Nihat Kazanhan Davası

12 yaşındaki Nihat Kazanhan, 14 Ocak 2015 günü, Cizre’de Yafes Mahallesi’ndeki evlerinin yakınındayken polis memuru Mehmet Nurbaki Göçmez’in, Mossberg marka pompalı av tüfeği ile uygulamada kapalı yer operasyonlarında kapı açma ve cam delmek için kullanılan 12 cal’lik gaz fişeklerini Nihat ve arkadaşlarının yönüne doğru 3-4 el ateşlemesi sonucunda atışlardan birinin Nihat’ın başına isabet etmesi sonucu yaşamını yitirdi. 

Emniyet Müdürlüğü ve Şırnak Valiliği, hiçbir polis biriminin olay yerinde bulunmadığına dair açıklama yaptılar. Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu .. herhangi bir şekilde emniyet görevlilerimizin kurşunlarıyla öldürülmesi söz konusu değil. Orada ne fiili bir müdahale ne de gaz kullanımı söz konusu oldu.” dedi. İçişleri Bakanı Efkan Ala da şunları söylemişti: “Birtakım sitelerde ‘polisin silahıyla veya gaz bombasının parçasıyla vefat ettiği’ söyleniyor. Bu kesinlikle doğru değil. Zaman zaman orada polise karşı silah kullanılıyor, polis silahla karşılık veriyor. Terör bölgesi, terörün olduğu yerde bu tür çatışmalar da olabiliyor. Toplumsal olaylar oluyor gaz kullanılıyor. Ama bugün bu yok. Bugün herhangi bir polis müdahalesi, silahla ya da gazla olmamış. Buna rağmen bununla birlikte bu çocuğumuz orada vefat etmiş.”

Diyarbakır Kriminal Laboratuvarı otopsi incelemesi sonucunda hazırladığı raporda “bu tür av tüfeklerinin emniyet envanterinde bulunmadığı, 6-7 Ekim Kobanê eylemleri sırasında yağmalanan av tüfeği bayilerinden göstericiler tarafından alındığını” söylüyordu. Rapora göre “bahse konu şahsın ölümüne sebep olan nesnenin bu faaliyetler esnasında ‘birileri’ tarafından kullanılan bir silahtan çıktığı “kesin” olarak saptanmıştır” ifadeleri kullanıldı. 

29 Ocak 2015 günü ise olaya dair polis kamerası tarafından çekilmiş görüntüler görsel medyada yer aldı. Görüntülerden Nihat’ın polis memurları tarafından vurulduğu ve çocuklara doğru gaz fişeği ile de atış yapıldığı anlaşılıyordu. Görüntülerin emniyetten “sızdırılmasına” dair ise emniyet mensuplarına yönelik soruşturma başlatıldı. 

Mülkiye Müfettişleri olayla ilgili idari soruşturma başlatarak inceleme gerçekleştirdi ve sonucunda “Olay yerindeki aracın içindeki güvenlik görevlilerinin gaz kullandığı ve gaz kullanımından kısa süre sonra olayın meydana geldiği görülmektedir. Görüntü incelemesinde de ölüme neden olan ateşli silahtan çıkan kurşunun zırhlı araçların bulunduğu bölgeden geldiği tespiti yapılmıştı. Burada küçük bir grubun eylem yaptığı, ölen kişinin grubun dışında yol kenarında durduğu görülmekte. Bu tespitlerin ardından güvenlik birimlerinin neden gaz kullandığı ve ateş ettiği değerlendirilmeli.” tespiti yapıldı. 

Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı’nın olayla ilgili başlattığı soruşturma kapsamında Mardin’den geçici görevle Cizre’ye gelen, içerisinde Özel Harekat Polisleri Hayri Vural ile Oğuzhan Çalışkan ile Ufuk İli’nin bulunduğu zırhlı araç tespit edildi. Polislerin ifadelerinin alınmasının ardından Kazanhan’ın ölümüne neden olan merminin çıktığı silahın zimmetli olduğu Hayri Vural 27 Ocak 2015 günü tutuklandı.

Hayri Vural, 16 Şubat 2015‘te Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği ek ifadesinde üzerine zimmetli olan pompalı tüfekle polis memuru Mehmet Nurbaki Göçmez’in Kazanhan’a ateş ettiğini, olaydan sonra Göçmez’in olay yerine giderek fişekleri topladığını söyledi. “Hem Mehmet Nurbaki Göçmez’in yanmaması, hem de ekipten herhangi bir arkadaşa zarar gelmemesi için bu ifadeyi verdim. Ben tutuklanınca her şey değişti. Çünkü biz bu dosyada kimsenin tutuklanmayacağını düşünüyorduk.” dedi. Ve devamında tahliye edildi. Kazanhan’a ateş eden Göçmez ise kasten insan öldürmek suçundan tutuklandı.

Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı Hayri Vural için kasten insan öldürmek iddiasıyla açılan soruşturmaya takipsizlik kararı verdi. Nihat vurulurken olay yerinde bulunan Hayri Vural ve Oğuzhan Çalışkan, Ufuk İli ve Gürcan Turak isimli diğer üç polis memuru hakkında “kamu görevlisinin suçunu bildirmeme” suçundan, Mehmet Nurbaki Göçmez hakkında ise olası kast ile insan öldürme suçundan 4 Mart 2015 tarihinde iddianame düzenlendi ve dava açılması istendi. 

Cizre 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın 07 Mayıs 2015 günü görülen ilk duruşmasında, yalnızca Mehmet Nurbaki Göçmez’in savunması alınabildiği için duruşmanın bir sonraki gün de devam etmesine karar verildi. 

08 Mayıs 2015 günü görülen 2. duruşmada, sanığın tutukluluk halinin devamına, olayda kullanılan silaha ait fişeklerin eksik teslim edilmiş olmasına rağmen resmi kayıtlara tam olarak işleyen görevliler hakkında tahkikat yapılması için suç duyurusunda bulunulmasına, Makine Kimya Endüstrisi (MKE)’’ye yazı yazılarak ölüme neden olan fişeğin atıldığı silahın özelliklerinin mahkemeye gönderilmesinin istenmesine, TİB Başkanlığına yazı yazılarak sanıkların telefon numaraları açıkça belirtilerek olay gününden iki gün ve olaydan 10 gün sonrasını gösterir arama, aranma, mesaj alım ve gönderim kayıtlarının istenmesine, Adli Tıp Kurumuna yazı yazılarak dosya içerisinde mevcut Kobra 6 isimli araçtan elde edildiği belirtilen kamera görüntülerinin ve Hayati Bilgin karakolundan elde edildiği belirtilen görüntülerin incelenerek orjinalinde bozulma olup olmadığına dair rapor istenmesine, tanıkların dinlenmesi için gerekli işlemlerin yapılmasına, baroların müdahillik taleplerinin kabulüne, keşif talebinin daha sonra değerlendirilmesine karar verildi. 

02 Temmuz 2015 günlü 3. duruşmada, o dönem Cizre’de görev yapan 6 polisin tanık olarak beyanları alınmıştır. Tutuklu olan sanığın tutukluluk halinin devamına,  Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarına yeniden yazı yazılarak emanette bulunan Nihat Kazanhan’ın kafasından çıkarıldığı iddia edilen parça ile uyumluluk gösterilen 12 numaralı gaz fişeğinin hangi sınıfa girdiği yönünde rapor düzenlenmesinin istenilmesine, Emniyet Genel Müdürlüğüne yazı yazılarak olayda kullanıldığı belirtilen morberg marka tüfeğin yurtiçi tedarikçi firmasının (emniyet genel müdürlüğünce silah alımı yapılan) tespit edilerek adresinin mahkemeye bildirilmesine, olay hakkında bilgi ve görgüsü olduğu düşünülen Kürşat Sarı (Malatya İl Emniyet Müdürlüğünde Özel Harekat Polisi) adresi yer mahkemesine talimat yazılarak olay hakkında bilgi ve görgüsünün sorulmasının, özellikle olay günü ve ertesi günü kobra 6 tipi aracın kameralarının izlenip izlenmediğinin, ilk olarak kim tarafından izlendiğinin ve izlenirken yanlarında kimin olduğunun, ayrıca kamera görüntülerini geriye sarmak suretiyle yetkili personel haricinde araç personelinin kendi imkanı ile izleyip izleyemeyeceği sorularının sorulmasının istenilmesine, İstanbul ve Tunceli Baro Başkanlığı müdahillik taleplerinin kabulüne, Çocuk Hakları alanında çalışan avukatlar ağı ve Günden Çocuk Derneğinin müdahillik taleplerinin reddine, olay mahallinde  keşif yapılmasına karar verildi.

 02 Ekim 2015 tarihinde gerçekleşen 4. duruşmada, Nihat Kazanhan’ın vurulduğu an aynı yerde oyun oynayan arkadaşı ve o dönem Cizre’de görev yapan bir polisin tanık olarak beyanları alındı. Tutuklu olan sanığın tutukluluk halinin devamına, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne yazılan Mosberg marka tüfeğin yurtiçi tedarikçi firmasının tespit edilmesine ilişkin yazı cevabının beklenmesine,Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarına yeniden yazı yazılarak emanette bulunan Nihat Kazanhan’ın kafasından çıktığı iddia edilen gaz fişeği ile yine emanette yer alan 7 adet gaz fişeğinin birlikte gönderilmek suretiyle hangi sınıfa girdiği yönünde rapor düzenlenmesinin istenilmesine,Adli Tıp Kurumu Başkanlığının ön raporunda belirtmiş olduğu hususlar giderilerek yeniden yazı yazılmak suretiyle kayıtlarda silinme veya birleştirme olup olmadığı yönünde rapor düzenlenmesinin istenilmesine, bunun için öncelikle flash bellek veya cd ortamında yer alan görüntülerin normal programlar vasıtasıyla izlenebilecek şekilde yeni bir dijital ortama yazdırılarak, Cizre İlçe Emniyet Müdürlüğünden söz konusu Kobra 6 tipi aracın kayıt cihazının marka ve modeli temin edilerek olay anına ilişkin görüntülerin dakikaları belirtilerek yazı yazılmasına, Olay mahallinde keşif yapılmasına, Cizre İlçe Emniyet Müdürlüğüne yazı yazılarak olay günü saat 16:45 ile 17:30 saatleri arasında hastane polisine ait olduğu belirtilen telsiz kodu anons edilerek iletişim kuran kişilerin telsiz kodlarına istinaden kimlik bilgilerinin ya da hangi araca tahsisli olduğunun bildirilmesinin istenilmesine, Şırnak İl Emniyet Müdürlüğü ve Mardin İl Emniyet Müdürlüğüne yazı yazılarak sanıklar hakkında idari soruşturma yapılıp yapılmadığının bildirilmesine karar verildi.

11 Aralık 2015 günü görülen 5. duruşmada, Bu duruşma öncesinde 28 Kasım 2015 tarihinde Diyarbakır Baro başkanı Av. Tahir Elçi’nin ölümü nedeniyle dosyaya katılan baro başkanları ve katılanlar vekilleri Tahir Elçi’yi anarak duruşmaya başlamışlardır. Tutuklu bulunan sanığın tutukluluk halinin devamına, Hayati Bilgin Sınır Karakoluna yazı yazılarak olay anını gösterir bir örneği daha önce temin edilen görüntü kayıtlarının ham halinin çıkartılarak gönderilmesinin, olay günü görüntü kaydeden kameranın teknik özelliklerinin bildirilmesinin, yapılan kamera kayıtlarını bilgisayar ortamında oynatmaya yarayan programın bir örneğinin dijital ortamda mahkemeye gönderilmesine, görüntü kayıtları geldikten sonra İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderilerek görüntüler silme, kesme veya oynama yapılıp yapılmadığına ilişkin rapor düzenlenmesine,Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarına ısrarlı şekilde yazılan yazılara bila ikmal cevap verilmesi nedeniyle, bu defa da Ankara Jandarma Kriminal Laboratuvarına yazı yazılmasına karar verilmiştir.

12 Şubat 2016 günlü 6. duruşmada, bu duruşma öncesi Şırnak Valiliği tarafından ilan edilen sokağa çıkma yasağının halen devam etmesi nedeniyle taraflardan duruşmaya fiziki olarak katılan kimse bulunmamaktadır. Tutuklu bulunan sanığın tutukluluk halinin devamına, Keşif sonrası bilirkişi raporunun beklenmesine,doğrudan yurt dışından temin edildiği anlaşılan silahın teknik özellikleri ve atış menzili yönüyle konusunda uzman bir bilirkişiden rapor aldırılmasına,Hayati Bilgin Sınır Karakoluna yazı yazılarak, olay anını gösterir bir örneği daha önce temin edilen görüntü kayıtlarının ham halinin çıkartılarak gönderilmesine, olay günü görüntü kaydeden kameranın teknik özelliklerinin bildirilmesinin, kamera kayıtlarını bilgisayar ortamında oynatmaya yarayan programın bir örneğinin mahkemeye gönderilmesine, kamera görüntülerinin ham halinin araştırılmasına,  kayıtların dijital ortamda bulunması veya ham halinin dijital ortamda gönderilmesi halinde görüntülerin İstanbul ATK’ye gönderilerek, silme, kesme veya oynama yapılıp yapılmadığına ilişkin rapor düzenlenmesine karar verilmiştir.

8 Nisan 2016 tarihli 7. duruşmada, tutuklu bulunan sanığın tutukluluk halinin devamına, Nihat Kazanhan’ın kafasına isabet eden fişeğin giriş yönü ve isabet izi yönüyle rapor düzenlenmesi için dosyanın ATK’ya gönderilmesini dosya kapsamındaki otopsi raporu, bilirkişi raporu ve beyanlar dikkate alınarak 3D canlandırma yapılmak suretiyle rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiştir.

31 Mayıs 2016 tarihinde gerçekleşen 8. duruşmada, bir önceki duruşma tarihi olarak 03 Haziran 2016 olarak belirlenmiş ise o dönem Cizre İlçe Emniyet Müdürü olarak görev yapan tanığın mahkemede hazır bulunması nedeniyle duruşma bu tarihte yapılmıştır. Bu nedenle duruşmaya fiziken sadece bir katılan vekili katılabilmiştir. 

3 Haziran 2016 günü görülen 9. duruşmada, bu duruşmada olay yerine yakın yerde esnaf olarak çalışan iki kişi tanık olarak dinlenilmiştir.Sanığın tutukluluk halinin devamına, Ankara Jandarma Kriminal Laboratuvarına yazı  yazılarak dosya içerisinde mevcut silah ve mühimmat gönderilmek suretiyle bilirkişi raporunda değinildiği gibi insan tenine benzer jel kullanılmak suretiyle açık ve kapalı alanda atış yapılarak silahın etkili menzilinin belirlenmesinin istenilmesine, emanete yeteri kadar mühimmat bulunmaması halinde Mardin il Emniyet Müdürlüğüne yazı yazılarak olay da kullanıldığı iddia edilen mühimmatın aynısından birçok adedin deneme amaçlı kullanılmak üzere gönderilmesinin istenilmesine karar verilmiştir. 

12 Ağustos 2016 tarihinde gerçekleşen 10. duruşmada,  tutuklu bulunan sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilerek, dosya esas hakkında mütalaada bulunması için savcılığa tevdi edilmiştir.

23 Eylül 2016 tarihinde gerçekleşen 11. duruşmada, katılan vekilleri dosyada hala eksik delillerin olduğunu, çeşitli eksikliklerin olduğunu tevsii tahkikat talebinde bulunmuşlardır. Özellikle sanıklara ilişkin mahkemenin evrakta sahtecilikten suç duyurusunda bulunmasına rağmen bunun sonucunu beklemeden karar verecek olmasının kuşku uyandırdığını belirtmiştir. Savcılık esas hakkındaki mütalaa sunmuştur. Mütalaada tutuklu sanık Mehmet Nurbaki Göçmez için olası kastla insan öldürme suçundan ceza istenmiştir. Katılan vekillerinin tevsi tahkikat talebinin reddine, sanığın tutukluluk halinin devamına, sanık müdafilerine esas hakkında mütalaaya karşı savunma yapmaları için süre verilmesine karar verildi.

11 Kasım 2016 tarihinde gerçekleşen 12. duruşmada,sanık Mehmet Nurbaki Göçmez’in olası kast ile kasten öldürme suçunu işlediğinden bahisle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi, bu cezanın haksız tahrik altında işlenmesi ve tanığın iyi halli olması nedeniyle indirim yapılarak nihayetinde 13 yıl 4 ay hapis cezası verildi. Sanık Oğuzhan Çalışkan, Ufuk İli, Gürcan Turak, Hayri Vural hakkında kamu görevlisinin suçu bildirmemesi suçundan 6 ay hapis cezası verilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildi. Katılan vekilleri ve sanık müdafileri karara itiraz ettiler. 

15 Mayıs 2017 tarihinde Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, istinaf başvurularını reddetti ve yerel mahkemenin kararını hukuka uygun buldu. 6 Mayıs 2019 tarihinde ise Yargıtay 1. Ceza Dairesi temyiz incelemesinde kararı onadı. Katılan vekilleri kararın kesinleşmesi sonrası, yaşam hakkının ihlal edilmesi gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu.

Kesinleşen karar gereği hükümlü hale gelen sanık polisin hapis cezasının infazı devam ederken 2020 yılında yaşanan Covid-19 pandemisi nedeniyle ceza infaz kurumlarından izinli ayrılma düzenlemesinden faydalanan sanık tahliye edildi.

25 Mayıs 2022 tarihinde Anayasa Mahkemesi Nihat’ın annesi Ayşe Kazanhan ve babası Mehmet Emin Kazanhan’ın yaptığı bireysel başvuruyu karara bağladı ve yerel mahkemenin “bölgede yaşanan güvenlikle ilgili riskli durum” ve “çocuğun da kolluk görevlisi sanıkların olduğu yere doğru taş atan çocukların arasında bulunması” nedenleriyle uyguladığı haksız tahrik indirimini, riskli durumun “henüz 12 yaşında bir çocuk olan ölenden kaynaklanmadığı” ve “ayrıca güvenlik güçlerinin veya kolluk görevlilerinin terörden kaynaklanan güvenlik riskinin yüksek olduğu yerlerde bu riskin varlığından hareketle her türlü toplantı veya gösteriye karşı ölçüsüz bir şekilde -otomatik olarak- öldürücü şekilde ateşli silah kullanmalarının meşru olmadığı”  ve Nihat’ın taş atan çocuklar arasında bulunmasını gerekçesini de “öldürücü nitelikte ateşli silah kullanılması, üstelik de kişilere doğru silahla ateş edilmesi oldukça istisnai koşullarda başvurulabilecek son çare” olacağı nedenleriyle, ayrıca haksız tahrik indiriminin asgari sınırdan daha yüksek olacak şekilde uygulanmasının gerekçesinin bulunmaması nedeniyle anayasada düzenlenen yaşam hakkının ihlal edildiğine hükmetti. Kararın bir örneğinin yaşam hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için gerekli işlemler yapılmak üzere Cizre 1. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar verdi. Anayasa Mahkemesi’nin Mayıs ayında verilen kararı 29 Aralık 2022 tarihinde resmi gazetede yayınlandı.

Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararı üzerine yargılama Cizre 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden başladı. İlk duruşma 24 Şubat 2023 günü görüldü. Duruşmaya Covid-19 izni nedeniyle tahliye edilmiş olan sanık katılmadı. Kaçma şüphesi nedeniyle sanık hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı verildi.

24 Mart 2023 günü görülen duruşmada, sanık hakkında kırmızı bülten kararı çıkarılması talep edilse de bu talep reddedildi. Yakalama emrinin infazı için sanığın kayıtlı adresinde kolluk birimine müzekkere yazılarak işlemlerin doğrudan bilinen adrese gidilerek gerekli kontrollerin yapılması, bu yönde komşular ve mahalle kişileriyle de görüşmeler yapılarak gerçekleştirilen araştırmanın detaylı bir biçimde tutanağa bağlanması istenilmesine ara karara bağlandı.

26 Mayıs 2023 günü görülen duruşmada, katılan vekillerinin, tanığın kırmızı bülten ile aranması talepleri sanığın ülke dışında olduğuna dair şu anda herhangi bir belgenin bulunmaması nedeniyle reddedildi.

20 Ekim 2023 tarihinde görülen duruşmada, sanık hakkında kırmızı bülten ile arama talep edildi ve fakat bu talep yeniden reddedildi.

17 Ocak 2024 günü gerçekleşen son duruşmada sanık hakkında kırmızı bülten ile arama kararı verildi ve duruşma 13 Mart 2024 günü, saat 14.30’a ertelendi.

 

İlk Duruşma Tarihi

07.03.2015

Dava Mahkemesi

Cizre 1. Ağır Ceza Mahkemesi

Dava İddianamesi

Dosyayı indirin

Sanıklar

Mehmet Nurbaki Göçmez
Hayrı Vural
Ufuk İli
Oğuzhan Çalışkan
Gürcan Turan

Maktuller

Nihat Kazanhan

Dava Gerekçeli Kararı

Dosyayı indirin

İlgili AİHM Kararları

Anayasa Mahkemesi, Ayşe Kazanhan ve Mehmet Emin Kazanhan, B. No: 2019/33136, 25/5/2022, § …

Videolar

Nihat Kazanhan'ın vurulma anı (Fox Tv-Al Jazeera)