Şerzan Kurt Davası İzleme Raporu– 11 Eylül 2019 (Karar Duruşması)

Nurettin Aldemir – 11 Eylül 2019

Esas no: 2019 / 37 Esas
Mahkeme: Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi

Ne Olmuştu?

12 Mayıs 2010 tarihinde Muğla’da öğrenciler arasında çıkan çatışmada polis memuru Gültekin Şahin’in silahını ateşlemesi sonucu Muğla Üniversitesi öğrencisi Şerzan Kurt ağır yaralandı. On iki gün sonra, İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde 24 Mayıs 2010 tarihinde Şerzan Kurt yaşamını yitirdi. Kurt’un ölümüyle ilgili olarak Muğla Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şubesi’nde görevli polis memuru Gültekin Şahin tutuklandı. Şahin hakkında Muğla Ağır Ceza Mahkemesi’nde “olası kasıtla nitelikli öldürme” suçundan dava açıldı. Dava Adalet Bakanlığı’nın talebi sonucunda, Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin güvenlik gerekçesi kararıyla Eskişehir’e nakledildi. Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2,5 yıl tutuklu yargılanan sanık polis Şahin, 9 Eylül 2012 tarihli duruşmada suçlu bulunarak önce müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Ardından 2005’te kaldırılan Türk Ceza Kanunu’ndaki (TCK) bir maddeyi yeni TCK’ye uyarladı ve sanığa suça yardım indirimi yaptı. Müebbet cezasını 8 yıla indiren mahkeme Şahin’i tahliye etti. Yargıtay “fiilin kasten işlendiği” ve “sanık polis Şahin’in görevden alınması gerektiği” kararıyla yerel mahkemenin kararını bozdu ve davanın yeniden görülmesine karar verdi. Yeniden görülen davanın 14 Nisan 2014’teki ilk kararında, Yargıtay 1. Ceza Dairesi Şahin’e “haksız tahrikle kasten öldürme” suçundan hapis istedi. Mahkeme, 15 Şubat 2015’te yeniden yargılamada, Şahin’e 16 yıl hapis cezası verdi. Bunun üzerine Şahin tutuklandı. İtiraz üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesi 5 Aralık’ta “ağırlaştırılmış yaralama” suçundan ceza istemiyle kararı bozdu. Şahin tahliye edildi.

AİHM başvuru sürecinde sanık polis Şahin’in meslekten çıkarılmadığı öğrenildi.

Şerzan Kurt’un ailesi Muğla 2. İdare Mahkemesi’nde İçişleri Bakanlığı aleyhine tazminat davası da açtı. Bu dava 28 Mart 2013’te sonuçlandı. Mahkeme, “polis memurunun kastla adam öldürme suçundan mahkûmiyetine karar verildiği, bu olayda davalı idarece yürütülen kamu hizmetinin, personelinin kusuru nedeniyle gereği gibi yerine getirilememesi sebebiyle hizmet kusurunun bulunduğu ve meydana gelen zararı tazminle yükümlü olduğu sonucuna” ulaşıldı. Ve böylece Kurt ailesine maddi ve manevi tazminat ödenmesine karar verildi.

Bu karar idari soruşturmada saklanan bir gerçeği de ortaya çıkardı. Kararda yer verilen bilgiye göre; ‘olası kastla adam öldürme’ suçundan ceza alan Şahin’e Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü’nün, ‘silahıyla dikkatsizlik, tedbirsizlik veya ihmal sonucu ölüme sebebiyet veren ya da bu fiilin başkaları tarafından işlenmesine neden olan memura ise 24 ay uzun süreli durdurma cezası verilir” maddesinden ceza verildiği ortaya çıktı. Oysa tüzüğün sekizinci maddesinin altıncı bendi, ‘kasten adam öldürme’ suçu halinde ‘meslekten çıkarma’ cezası verilmesi gerektiğini emrediyor. Tüzükte 24 ay uzun süreli durdurma cezası uygulanması halinde bile, “meslekten çıkarma cezası da verilebileceği” belirtilmesine rağmen bu maddenin de işletilmediği belirlendi. Devlet Memurları Kanunu’na göre ‘kasten işlenen suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına mahkûm olma’ halinde memuriyetten ihraç gerektiği halde bu da yapılmadığı ortaya çıktı.

DURUŞMA ÖNCESİ

Duruşma saati 09.00 olarak ilan edilmişti, Adliye’ye ilk olarak, “Yaşam Bellek Özgürlük Derneği” üyesi insan hakları savunucuları giriş yaptı. Bir güvenlik şube komiserinin açık olan mahkeme kapısının önünde durmakta olduğu görüldü. Heyeti görünce selam verdi, dava için geldiğini söyledi ve genel katılımı kasıtla “Sizden kaç kişi gelir?” diye sordu. Bir sayı veremeyeceğimizi söyledik. Duruşma salonu kapısında ve hemen yanda duvarda, üzerinde iki adet “Duruşma salonu kapısında lütfen beklemeyin” yazan ve bir adet büyük harflerle “KAPALI DURUŞMA” yazan kartlar görüldü. Mahkeme kapısının yanında 6 resmi, 4 sivil kıyafetli polis memuru beklemeye başladı.

Duruşma Salonu

09.00’da duruşma salonuna önce avukatlar, Kurt ailesinden Baba Ömer Kurt, Şervan Kurt ve hemen sonrasında izleyiciler alındı. İzleme ekibinin ve diğer izleyicilerin girişi sırasında hiçbir sıkıntı yaşanmadı. Anne Necla Kurt ve Serdar Kurt SEGBİS ile Batman’dan katıldı. Sanık Gültekin Şahin duruşmaya SEGBİS ile İzmir’den katıldı. İzleyiciler için 60 koltuk bulunuyordu, duruşma boyunca koltukların tamamı dolmadı. İzleyiciler içindeki sanık avukatlarına en yakın yerde, izleyici bölümünün sağ önünde oturan iki kişi zaman zaman, davalı avukatları ile samimi kısa ve alçak sesle konuştular. Aynı kişilerin aralarda koridorda sivil polislerle de sohbet ettiği görüldü. Salonun izleyiciler bölümünde 2 stajyer avukat ve farklı kurumlardan 22 kişi ile 12 resmi kıyafetli, 3 sivil kıyafetli polis memuru, bir yerel gazete muhabiri yer aldı. Resmi polis memurları sıra başlarına oturdu, duruşma boyunca nöbetleşe değişimleri gerçekleştirildi.

Duruşmayı izlemeye gelen kurumlar şunlardı: “KESK”, “Eğitim Sen”, “Tarım Orkam – Sen”, “BES”, “SES Batman Şubesi”, “Eğitim Sen Batman Şubesi”, “Eğitim Sen Eskişehir Şubesi”, “Yaşam Bellek Özgürlük Derneği”, “HDP Eskişehir”.

Mahkeme heyeti, 09.03’te yerlerini aldılar. Duruşmada, katılan avukatlarından Av.Erkan Şenses, Av. Mustafa Rollas, Av. Arif Ali Cangı, Av. Heval Yıldız Karasu, Av. Esra Başbakkal Kara, Av. Fatma Girgin, Av. Nuri Mehmetoğlu, Av. Pınar Çelik Arpacı, Av. Eylem Yaman ve Av. Mercan Argunağa hazır bulundular. Sanık müdafilerinden ise Av. Erol Halka, Av. Ayşegül Koca, Av. Tuncay Songör ve Av. Ayla Songör duruşmaya katıldı.

Mahkeme Heyeti, Başkan Uğur Dağ, Üye Burak Özcan, Üye Aybüke Erdem ve Cumhuriyet Savcısı Tayfun Atak’tan oluşuyordu.

Karar Duruşması – 11 Eylül 2019

Duruşma sırasında Mahkeme Başkanı, avukatlarla konuşmasında saygılı davrandı, beyanlarda sözlerini kesmedi, söylenenleri katibe aynen yazdırdı. Duruşma boyunca mahkeme tutanağına yazdırılanlara hiçbir avukat itiraz etmedi, düzeltme istemedi. Mahkeme Başkanı, Baba Ömer Kurt ve Anne Necla Kurt ile her diyalog sonunda başsağlığı diledi. Sanık avukatları da konuşmalarında başsağlığı dilediler. Sanık hiçbir beyanı sırasında başsağlığı dilemedi, üzüntü belirtmedi, kendisinin en çok mağdur olduğunu, Şerzan Kurt’a isabet eden merminin kendi silahına ait olmadığını, araştırması yapılmayan ve ifadesi alınmayan silah kullanan sivil bir kişinin silahına ait olabileceğini belitti. Suçsuz olduğunu kendisine komplo kurulduğunu, gizli tanığın savcı tarafından yönlendirildiğini söylediKurt ailesinin avukatları eski tutanaklarda ve kararlarda geçen ifadelerini detaylandırarak “kasten öldürme” iddialarını yenilediler. Gültekin Şahin’in avukatları müvekkillerinin kurduğu cümlelere çok benzer, aynı cümleler kurarak Gültekin Şahin’in dosyanın konusu olmaması gerektiğini, yeterli araştırma ve inceleme yapılmadığını, sürecin yanlış işlediğini söyleyerek; müvekkillerinin beratını, mahkeme aynı kanaatte değilse 29 ve 62. maddelerin uygulanmasını istediler.

Duruşma sırasında iki kez 15 dakikalık ara verildi, ikinci ara sonunda 13.30’da mahkeme heyeti kararı okudu.

KARAR

Yeniden görülme başlanan davanın 11 Eylül 2019 tarihli duruşmasında, Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi, Kurt’u vuran polis Gültekin Şahin hakkında, “neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama” suçundan 12 yıl hapis cezasına hükmetti, haksız tahrik nedeniyle 1/4 indirim yapılarak 9 yıl ve iyi hal indirimiyle neticeten 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verdi.

Karar sonrası salondakiler sessizce koridora çıktılar. Koridorda ve dışarıda herhangi bir, olay yaşanmadı. Aralarda sanık avukatlarına, mahkeme heyetine karşı bir tepki gelişmedi. Karar sonrası koridora çıkıldığında daha geniş güvenlik önlemi alındığı 30 civarında resmi, 10 kadar sivil polisin bulunduğu görüldü.

 

 

 

Yayınlanma tarihi

26 September 2019

Kategori Listesi