de Dinamit adlı iki programın moderatörlüğünü yapıyordum. 2011 yılı civarında bir tarihte, 30’lu yaşlarında, adının Serdal olduğunu söyleyen biri benimle irtibata geçerek ısrarla Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın akrabası olduğunu, kendisinin de hayatta olduğunu söyledi. Açıkçası, benim üzerimde, sonradan yanıldığımı anlasam da, bir güven oluşturdu. Daha sonra Mahmut Yıldırım’a ait olduğunu söylediği bir mektubu ve ona ait olduğunu söylediği bir tutam saçı bana getirdi.  Medcezir programında mektubu iddia olarak açıkladım.

Bunun üzerine Başkan araya girerek: “Gazetecilerin çeşitli teyit mekanizmaları vardır. Dolayısıyla, bunu teyit etme anlamında bir çalışmanız oldu mu?” diye sordu. Cevaben Latif Şimşek: “Muhtelif yer ve kaynaklarla görüştüm, Mahmut Yıldırım’ın yaşadığına kanaat getirecek kadar bir araştırmam oldu. Bana getirdiği saç tellerini de incelenmesi için dönemin Ankara Emniyet Müdürü Zeki Çatalkaya’ya götürdüm. İlerleyen süreçte, Serdal adlı kişinin çok güvenilir olmadığını anladığım için irtibatımı kestim.” Başkan, bu saç tutamına dair emniyetin kriminal bir araştırma yapıp yapmadığını sordu; ancak Şimşek kendisine bu konuyla ilgili bir dönüş olmadığını ifade etti. Ardından, Şimşek’in söz konusu ikinci programa dair beyanlarına geçildi.

Latif Şimşek: “Nisan 2012 dolaylarındaki programda Abdülkadir Aygan’la yurtdışından telefon bağlantısı yaptık. Yeşil’in yaşayıp yaşamadığını sormam üzerine, hatırladığım kadarıyla, yaşadığını ve Gürcistan’da olduğunu söyledi. Bunun haricinde başka türlü bir irtibatımız olmadı.

Sonrasında Av. Selim Okçuoğlu beyanlarıyla ilgili olarak Latif Şimşek’e sırasıyla soruları yöneltti:

  1. “Mektup metninin akıbeti nedir, sonrasında mektubu ne yapmıştır? Emniyet müdürüne vermiş miydi? Zira verdiyse onların arşive aldığını düşünüyorum.”

Latif Şimşek ilk soruya cevaben: “Aradan 10-11 yıl geçtiği için ne yaptığımı hatırlamıyorum. Serdal’a güvensizliğim ortaya çıktığı için muhtemelen yırtıp atmışımdır. Emniyet müdürüne verdiğimi hatırlamıyorum.

  1. “Ankara Emniyet Müdürü Zeki Çatalkaya’ya bu saç kılları teslim edilirken bir resmi tutanak tutulmuş muydu, bir kayıt düşülmüş müydü?

Latif Şimşek: “Hayır, emniyet müdürüyle tanışıklığım olduğu için makamında kendisine teslim ettim. Sonrasında Çatalkaya Ankara Emniyet Müdürlüğü görevinden ayrıldığı için başka bir görüşmemiz olmadı.

  1. “Serdal isimli kişinin sizde nasıl bir güvensizlik oluşturduğunu anlatabilir misiniz? Buna yol açan bir olay, bir durum mu yaşandı? Mektubun içeriğinde neler vardı hatırlıyor musunuz, size hitaben mi yazılmıştı, içeriği Yeşil’in ağzından mıydı? Zira programda tamamıyla okuduğunuza dair bir kayıt bulamadım.”

Latif Şimşek: “Bu çocuk insan psikolojisini iyi bilen biriydi, başta kendisini bana inandırdı. Fakat sonrasında farklı şeylerle gelmeye başlayınca kendisini göstermeye çalışan, psikolojisi bozuk bir insan olduğuna kanaat getirdim. Dolayısıyla inandırıcılığı ve güvenilirliği kalmadı. Programda okumuşumdur ancak şu an tam hatırlayamıyorum fakat bana güvendiğini, tek amacının Türkiye olduğu gibi beylik sözler vardı. Yeşil’in ağzından yazılmıştı ama şimdi anlıyorum ki bu gerçek değildi, Serdal’ın hayal ürünüydü.”

Bunun üzerine başkan, Şimşek’e “Serdal’ın söylediği isimdeki kişi mi olduğunu, isminden emin olup olmadığını” sordu, Şimşek ise bilmediğini söyledi.

Av. Okçuoğlu “davanın 30 yıllık zaman aşımı süresine 18 ay kaldığını” belirterek beyanlarına devam etti: “davanın JİTEM ve Ayten Öztürk davasıyla birlikte torba dosya haline geldiğini, bir arada götürülmesi durumunda makul sürenin aşılacağını, bu nedenle heyetin zaman aşımı konusunda bir değerlendirme yapması talebini” ifade ederek dosyanın tefrik edilmesini talep etti. Bunun yanı sıra, “Adalet Bakanlığı’nın mahkeme ile iş birliği yapmadığını dolayısıyla sanık Aygan’ın ifadesi alınamadığını, bunun da yargılamanın uzamasına neden olduğunu belirtti. Önceki celsede tanık Celal Yeltekin’in ifadesinin alınmasına ilişkin olarak ise mahkemeye araştırma yapılabilmesi için bir telefon numarası sunduğunu” söyledi. Okçuoğlu’nun buna dair dilekçesi bulunarak bu celsede dosyaya koyuldu. Son olarak, Latif Şimşek’in beyanlarına dayanarak, Yeşil Kod Mahmut Yıldırım’a ait olduğu iddia olunan saç tutamının dönemin Emniyet müdürü Zeki Çatalkaya tarafından resmi bir işleme konu edilip edilmediğinin araştırılması ve Zeki Çatalkaya’nın tanık olarak dinlenilmesi talebinde bulundu.

Sanık Savaş Gevrekci’nin avukatı Hikmet İşler’in beyanına geçildi: “Öncelikle, tüm duruşmalara katılan Savaş Bey bugün rahatsızlığı nedeniyle katılamadı, bunun mahkemenizce göz önünde bulundurulmasını isterim. İkinci olarak, katılanların tefrik talebini kabul etmiyoruz, takdir mahkemenindir. Latif Bey’in beyanları da mahkememize herhangi bir katkı veya değişiklik sağlamamıştır.”

Sanık Hamit Yıldırım’ın avukatı Kaya Yelek de “Latif Şimşek’in müvekkili yönünden bir ifade vermediğini” belirtti. “Abdülkadir Aygan’ın ifadesinin alınmasında ısrarcı olduklarını çünkü müvekkilinin onun bir gazeteye verdiği beyanla sanık haline geldiğini, sonrasında ise habervaktim.com adlı siteye verdiği röportajıyla Aygan’ın kendi ifadesini yanlışladığını dolayısıyla bu dosyada Aygan’ın ifadesi alınmadan karar verilemeyeceğini” söyledi. “Tefrik talebin reddiyle, bu celse de de müvekkili hakkında haftada bir imza atmak suretiyle uygulanan adli kontrol tedbirinin kaldırılmasını ya da hafifletilmesini” talep etti.

Savcı, sanık Hamit Yıldırım hakkında adli kontrol tedbirlerinden olan imza yükümlülüğünün “dosyanın geldiği aşama ve alacağı seyir göz önüne alınarak kaldırılmasına” karar verilmesini mütalaa etti. Ardından Abdülkadir Aygan’ın dinlenilmesi talebiyle ilgili olarak ise “kendisine haricen İsveç’in talebi reddettiğinin söylendiğini” ifade etti. Bunun üzerine başkan ise “dosyanın kendilerine gelmediğini veya havale edilmediğini” ifade etti. Okçuoğlu ise “heyetin daha önce konuyla ilgili olarak istinabe kararı verdiğini ancak daha sonrasında bundan vazgeçildiğini” hatırlattı. Ancak başkan buna yanıt vermedi, ara kararları yazdırmaya devam etti.

Duruşma biterken, savcının mütalaasına kadar yerinde olmayan mahkeme üyesi de salonda yerini aldı. Bu sırada, duruşmanın önemli bir kısmında gözleri kapalı olarak oturan diğer üye de duruşunu dikleştirerek oturmaya başladı. Ara kararların ardından başkan, sonraki duruşma tarihinin belirlenmesi için hem heyetle hem de avukatlarla konuştu. Bu sırada, “bu celsedeki gecikmenin bir karışıklıktan/hatadan dolayı olduğunu, kusurlarına bakılmamasını yoksa bu davanın görüleceği günler için sabah veya öğleden sonrası için belirlenen saat sonrasını bütünüyle boşalttıklarını” ifade etti. Dicle Anter ve Selim Okçuoğlu’nun “bu dava için şehir dışından geldiklerini” söylemeleri üzerine başkan, tarihleri ayarlayan mahkeme heyeti üyesine nisan ayında öğleden sonrası boş olan bir günü vermesini rica etti.

Ara Kararlar:

  • Mazeret sunan avukatların mazeretlerinin kabulüne,
  • Sanık Abdulkadir Aygan’ın yurtdışı istinabesi ile savunmasının tespiti için Adalet Bakanlığına yazılan yazı ile akıbet sorulmasına dair yazıların akıbetinin tekrar sorulmasına,
  • Tanıklar Celal Yeltekin, Ferit Yılmaz ve Ömer Özüyılmaz’ın dinlenmesi için işlemlerin yapılmasına,
  • Cemil Işık (Hogir kod) hakkında istinabe işleminin gerçekleştirilmesi için Adalet Bakanlığına yazı yazılmasına,
  • Yakalama emirlerinin devamına,
  • Yeşil Kod Mahmut Yıldırım hakkındaki Kırmızı Bülten uygulamasının devamına,
  • Hamit Yıldırım hakkında uygulanan adli kontrolün dosyadaki delil durumu, suçun niteliği, önlemin ölçülülüğünü sürdürmesi nazara alınarak devamına, talebin reddine,
  • Bu celse ifadesi alınan tanık Latif Şimşek’in beyanlarında geçen 2011 yılında yayımlanan Medcezir isimli televizyon programını takiben Serdal isimli kişi tarafından kendisine getirilen ve Yeşil Kod Mahmut Yıldırım’a ait olduğu iddia olunan saç tutamının dönemin Emniyet müdürü Zeki Çatalkaya tarafından resmi bir işleme konu edilip edilmediği hususunda Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne bilgi temini için yazı yazılmasına,
  • Zeki Çatalkaya’nın tanık olarak dinlenilebilmesi için bilgilerin edinilmesi hususunda Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne yazı yazılmasına,
  • Sanık Savaş Gevrekçi’nin sağlık mazeretinin kabulüne,

Karar verildi.

Bir sonraki duruşma 7 Nisan 2021 günü, saat 14.00 da yapılacak.

[i] https://beyazgazete.com/haber/2012/3/22/yesil-e-ait-oldugu-soylenilen-saclari-ankara-emniyetine-teslim-etti-1103265.html

Yayınlanma tarihi

26 January 2021

Kategori Listesi